1.BÖLÜM - Beginning

32K 1.4K 2.4K
                                    

Yazar; blehmeh

Çevirenler; SeKaism & diremaniacs

Ç/N: Rahatsız olacaklar için; Küfürlü kelimeler, uygunsuz durumlar içeriyor.

*

"36 numaralı odadayım, ya sen?"

"Lanet olsun! 65 numaradayım."

Chanyeol ve Kris eş zamanlı olarak kağıtlarını büzüştürüp çöp kutusuna atarlarken iç çektiler. Bir kez daha, iki yakın arkadaş oda arkadaşı değillerdi.

"Yixing gerizekalısına bizi aynı yere koymasını tembih etmiştim..." Chanyeol iç çekti. Tüm öğretmenler ve muhtemelen ayrıca öğrenciler tarafından sevilen, aynı zamanda da bilhassa bir çok insanın isteği olduğunda daha bir unutkan olan, ona, güvenmekten daha iyisini yapmalıydı.

"Tabi." Kris çantasını kavrarken gözlerini devirdi, odalarına yeni yerleşen öğrencileri seyretti. "Öyle bir şey dediysen de, iddiasına varım ki baykuş gözlü olan birisiyle oda arkadaşı olmayı önerdin."

Kris gülerken Chanyeol utançtan kızardı.

Pekala, belki demiş olabilirdi ...kim bilir...

"Yine de umudun var, değil mi?" Uzun arkadaşının gülümsediğini gördü, sırtını patpatladı, ve 36 numaralı odaya onu bıraktı. Lanet olsun sana, Kris. Chanyeol kendi kendine düşündü, eşyalarını kavramış odasını ararken kalbi hızlanıyor ve yanakları kızarıyordu. Umutlarımı arttırdı.

Okuldan nefret ederken, tatillerden daha çok nefret ediyordu, çünkü barizce yoğun bakışlar ve güzel biçimli dudaklarıyla koyu siyah saçlı oğlanın özlemiyle bırakıyordu onu. Bu özlem bazen o kadar kötü oluyordu ki günleri, o ve sevdiği çocuğun arkadaş olduğunu hayal etmek dışında, boş geçiyordu.

Kapalı kapıya yaklaşırken gözlerini sıkıca yumdu, dileğini yerine getirecek Tanrı ya da her kimseye Kyungsoo'nun olması için dua ediyordu lütfen lütfen lütfenlütfenlütfenlütfenlütfen..., ancak kalbi boğazında ve tüm umutlarının uçmasıyla daha elini bile kapı tokmağına uzatamadan, kapı açılmış ve Kyungsoo'nun boylarında, fakat tamamen farklı bünyedeki biriyle karşılaşmıştı.

Jongdae.

Chanyeol sızlandı.

"Harika!" Jongdae Chanyeol'e baktı sonra da banyoya yöneldi. "Oda arkadaşımın kim olacağına bakın."

En kötü durum senaryosu buyken, lanete oldukça yakındı.

Öfke buhar gibi yayılırken, Chanyeol kişisel eşyalarını kavradı ve öfkenin bir huysuzluğuyla onları içeriye fırlattı, şüphesiz hayal kırıklığına uğramıştı ve sebebini merak ediyordu, kader ona götüyle gülmüyordu ama şansı oldukça kötüydü.

"Kahretsinkahretsinkahretsinkahretsin..." Boş yatağa kendini atarken Chanyeol kendi kendine mırıldandı.

"Wow, bunun yüzünden mutsuz olmana gerek yok. Ben iyi bir oda arkadaşıyım, biliyor musun?" Jongdae'nin sesi kulaklarına girerken aniden doğrulup konuşana bakana dek Chanyeol kendini yatağa atmaya devam ediyordu.

"Senin yüzünden mutsuz değilim, mutsuzum çünkü sen kahrolası aptal göt bir salakla arkadaşsın...argh!" Chanyeol son kelimesini kükrer gibi söylemişti, sonra kendini yine yatağa vurmaya devam etmişti. Bugünün sonunda yatağının kırılacağından emindi, ama o dakika bunu umursamaktan çok uzaktı.

"Ne kadar da düşünceli." Yeni bir ses duyuldu, tonu iğneleme ve rahatsızlıkla doluydu, ve Chanyeol içgüdüsel olarak gözlerini ve kulaklarını kapattı. Allah lanet olasıcanın belasını versin, Jongdae'nin burada olması yeteri kadar kötü değilmiş gibi, şimdi de o da mı buradaydı?! Kulaklarının kapalı olmasına rağmen, Chanyeol kulaklarına giren rahatsız edici boğuk konuşanın sesini hala duyabiliyordu. Sesini işitmek bile Chanyeol'ün sinirini katlayabiliyordu.

The Faults in Byun BaekhyunWhere stories live. Discover now