41.Bölüm

13.8K 932 239
                                    

İlerleyen saatlerde abisi eve gelmiş bir ara odasından çıkan Hira'yla kısa bir konuşma yapmayıda ihmal etmemişti. Dün neden öyle olduğunu bilmese de bugün gayet iyi gözüküyordu genç kız. Aykut yüzüne yerleştirdiği tebessümle

"Bize katılmayacak mısın" dedi.

İçtiği su bardağını makineye koyan Hira

"Yorgunum biraz" diyerek katılmayacağını belli etmişti

Aykut başını sallayıp onaylarken

"Peki.. Yine katılmak istersen bekleriz"

Hira teşekkür edip odasına girerken Zil çalmış Vedat ve yardımcısı Selim girmişlerdi eve.

Genç adam eve adımını atar atmaz burnuna gelen kokuyla biran yutkunup yerinde bir kaç saniye beklemek zorunda kaldı. Delirmiş olmalıydı. Zira attığı her adım da bile o vardı. Yutkunan genç adam düşüncelerini hızla bir kenara atarken içeri girdi.

Aykut gelen misafirleri selamlarken kısa bir sohbet etmişker ardından herkes masaya oturmuş iş konuşması devam etmişti.

Vedat önüne koyulan çorbadan bir kaşık alırken gözleri geçmişe gitti. Hira'nın yaptığı çorbayı yudumladığı günlere. Tıpkı o gün ki gibi çorbanın tadı damağa yayılırken içinde tarfi olmayan bir tar barındırıyordu. Şimdi içtiği çorba gibi.  Gözleri masa da oturan genç kıza kaydı.

"Yemekler... kim yaptı"

Elif geldiğinden beri ağzından doğru düzgün iki kelime dökülmeyen donuk adama başını hayretle çevirirken

"Ev arkadaşım" dedi. Belki de yemekleri çok beğenmişti.

Vedat başını sallayarak onaylamış geçmişte karısının yaptığı tat şimdi damağını dolduruyordu sanki. İçini kemiren birşey vardı. 6 ay boyunca onu aramıştı. 6 ay boyunca her bir ihtimali değerlendirmiş ama her seferinde eli boş olarak dönmüştü bomboş evine.. Belki de delirmeye başlamıştı. Ama yine de ev arkadaşını merak etmeden geri duramamıştı.

Bu düşünceyi hızla beyninden sildi. Çünkü bu iş için bir yemekti. Kendini toplaması lazımdı. En azından şimdilik.

Tadı tanıdık olan yemeği yemeye devam etti. Öyle özlem doluydu ki bir ara sadece çorbanın kokusunu çekmiş içinde ki özlemi bastırmıştı genç adam... Hira'nın ilk yaptığı gün tadı damağın da kalmıştı genç adamın. Diyememişti ona güzel olduğunu. Diline dökememişti.

"Çorbayı sevmiş olmalısınız"

Gelen soruyla başını Elif'e çevirirken

"Güzel kokuyor" dedi. Oysa içinde ki yarene hasretti.

"Afiyet olsun"

Vedat sıcak çorbasını soğutarak bitirmişti sonun da. Yavaş yavaş kokusunu çeke çeke bitirmişti. Biliyordu bu yemek Hira'nın değildi ama yine de içinde ki yaraya ilaç tı. Elif tabağına uzanırken Vedat tabağını çekip

"Yemeyeceğim" dedi. Yeterdi ona bu. Yoksa dayanamayıp evi altüst edecek ev arkadaşının sevdiği kadın olmadığını öğrenene kadar durmayacaktı. Deliliği onu ele geçirmeden durmalıydı.

"Çorba?"

"Doydum"

Elif'in genç adamın bakışlarını çözmeye çalışsa da en ufak bir duygu bile göremiyordu. Ne yapmak istiyor yada o gözler neden böyle çözemiyordu. Görünüşü dimdik sert bir kaya gibi olsa da o gözlerde gizlediği birşey vardı.

"Mardin'de mi yaşıyorsunuz"

Ani gelen soruyla genç adam kadına kısaca

"Evet"

İNKİSARWhere stories live. Discover now