13.Bölüm

17.7K 885 50
                                    

Unutmuştu Vedat biranda ,geçmişini, yaralarını, sancılarını hepsini unutmuştu hatta..

Bir mucizemi istemişti hayır ama bir mücize olmuştu... Acıyla sancıyla da olsa mücize olmuştu.

Hira yerinden kalkıp karnında ki jeli bir peçeteyle sildi. Vedat hala etkisinde olduğu durumdan aldığı sık nefesi düzene sokmak için Hira'dan önce çıkmıştı odadan. Çünkü Vedat duygularını belli eden bir adam olmamıştı. Bu zamandan sonra da göstermeye pekte niyeti yok. O insan kırıntısından dahi uzak kalmaya çalışırken minik bir bedenin varlığını hissetmesinde bulmuştu kendini.

Aslında abartılacak birşeyde yoktu ama bu çok farklı bir duyguydu. Masum olan herşey gibi çok farklı

"Neden beni beklemedin"

Ardından gelen kadına cevap vermeden bindi arabasına genç adam gözleri dalgın arabayı çalıştırırken yola koyulmuş tek kelime etmeden eve gelmişlerdi.

Genç kız açıkan karnını doyurmak için mutfağa girdi. Vedat ondan önce ilerleyen kadını izlemişti. O kadın, acı çektirdiği kadın ,bebeğinin annesiydi. Bu zamana kadar kabullenmese de Hira onun bebeğine hamileydi.

"Dışardan söylerim"

Vedat'ın sert sesi duyulurken Hira elinde uğraştığı şeyleri bırakıp Vedat'a bakmıştı. Derin nefes alıp yüzüne gülümseme yayılırken elini karnına götürmüş

"Hepsi senin için mi yoksa"

Aradan geçen kısa zamandan sonra sipariş ettiği yemekleri Ahmet getirmiş Hira açlığın verdiği iştahla karnını doyurmaya başlamıştı.

Genç adam karşısında ki kadının yemek yiyişine dalarken biran göz göze geldiği kadınla önüne dönmüş kendisi de yemeğini yemeye başlamıştı.

Şuan güzeldi. Güzel bir zaman sakin bir vakitti, Peki ya güzel olanın zamanı ne kadardı..

"Doydum sanırım"

Vedat karşısında ki kadına tek kaşını kaldırıp bakarken

"Sanırım?" diye bir soru yöneltmeyide ihmal etmemişti. Nerdeyse yemeğin çoğunu o yemiş ve sadece doyduğunu mu düşünüyordu.

Genç kız gözlerini kısarak baktığı adama

"Yemeği sipariş etmen lokmalarımı sayman anlamına gelmez"

Demiş eline aldığı boş tabakaları mutfağa götürmeye başlamıştı. Mutfakta ki bulaşıkları dizerken burnuna sanki künefenim kokusu yayılmıştı biran elinde ki tabakaları bırakıp

"Künefe"

Demiş ama onu almasının imkansız olduğunu düşünüp aldığı derin nefesle tabakları yıkamaya devam etmişti. Ruhsuz bir adamdan nasıl istekte bulunabilirdi ki.

Mutsuzca mutfaktan çıkıp aklını dolduran koku ile odasının yolunu tutmuş merdivenleri çıkıyordu ki biranda aklına gelen kişiyle yüzüne gülümseme yayıldı.

"Ahmet... Evet Ahmet" heyecanla merdivenleri hızla inmeye başlamıştı. Taki elinde kahve kupasıyla Vedat'ın

"Yavaş in!"

İkazın da bulununcaya kadar. Öyle bağırmıştı ki Hira korkudan düşmemek için dengesini zor sağlamıştı. Öfkeli gözlerini adama çevirirken

"Neden bağırıyorsun!"

Endişeli gözleriyle Hira'ya bir adım atıp

"Dikkat etmen gerektiğini bilmiyormusun!"

İNKİSARDove le storie prendono vita. Scoprilo ora