HADİ, SIK KAFAMA

354 35 9
                                    

*

Toplamda 4 kepenk ve her kepenkte 2 şer taneden 8 tane yere çakılmış kilitler vardı . Komutan kilitleri inceleyip hızlı bir şekilde silahına davrandı ve kilite doğru nişan aldığında Ayhan hemen elini ortaya koyup " Ne yapıyorsun sen , hepsini başımıza mı toplayacaksın tek bir kepengi kaldırsak yeterli" diye çıkıştı . Ayhan çantasını açarak aletlerini çıkarttı ve en baştaki kepengin kilitlerini açmaya başladı , kısa bir süre sonra iki kilidi de açarak kepengi yukarı doğru kaldırdığında gözlerimize inanamadık . Neredeyse market ağzına kadar doluydu , 1 rafına dahi zarar gelmemişti . Daha detaylı bakmak için içeri girdik ve dağıldık , o kadar çok susamıştım ki gördüğüm ilk su şişesini bir dikişte bitirmiştim , ikincisi şişenin kapağını açıp yukarı doğru kaldıracaktım ki çok büyük bir gürültü ile kepenk üzerimize kapatılmış içerisi kapkaranlık olmuştu , bitiyormuyduk yoksa daha yeni mi başlıyorduk ?
*
Kepengin üzerimize kapanmasıyla neye ugradığımızı şaşırmıştık. Daha ne oluyor demeye kalmadan Komutanın bağırışları bütün marketi doldurdu. "Aç ulan şu kapıyı şerefsiz, en başında anlamalıydım o***** çocuğu olduğunu ". Ayhan ve Ali Komutanı sakinleştirmeye çalışırken ben de hâlâ ne yaşadığımızı kavrayamamış olduğum yerde kalmıştım. Aradan 5 - 10 dakika geçtikten sonra herkes sakinleşmiş mantıklı düşünmeye başlamıştık. Ali ve Savaş kepengi kaldırmaya çalışırken ben de başka bir çıkış yolu arıyordum. Resmen burada ki 5 kişiye 1 yıl yetecek yiyecek ve içecekle dolu bir zindana kapatılmıştık, böyle bir durumda sevinmeli mi yoksa üzülmelimiydim bilmiyordum. Ayhan bir anda ayağa fırlayarak elini çantasına attı, ne yaptığını anlamaya çalışırken elindeki telsizi gördüğümde bir nebzede olsa sevinmiştim. Karışıklıktan kimsenin aklına gelmemişti. Diğer askerler ile bağlantı kurmaya uğraşırken Ali ve Savaş ise kepengi zorlamayı bırakmışlardı. Bir müddet uğraştıktan sonra diğerleri ile zor da olsa iletişim kurabilmiştik. Telsizden gelen cızırtılarla hep beraber Ayhanın başına toplandık, karşıdaki ses ;
+ "Kiminle konuşuyorum cevap verin"
- "Cemil, benim oğlum Ayhan"
+ "Ayhan abi neden farklı frekanstan iletişim kuruyorsunuz"
- "Uzun hikaye kardeşim anlatırım, bir tuzağa düşürüldük araçları bıraktığımız yerden 5 sokak yukarıdayız. Ağzına kadar dolu bir markete kapatıldık"
+ "Birisine birşey oldu mu abi, iyi misiniz. Biz hemen yola çıkıyoruz dediğin yere oldukça yakınız"
- "Kimseye bir şey olmadı kardeşim iyiyiz Allah'a şükür. Yolda dikkatli olun, ne ile karşılaşacağınızı bilmiyorum. Karşımızdakiler her kim ise sizin geleceğinizi biliyor olmalı"
+ "Tamam abi ge- ... "
Sesi kesilmişti ve telsiz yeniden cızırtılara başlamıştı. Bir şey olmayacağını veya karşı tarafın pili bittiği için konuşmanın kesildiğini umuyorduk. Ama hepimiz biliyorduk kendimizi avuttuğumuzu. Ayhan yerinden kalkarak yeniden bir şeyler düşünmeye başladı. Komutan ve Ali ise fısıldaşarak konuşuyorlardı. Ne yapmaya çalıştıklarını tam olarak anlamış değildim. İnşallah düşündüğüm şey olmazdı.









~

Ece söze girerek düşüncelere dalmış olan Ayda'nın korkmasına sebep olarak yüzüne masum bir ifade takınmıştı.
- Korkutmak istememiştim özür dilerim, o halde görünce bir şey oldu zannettim.
+ Önemi yok fakat ne varmış halimde
- Bilmiyorum Ayda çok tedirgin bir halin var her an bir şey olacak gibi davranıyorsun
+ Selimler ne yaptı acaba, onları çok merak ettim. Haber de vermediler hâlâ.

Ece bir taraftan başını öne eğmiş Ayda' nın anlattıklarını dinlerken diğer taraftan da bir şeyler yapmaları gerektiğini düşünüyordu. Ayda' ya attığı masum bakış ikisininde aynı anda söze girmesini sağladı
+Sende mi aynı şeyi düşünüyorsun?




~
Uzun süredir beklemekte olan Ayhan sabrının dolduğunu hatta taştığını düşünerek sinirli bir şekilde ayağa kalkıp bağırmaya başladı.
+Nerede lan bu çocuklar, 5 dakikalık yolu 25 dakikadır gelmediler kesinlikle başlarına bir şey geldi

Ali hemen Ayhan' ın yanına giderek söze girdi
- Sakin olmazsan hiç birimiz buradan çıkamayacağız, şimdi otur ve biraz sakinleşmeyi dene
+ Nereye sakin olayım lan, onlar benim kardeşle...

Kepengin sesi herkesin kafasını oraya çevirmişti, meraklı gözlerle yukarı kaldırılmasını bekliyorduk. Herkes silahını hazırda tutup olmayan sabırları ile bekliyordu. Kepengin ardından güçlü ve gür bir şekilde bağırıldı.
+ Ayhan abi oradamısınız?
- Turgay, kardeşim benim buradayız şu s*ktiğimin kepengini açın bir an önce
+Uğraşıyoruz abi kısa sürede açacaklar

Demesi ile birlikte kepeng yukarı doğru kaldırıldı, Ayhan yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım arkadaşlarına bakarken yerde eli kolu bağlı kıvrılmış bir şekilde yatan Özgür' ü görünce gülümsemesi kaybolmuş yerini öfke ve sinire bırakmıştı. Yanına yaklaşıp eğilerek silahını kafasına dayadı
+ Neden böyle bir şey yaptın, konuş
- Öğreneceksin
+ Sıkarım kafana tek kurşunluk işin var söyle dedim sana neden böyle bir şey yaptın
- Sık kafama...  Ne duruyorsun hadi sık
+ Senin ben kalıbını s*keyim ruh hastası

Askerlere yerden kaldırmaları için işaret veren ayhan, geri kalan askerlere de marketi boşalttırmakla görevlendirdi. Özgür' ün neden böyle bir şey yaptığını anlayamamıştım ama tek merak ettiğim bizimle uğraşan kimdi, ne istiyordu. Kendi kendime soru sorup dururken bir sigara çıkartıp her zaman yaptığım gibi dumanını gökyüzüne doğru üflemeye başladım.

Zombi Salgını (Düzenleniyor) Where stories live. Discover now