23.Bölüm

16.6K 881 145
                                    

"Doktor! Doktor!!"

Boğazı yırtılırcasına bağırmıştı. Sedyeyle koşarak gelen görevliler Hira'yı yatırırken Vedat sedyenin kenarından tutup onlarla beraber aceleyle koşuyordu. Ölüyordu sanki. İçi gidiyordu.

"Neyi var"

Doktorun sorusuyla sağ gözünden damlayan yaşı sildi genç adam sesi titriyordu.

"Hamile.. Riskli gelebekti"

Sedyede acıyla kıvranan Hira hiç birşeyi duymazken aklında sadece bebeği vardı. Yüreğine yeterince acı serpmemişmiydi bu adam da şimdi bebeğinin canına kast ediyordu.

Sedye Vedat'ın girmesi yasak olan bölgeye geldiğinde adımları durmuş ve sedyede giden karısının ardından bakabilmişti. Ahmet bir köşede başını ellerinin arasına alıp otururken.

Vedat bedenini saran öfkeyle.

"Aldıkların yetmeyecek!" demiş.

Derin derin nefes alırken öfke saçan  adımlarıyla hastaneden çıkmıştı.

Arabasına binip tozlar arasında hastaneden uzaklaşırken gözlerinin önünden gitmeyen Hira'nın kanlar içinde ki hali beynini kemiriyordu sanki. O en ufak ağrısını gözetirken bunu ona nasıl yapmıştı. Nasıl yapabilmişti.

"Geberticem lan seni!!"

"Bu sefer geberticem!!"

Öfke aklını yitirmesine sebep olmuştu sanki adamın. Gözleri kıpkırmızı. Alnında ki damar kendini belli etmişti. Öyle hızlı sürüyordu ki öfkesi herkesi yakacaktı.

Konağa gelip hızla kapısını çarptığı araban indi. Onu engellemeye çalışan her korumanın bacağına bir kurşun sıkarken onun bu acımasız korku saçan  halini gören diğer adamlar çareyi sadece geri çekilmekle bulmuştu. Çünkü Vedat'ın bu derece korkutucu halini ilk defa görüyordu Mardin...

"Ağit ağa!!"

Titremişti. Öyle bağırmıştı ki etrafta bulunan herkes bir yana saklanmış korku dolu gözlerle izliyorlardı.

"Nerdesin lan!!"

Merdivenlerden ikişer üçer adım çıkmaya başladı genç adam. Sanki bastığı heryeri ateşe çeviriyordu. Karşısına en küçük bir engel çıksa acımadan bir silah sesi ile deviriyordu tüm köpeklerini.

"Ağit!!!"

Konakta ki tüm odaları aradı. Yoktu. Hiç bir yerde bulamamıştı.

"Lan!!!!"

Uzakta ona korkuyla bakan korumanın boynundan tutup önüne eğerken elinde ki silahı başına dayadı. Ellerinin titremesi öfkedendi.

"Nerde lan o şerefsiz!!!"

Korkudan nefes alamayan adam Vedat'ın gözlerine dahi bakamıyordu.

"Bi-bilmiyorum e-efendim"

Vedat elinde ki silahı adamın bacağına dayayıp ateş etti. Acımayacaktı. Burda ki herkes onun acılarına her defasında seyirci kalmışlardı. Şimdi sıra ondaydı. Tüm çığlıkları kulağını kapatacak herkesi dize getirecekti.

"Nerde lan!!"

Yerde acı içinde kıvrılan adam

"Yemin ederim.. Yemin ederim bilmiyorum Ağam"

Vedat'ın daha çok sinirlenmesi mümkünmüş gibi gözlerini daha çok karartırken başına silah dayadığı adamın boğazından tutup başını sertçe duvara vurdu.

"Öldürürüm lan seni!!"

Duvara doğru kaldırdığı adama öfke kusarken

"Her köpekliğini yaptığın adamın mı nerde olduğunu bilmiyorsun lan!!"

İNKİSARWhere stories live. Discover now