ÖLÜM MÜ, YAŞAM MI?

391 34 13
                                    

*
- Sık kafama... Ne duruyorsun hadi sık
+ Senin ben kalıbını s*keyim ruh hastası

Askerlere yerden kaldırmaları için işaret veren ayhan, geri kalan askerlere de marketi boşalttırmakla görevlendirdi. Özgür' ün neden böyle bir şey yaptığını anlayamamıştım ama tek merak ettiğim bizimle uğraşan kimdi, ne istiyordu. Kendi kendime soru sorup dururken bir sigara çıkartıp her zaman yaptığım gibi dumanını gökyüzüne doğru üflemeye başladım.
*

+ Hadi ama Ece kimseye görünmeden çıkmamız lazım
- Geldim, geldim
+ Sakın gereksiz yere silahını kullanma, inşallah doğru bir şey yapıyoruzdur.
- Madem kimseye görünmeden çıktık neden yolun ortasından açık hedef olarak yürüyoruz, hem sen bebeği kime bıraktın.
+ Eğer bizi görseydiler ilk işleri telsiz ile diğerlerini bilgilendirmek olacaktı bu da Selim' in bana kızacağı anlamına gelir, yolun ortasından yürüyoruz çünkü biz ormandayken Selimler buradan geçebilir, bizi orada görmezse işte o zaman kıyamet kopar, bebek ise güvenli birisinde merak etme.
- Pekâlâ dediğin gibi olsun
+Hızlan o zaman daha çok yolumuz var


~
+ Biliyor musun Selim, burada şu şerefsizler yüzünden değil de sigaradan ölecek olman çok garibime gidiyor.
- Ee Komutan herkes sizin gibi g*tü sıkışınca takım arkadaşlarını, omuz omuza verip kan döktüğü dostlarını, kardeşlerini satmıyor.
+ Ne alakası var şimdi ne demek istiyorsun
- Zamanla öğrenirsin

Ayhan ve askerler arabaya malları yüklemeyi bitirmiş hepsi yerleşmeye başlıyordu. Hiç kimse yerini karıştırmadan askeri araçlara bir bir biniyordu. Savaş' ı dürterek gelmesini işaret ettim ve Ayhan' ın olduğu araca doğru ilerlemeye başladım. Yaklaşık 30 saniye sonra herkes tamamdı. Aslında Özgür' ü bulduğumuz eve gitmeyi çok istiyordum fakat bir türlü Ayhan' ı ikna edememiştim. Şuan bir tehlikeye karşı hazır olmadığını söyleyip duruyordu. Geldiğimiz yoldan geri gidiyorduk fazla büyük olmayan bu yeri sevmiştim biraz da olsa fakat içimde garip bir his vardı, sürekli takip ediliyoruz zannedip arkama bakıyordum. Düşünceler ile kendi başımın etini yerken araç ani bir fren ile durdu, ne olduğunu anlamak için ileri doğru baktım fakat en arkada ki araçtaydım. Silahımın emniyetini açıp kapıyı yavaşça araladım, benimle beraber Savaş ve ön arabadaki Ali' de indi. İleri doğru ilerlemeye başladığım da bizimkilere benzer askeri bir araç, aracın önünde ise uzun boylu yapılı, kafasında bir tel saçı bile olmayan bir adam duruyordu. Bize bakıp gülmeye başladı. Ayhan aramızdan geçip adama biraz yaklaşarak konuşmaya girdi
+ Kimsin sen, yolu neden kapattın?
- Ayhan.. Demek şu sözünü ettikleri Ayhan sensin, seninle tanışmak ne hoş.
+ Adımı nereden biliyorsun, sen kimsin söyle yoksa sağ bırakmam seni
- Hahaha şu an beni öldürürsen ne olur biliyor musun?
+...
- Bilmiyorsun madem söyleyeyim, o çok sevdiğin güvenli olarak tuttuğun bütün evler yakılacak, ne kadar halkın varsa öldürülecek, o çok değer verdiğiniz Ayda ve Ece bizimkilerin or*spusu olacaklar

Normalde sinirlerime hakimimdir fakat benim gözlerine bakmaya, yüzüne dokunmaya kıyamadığım Ayda' ma or*spumuz olacak demesi gözlerimi kararttı. Hiç bir şey görüp duyamaz oldum, tabancamı çektiğim gibi adamın üzerine koştum ve reflex olarak elimi tetiğe götürdüğüm sırada Ayhan kolumu son anda yukarı kaldırarak merminin adamın kafasının üstünden gitmesini sağladı. Gözlerim ateş saçarcasına Ayhan' a baktığımda
+Selim, şimdi değil. Her şeyi biliyor, o kadar masum insanı tehlikeye atamayız

Gözlerimi adama çevirdiğim sırada ise resmen gülmekten yarılacak bir hali vardı. Bize bakıp alkışlamaya başladı ve gülmeye devam etti. Herkes adama parçalayacakmış gibi bakmaya devam ederken adam gülmeyi keserek birden bire ciddileşti.
+ Sizde benim bir emanetim var önce onu teslim edeceksiniz sonrasında ise aranızdan bir kişiyi kurban edeceksiniz. Size beş dakika veriyorum eğer kabul etmiyorsanız ve onlarca masum insanın ölmesini göze alıyorsanız beni de öldürebilirsiniz.

Tekrar kahkaha atmaya başlayan adamı bıraksalar şuracıkta gebertirdim fakat dedikleri eğer doğruysa çok kötü sonuçlar ortaya çıkar. Herkes Ayhan'a bakıyordu, ne diyeceğini nasıl bir karar vereceğini bende merak ediyordum. Ayhan bana baktığı sırada gözlerindeki korkuyu gördüm, onu ilk defa böylesine korkmuş bir şekilde görüyordum. Gözlerini benden çekip arkaya askerlerin olduğu yere çevirdi.
+ Turgay, Özgür' ü buraya getir
- Hemen getiriyorum

Turgay Ayhan' ın dediği gibi Özgür' ü alıp bir polisin suçluyu tuttuğu gibi kavradı. Ayhan' ın yanına geldiklerinde
+ Turgay, adamı götür şu şerefsize ver
- Tamamdır abi

Turgay Özgür' ü çekiştirip adımını atar atmaz tek el silah sesi duyuldu. Herkes anlık bir şekilde birbirine bakıp ne olduğunu anlamaya çalışırken az önce tehditler savuran adam sırt üstü bir şekilde yatıyordu. Kafasından akan kanları gördüğümüz zaman herkes önce birbirine sonra ise silahlarını kuşanıp etrafına bakmaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Ayda' nın sesini duyar gibi oldum. Kendi kendime söylenerek iyice deliriyordum herhalde. Savaş' ın beni dürtmesiyle olayın ciddiyetini kavradım ve sese kulak verdim git gide yaklaşıyordu, ve bu senin sahibi Ayda' ydı. Tekrar bağırarak
+ Yanınızdakilere söyleyin biz geliyoruz, ateş etmesinler

Dedi oldukça sevinçli bir tonda. Herkesin daha ne olduğunu anlamadığı kesindi fakat Ayda yaptığı şeyin iyi olduğunu düşünüyordu. Karşıma kadar geldiğinde ağzımı zar zor açarak
+ Neden buraya geldiniz? 
- Canımız sıkıldı, sizi çok merak ettik
+ Ne demek canımız sıkıldı merak ettik, oyun parkı değil burası Ayda. Neyin peşindesin ya başına bir şey gelseydi,  bebek nerde kime bıraktın.
- Ben çocuk değilim Selim, kendimi koruyabiliyorum. Kimsenin beni korumasına gerek yok.

Konuşmaya gireceğim sırada araba sesleri duymaya başlıyordum. Dağın yamacında olduğumuz için aşağıdaki bütün yolları görebiliyorduk. Bizden yaklaşık 4 kilometre ileride bir tır hareket halindeydi. Ece' ye döneceğim sırada başımda bir soğukluk hissettim ve o kalın ses beynimde yankılandı
+ Silahlarınızı yere bırakın ve ellerinizi kaldırın.
+ Ve bu arada kızlara dokunmayın, geride kaç kişi varsa öldürün.

Yaşantımız yüzünü bile göremediğim kalın sesli adamın ellerindeydi. Öl derse ölür yaşa derse yaşayacaktık.

Zombi Salgını (Düzenleniyor) Where stories live. Discover now