EV

913 72 9
                                    

BÖLÜM DUZENLENIP TEKRAR YAYINLANMISTIR.

Yolun bir kaç metre ilerisinde ölü iki tane zombi vardı. Komutan çoktan evi kontrol etmek için girmişti. Tahtadan , küçük bir evdi. Kapıyı aralayıp içeri girdim. Teknolojiden , medeniyetten uzak bir evdi.Bir kaç koltuk , mutfak ve balıkçı malzemelerinden başka hiçbirşey yoktu. Mutfakta yiyecek birşeyler vardı fakat hepsi bozulmuş.Bu yüzden evde leş gibi kokuyordu. Komutan odanın birinden burnunu tutarak çıktı. Komutanın çıktığı odaya girdiğimde yerde ölü bir adam gördüm. Odaya neredeyse girmemiştim ki kapıyı kapatarak dışarı çıktım. iskelenin yanına giderek tekneye oturdum. Komutan yanıma gelerek " Güzel bir yere benziyor. " dedi." Aynen. Sakin ve güvenli bir yer gibi. " dedim. Komutan bir kaç defa öksürüp boğazını temizledikten sonra " Kusura bakma biraz sert çıktım sana. " dedi." Haksız değildin. " dedim." Evet değildim. " dedi gülerek elini omzuma koyup." Neden yaptın böyle birşeyi ? " dedi ve " Savaşabilirdik. " diye ekledi.Bir kaç saniye sustum. Cevap vermemeyi tercih ettim. Cevap beklercesine baktı ardından " He ? " dedi." Korktum. " dedim soğuk bir sesle. Komutan kaşlarını çatarak şaşkın gözlerle baktı." Korktun mu ? " dedi. Kafamı salladım." Neyden ? " dedi Komutan ve " Ölmekten mi ? " dedi." Hayır , tabiki de ölmekten değil. " dedim. Komutan , " Peki ya neyden korktun ? " dedi." Benim yüzümden ölmenizden.O kitabı ben buldum ve fabrikaya götürmeye ben zorladım.O adamlarla karşılaşmamızın nedeni bendim. " dedim. Komutan bir kaç defa çenesini kaşıdıktan sonra gülerek " Ama kitap hala bizde. " dedi." Evet. " dedim gülerek. Omzumdan tutarak yanına çekti beni." Bu yola beraber çıktık.Sen , o , ben yok.Biz varız.Ölürsek hep beraber , yaşarsak hep beraber. Yaptığımız iyi veya kötü şeyler veya hatalar hepimizin. " dedi Komutan. Tüm dikkatimle dinliyordum onu. Muhtemelen her operasyona başlamadan önce askerlerine defalarca söylemiştir bunları.Her kelimesinden sonra sesi dahada titriyordu Komutan'ın." Kafana takma. " diyerek saçlarımı karıştırdı." Sağol.Çok iyi birisin sen. " dedim." Hadi geçelim de birşey yiyelim. " dedi gülerek

içerdeki ölüyü ve bozulmuş yiyecekleri dışarı attık. Kokunun çıkması için evdeki sadece 2 tane bulunan pencereleri açtık.Ali , sırtında ki çantayı çıkararak içinde ki konservelerden herkese birer tane verdi. Kurt gibi açtık. Herkes saldırdı resmen konservelere ve bittiğinde herkes ne kadar doymamış olsada buna razı oldu.Her gün sadece bir konserve yiyorduk. Sadece çok kötü durumlarda 2 tane yiyebiliyorduk. Yoksa bunlar bize 3 gün bile yetmezdi. Artık hazır yiyecek yerine kendimiz yetiştirmeliydik. Patates , domates vs.Toprakta el verişliydi bunun için.Her erzağımız bittiğinde evimizden ayrılıp , kendimizi tehlikeye atıp erzak aramaya çıkamazdık.

Boş bir odaya girdim.Bir köşeye geçerek , evdeki gaz lambasıyla kitabı çıkardım. Fabrikaya ulaşamamıştık ve aslada ulaşamıyacaktık. Kadir'i öldüren grup Samet'i yakalamıştı.Ve büyük ihtimallede onu konuşturucaktılar. Virüsten ve fabrikadan bahsedicekti ve fabrikaya gidiceklerdi. Kitap yoktu belki onlarda fakat eğer hocayı bulurlarsa , kitaptan da daha değerli birşeye sahip olucaklardı. Sayfaları karıştırdım fakat üçüncü virüsten bahsetmiyordu. Zaten diğer virüslerinde HIV ve kuduz olduklarından da emin değiliz. Sadece bir teoriydi.Bu kitapta yazan herşey gibi sadece tahminden ibaretti. Belki sadece bir virüs vardı , belkide iki , belkide daha fazla.Bu bilgiye ancak bir bilim adamı , bir zombiyi inceleyerek ulaşabilirdi , biz değil. Gerçi şuanda böyle bir bilim adamının yaşadığını sanmıyorum.Ülkeler , ordular dağılmışken ...

Ayda girdi odaya ve " Ne yapıyorsun ? " dedi. Kitabı , kafamda ki düşüncelerle beraber bir köşeye koydum." Gel. " dedim. Kapıyı kapatarak yanıma oturdu ve elini elimin üstüne koydu." iyi misin ? " dedi." iyiyim hem de çok iyiyim. Bugün o yaptığın hareket , kitabı alman , gerçekten çok cesurcaydı. " dedim. Gittikçe bana yaklaşıyordu keskin bakışlarıyla beraber." Cesur bir kadına sahipsin. " dedi gülerek." Evet. " dedim sırıtarak ve " Haftalardır bir boş vakit bulamadık.Şey için ... " dedim. Cümlemi tam bitirmedim çünkü anlıyacağını biliyordum." işte vakit. " dedi ve ellerini saçlarıma takarak dudaklarıma yapıştı.

Pencereden gelen güneşin ışığıyla gözlerimi açmıştım. Ayda sol kolumun üzerinde uyumuştu.Onu uyandırmadan kolumu çektim. Cebimden bir tane sigara yakarak dışarı çıktım. Araba çalışıyor mu diye kontrol etmek için arabaya bindim. Anahtar üstünde değildi. Torpidoya baktım fakat anahtar oradada yoktu. Kafamın önündeki güneşliği indirdim ve anahtar kucağıma düştü. Anahtarı kucağımdan alarak kontağa taktım ve çevirdim.Bir kaç saniyelik motor sesinden sonra durdu. Tekrar denedim ve tekrar. Fakat sonuç hep aynıydı. Benzin yokmu diye kontrol ettim fakat benzinde vardı. Araçtan anlamazdım o yüzden araçtan inerek iskeleye doğru yürüdüm. iskelenin en ucunda durarak , ufuğa doğru sigaramın dumanlarını üflemeye başladım. Kafamı gökyüzüne doğru kaldırmış , gözlerim ise kapalıydı. Doğanın ve suyun sesini dinliyordum.ilk defa doğa ile bu kadar iç içeydim. Evden birinin bana seslendiğini fark ettim.Bir kaç saniye sonra arkamı döndüm. Ayda'ydı , " Komutan seni çağırıyor. " dedi. Homurdanarak sigaramdan son bir kez duman çekip , içime vererek eve doğru gitmeye başladım. içeri girdiğimde herkes bir alanda toplanmış , yuvarlak oluşturmuşlardı." Otur. " dedi Komutan. Ayda'nın yanına geçerek yere oturdum.

" Sadece 16 tane konservemiz kaldı.Bu bizi en fazla 3 gün götürür. Suyumuz ise sadece bir hafta gider. " dedi Komutan.

" Yani ? " dercesine bakıyordu herkes Komutan'a.

" Bundan ne kadar memnun olmasanızda ... " cümlesini tamamlamamıştı Komutan.
" Çıkar artık ağzında ki baklayı baba. " dedi Asena.
" Tekrar erzak için evden çıkmamız lazım. " dedi Komutan.

Herkes " Lanet olsun. " dercesine etrafına bakıyor , bıçaklarını bir yerlere saplıyordu.Herkesin morali çok bozulmuştu.Peki ya şimdi ne yapıcaktık ?

Zombi Salgını (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin