39.Bölüm

13.9K 863 120
                                    

"Vedat..
Bu notu aldığın da ne düşüneceksin bilmiyorum ama...eminim birbirimizden uzak olmamız daha iyi olacak...

Çünkü sen ne içinde ki intikamı unuta bileceksin nede ben acılarımı..

Her gün... yüreğime eklenen acılara neden bir yenisini daha ekledin.. Neden bana Naze'yi en yakın dost edip içimde ki ihanetin acısını daha çok körükledin?

Bunları yüzüne söylemek isterdim aslında. Biliyorum yine üstünü kapatacak bir kaç kelime bulur bunu da örtbas ederdin ama ne ben bunlara inanacak kadar güçlüyüm nede sen en başından bunları anlatacak kadar.

Seninle zorunda kaldığım evlilik. Seninle acı dolu bir hamilelik... Ve ailemin düşmanıyla evlenip en sonun da ailemi perişan eden kızla dost olmam.. Ben ihanetin tüm kotalarını doldurdum.. Hatta taşırdım...

Yada doldurmak zorunda bırakıldım..

En çok canımı yakan ne biliyormusun... Günlerce minik bebeğimin acısını çekip, onun yaralarını, bize düşman olan bir genç kız ile kapatmam oldu.

Bu canımı çok yaktı Vedat...

5 sene  hatta 6 sene önce çektiğimiz sıkıntı, stres, abimin öldüğünü düşündüğümüz zaman hepsi üstüste gelmişken, neden bana bunu yaptın?

Bunları öğrenmem.. Kısa bir zamanımı alsada yıllarca o kız yüzünden annemin daha çok çöküşünü izledim... Senide tebrik etmek isterim Vedat Kara.. Nasıl da içime vicdan azabını ektin öyle...

Bulma beni.. Sakın beni bulma... Bu sefer sana dönmemek üzere gidiyorum!.. Artık bizden geriye birşey kalmasın.

Hira UÇAR"

Vedat elinde tuttuğu notla kesik kesik nefes almaya başlamıştı. Kağıtı buruşturup kenara savururken çenesi titriyordu.

"Hira!!"

Konsolun camına elinde tuttuğu komidini geçirirken hala içinde ki öfke dinmek bilmiyordu.

"Nasıl gider. Beni bırakıp nasıl gider!!"

"Nasıl öğrendi lan!!"

"Nasıl!!"

Odanın kapısı açılıp Ahmet hızla içeri girerken öfkeden deliye dönmüş Vedat'ı görünce şaşkınlıkla yerinde bir kaç saniye durmuş hemen dışarda ki bir kaç korumaya haber vermişti. Hızla genç adama seslendi. Zira yanına yaklaşamıyordu bile. Öyle öfke doluydu ki etrafında saf ateş herşeyi yerle bir ediyordu sanki.

"Vedat bey!!"

"Kendinize gelin Vedat bey!!"

Vedat ardında ki adamın sesini duymuyordu. Odayı öylesine perli perişan etmişti ki herşey birbirine karışmış yerler cam parçalarıyla dolmuştu. İçinde oluşan deprem gibi.. Harabeye dönmüştü odası.

"Vedat bey!"

Vedat nefes nefese algıladığı sesle Ahmet'in yakasından tutup kızarmış gözlerini ona dikti.

"Botan!! Onu geberticem!"

Ahmet, yakasından tutan adamın ne demek istediğini anlamaya çalışırken.

"Neyi efendim! Neye bu kadar sinirlendiniz"

Yakasından tutup kenara doğru savrulurken

"Hira yok lan!! Yok!!"  diyen adamla

Kendine gelen Ahmet hızla ayaklanıp hemen Vedat'ın önüne geçmiş gözlerine başlamadığı adama

"Botan bugün götürdü. Akşama burda olur Vedat bey" demişti.

İNKİSARWhere stories live. Discover now