DEPO

649 46 7
                                    


*

Olabildiğince yakınımıza gelmişti bıçak için çok geç olabilirdi , zaten elimde olan silahımı doğrulttum ve kafasına sıktım . Sesi duyan bir kaç zombi ve onları takip eden 1-2 düzine kadarı bizi fark etmiş ve bulunduğumuz yöne doğru gelmeye başlamışlardı hemen koşmaya başladık buraya gelirken geçtiğimiz dağların oralarda izimizi kaybettirdik ama ne olur ne olmaz diye koşmayı bırakmadık" dedi . Takıldığım tek nokta Ayhan beni gördüğünde hayatlarını kurtarmış olduğumuz için teşekkür etmişti ve iskele tarafına doğru gideceklerini söylemişti , peki ne işleri vardı buralarda ?

*


Komutan ve Ali oturmuş düşünmeye başlamıştı . Aklım almıyordu bu neydi şimdi ? Düpe düz adam bize yalan söylemişti ama neden ? Komutan fazla takmamamız gerektiğini gereksiz olacağını düşünüyordu , ama ben çoktan kafama takmıştım . Sürekli düşünüp duruyordum neden yalan söylediğini. 5 dakikalık sessizliği bebeğin ağlama sesleri bozdu , Ece kucağına alıp susturmaya çalışırken Ayda kahvaltı yapmamızı söyledi . O kadar şeyden sonra hazır olan kahvaltı masasını unutmuştuk . Hep beraber mutfağa geçtik , günlerdir böyle güzel şeyler yemiyordum çok güzel gelmişti . Kahvaltı sonrası Savaş , Ali , Komutan ve ben toplanıp bugün neler yapacağımızı planladık .




Önceliğimiz depoya inip jeneratör bulmak ve elektriği sağlamak olacaktı , daha sonrasında ise bir şekilde su getirmeliydik . Kısa bir plan ve görev dağılımı sonrası gerekli alet ve edevatlarla herkes toplanmıştı . El feneri , çeşitli kesici alet , çekiç , çivi vs. hepsini toplayıp paylaştırmış ve aşağı inmeye başlamıştık . Her zaman ki gibi Komutan önden gidiyordu , merdivenlerden inip el fenerlerini yakmıştık . Karanlık gitmiş yerini aydınlığa bırakmıştı , Burada bir sürü kutu , koli , dolap ve olabildiğince gereksiz eşya vardı , ve bir de yıllardır temizlenmemiş olması nedeniyle toz yuvası olmuş çıkmıştı . "Hepimiz aşağı indiğimize göre dağılabiliriz" dedi Komutan . İşe yarar ne varsa almak için 4 bir tarafa dağılmıştık , el fenerimi bir dolabın üstüne koyarak önüme ışık tutmasını sağladım . Ayak altında bir çok kutu vardı ve adım atmama engel oluyordu , önce onlardan başlasam iyi olacaktı . Bıçakla hepsini teker teker açtım . Bir kaç parça kumaş , yastık , yün ve iğne iplik çıkmıştı , kutunun dibine ulaşmaya çalışırken bir an elimde çok kötü bir acı hissettim . Isırıldım sandım , acıdan olsa gerek ve biraz da korku ile "Hass*ktir" diye bağırdım .




Elimi çektiğim sırada bir iğne tahmini 3-4 cm kadar işaret parmağıma boydan boya girmişti . Diğerleri başıma toplanmış meraklı bir şekilde parmağıma bakıyordu , çıkarmak istiyordum ama daha dokunamıyordum bile . Canımın çok az olduğunu biliyordum ama bu kadar da korkak olmamam gerekiyordu . Komutan dirseğimden kavrayarak kolumu hareket ettirmeme izin vermeden sıkı bir şekilde bastırıyordu . Gözlerimi kapatıp yukarı diktiğim sırada , kolumdan vurulduğum an gelmişti aklıma . Acı tarif edilemezdi , Komutan iğneyi çektiği sırada parmağımı hissetmedim uyuşmuştu . Kutunun içinde kumaştan bir parça yırtarak parmağıma bastırdı , oluk oluk kan akıyordu . " Sen yukarı çık kızlardan birisi pansuman yapsın , kapının üstünde ecza dolabı var " dedi Ali . Başımla onayladım ve parmağımdaki kumaş parçasını bastırarak merdivenlerden yukarı çıktım . Kapının açılma sesini duyan ilk Ayda oldu , güler yüzle karşıladı ama kısa sürdü . Parmağımı görüp " Parmağına nooldu " diye telaşlı bir şekilde yanıma koştu . Ecza dolabını gösterdim ve pansuman yapmasını istedim , gerekli malzemeleri alıp yanıma geldi ve kumaşı kaldırdığım sırada yüzünü ekşiterek " Off " kelimesi çıktı ağzından . Parmağımı nazikçe kaldırarak pamuk ile temizledi ve krem sürdü , sargı bezinden bir parça kesip parmağımı sardı ve yara bandı ile sabitledi . Teşekkür ettim ve yanağından öptüm , ayağa kalktım aşağı inmek için kapıya doğru yöneldiğim sırada Ayda " Parmağını fazla zorlama Selim " dedi . Olur dedim ve kapıyı kapattım . Merdivenlerden inerken Komutan beni gördü ve " Nasıl oldu ? " dedi. "Ayda pansuman yaptı , fazla abartılacak bir şey yok " dedim . Fazla zorlamamam gerektiğini yoksa hepten kötü olacağını söyledi ve gerekli şeyler aramaya devam etti . Tam o sırada gözüme bir kutu ilişti , kahverengi kapaklı üzerinde beyaz parlayan taş gibi şeyler vardı . Yanımda duran Komutanı çağırdım ve kutuyu gösterdim , oda şaşırmış olacaktı ki " Gel alalım şunu " dedi meraklı bir şekilde. Bir ucundan Komutan diğer ucundan ise ben tuttuk ve yere indirdik , üstü aşırı tozluydu ve çok ağırdı . Güzel bir şeyler çıkacağını ümit ederken Komutan kapağı açtı ve toz bulutu kalkmasıyla öksürmeme sebep oldu , içinden 5 litrelik 4 adet benzin bidonu ve alet çantası çıktı . Çocuğu olmuş gibi sevinen Komutan " Şimdi tek iş jeneratör" diye fısıldadı , çok geçmeden " Heey buraya bakı-" Savaşın bağırması yarım kalmış , engellenmişti .

Zombi Salgını (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin