19.BÖLÜM - I don't care

10.2K 922 2.5K
                                    

Yazar; blehmeh

Çevirenler; SeKaism & diremaniacs


Son zamanlarda hatta geceleri bile Chanyeol Baekhyun'la konuşmuyordu ve aynı şekilde küçük olan da diğeriyle konuşmaya çalışmıyordu.

Şu aralar Chanyeol sanki bir şey eksikmiş gibi hissediyor ve çoğu zaman sanki birisini yumruklayabilecekmiş gibi hissediyordu.

İyi hissettiği tek zaman Kyungsoo ile birlikte olduğu zamandı ve gün geçtikçe daha da çok yakınlaşıyorlardı.

Müzik kulübünde, Baekhyun Kris'le vakit geçirmek için gelmediğinden sadece ikisi çalışıyordu ama Kyungsoo bunu sorun ediyor gibi görünmüyordu.

Aşçılık kulübünde, sessizce birbirlerine tek kelime etmeden çalışıyorlardı ki bunu Kyungsoo ve Jessica tuhaf bulmuştu.

Fizik kulübünde, Chanyeol hiç katılmıyordu ki bu da demek oluyordu ki Baekhyun onun yokluğunun üstünü örtmekten başka bir şey yapamıyordu.

Artık birbirleriyle konuşmuyorlardı ve Chanyeol bu ilerleme için mutlu olması gerekirken hiç olmadığı kadar sarsılmış hissediyordu. Her şeyden önce Baekhyun'dan (az çok) nefret etmesi gerekiyordu. Oda arkadaşları olduklarından beri Baekhyun'dan kurtulmak istiyordu. Değil mi?

Akşam yemeği sırasında, Kyungsoo Chanyeol'la konuşacaktı ama Chanyeol Joonmyun gibi istemeye istemeye cevap veriyordu. Çünkü şu an grup daha büyüktü ve gerçekten kimse fark etmiyordu.

Her öğünde, Joonmyun hızlıca yiyip tek başına çıkıp gidiyordu, yüzü her zaman kaşları çatılmış bir ifadeye bürünüyordu. Daha sonra Chanyeol aynı şeyleri yapıyordu, sinirlendiği zamanki gibi kaşları çatılıyordu.

Kris ilk başta Joonmyun'a endişeli bir şekilde bakıyor, bunun üstesinden geliyor ve daha sonra yemeye devam ediyordu.

Ve kimse bakmadığı zaman, Baekhyun da aynı şeyleri Chanyeol'ün arkasından yapıyordu.













Kyungsoo Chanyeol'ü tanıdıkça uzun olandan daha çok hoşlanıyordu.

Chanyeol'ün sadece utangaç masum sakar hali, arsız şakacı hali, şefkatli hali yoktu ayrıca ona karşı seksi tarafını da gösteriyordu (bunun çoğunluğu derin sesi oluşturuyordu).

"Hey~ sana verdiğim saati takmışsın." Kyungsoo işaret etti, parmakları Chanyeol'ün bileğini sarmıştı. Uzun olan sırıttı.

"Evet. Bu havalı, o yüzden takıyorum." Chanyeol Kyungsoo'nun dokunmasına izin verdi. "Bu doğum günü hediyesini verdiğin için teşekkür ederim. Seninki ne zaman?" Kyungsoo'nun büyük gözleri kırpıştı, soru üzerine afallamıştı.

"Genelde kutlamam-"

"Hadi ama~~~~" diye yalvardı Chanyeol, Kyungsoo'nun çok fazla düşünmeye başladığı o dudaklarını bükmüştü. Kısa bir an için, Kyungsoo iç çekti. Sahiden de sevdiğinden saf bir duygu kazanmaya başlamıştı.

"... Peki o zaman. Ama kimseye söyleme, olur mu? Kalabalıktan nefret ederim." Chanyeol'ün hevesli onaylamasını görmesi üzerine hafifçe gülümsedi. "Ocak'ın 12'si."

Chanyeol'ün yeni bilgiyi algılaması için birkaç dakikasını almıştı, büyük gözleri safça kırpıştı, daha sonra nefesi kesilmişti.

"Bekle. Birkaç gün kalmış!!" diye belirtti Chanyeol. Küçük olan kurnazca gülümsedi.

"Sen- ... Ne istiyorsun? Doğum günün için?" Kyungsoo kafasını salladı.

"Hiçbir şey. Chanyeol, işte bu yüzden sana söylemek istememiştim. Böyle yapacağını biliyor-"

The Faults in Byun BaekhyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin