30. Bölüm

17.8K 899 145
                                    

"Sadece doğum tarihi var"

Vedat hüzünlü gözlerini yanın da ki genç karısına çevirip hafifçe tebessüm etti.

"Melekler ölemez"

Genç kız duygu dolu gözlerini yanında ki adama çevirip uzun uzun baktı.

Bu adam neydi.

Nasıldı.

Onu gören,gözlerinde gördüğü ateşten korkup kaçardı ama Vedat başkaydı bambaşka. Onu anlamak belki de imkansızdı. İyimiydi. Yoksa kötümü . Ne yapmayı severdi. Bilmiyordu ama içinde biriktiği her hüznün de kalbi bir anlam, bir ağırlık taşıyordu.

Yavaştan hava kararmaya yüz tutmuş rüzgar soğuk esintisini belli etmeye başlamıştı. Oğullarının mezar taşlanın döşenmiş. Özenle çizilmiş kanat figürü genç kızın yüzünde hüzün dolu bir gülümsemeye sebep olurken Vedat dalgın gözlerini karısına çevirmişti.

"Gidelim mi"

Genç kadın ağır ağır gözlerini yanın da ki adama çevirerek başını sallamış  oğlunun mezarına son kez bakıp

"Annen seni çok seviyor oğlum.." demişti fısıltı gibi çıkan sesiyle.

"Baban da"

Daha sonra gözlerini gök yüzüne kaldıran genç kız.

"Sen gök yüzünde kanat çırpıyorsun yavrum... Biz ise yer yüzünde çırpınıyoruz"

Gözünden damlayan son yaşı eliyle sildi. 

"En güzele emanetsin yavrum"

Vedat önden yürümeye başlamasıyla Hira derin bir nefes alıp kocasını takip etmiş mezarlıktan çıkmışlardı.

Mezarlığa son kez bakıp derin bir nefes veren genç kadın arabaya bindi. Araba toprağın altın da ilerlerken Hira'nın gözleri gökyüzünü inceliyordu. Her bir bulut ona oğlunu anımsatıyordu sanki. Belki bulutlar da bu yüzden vardı. Yok olanı şekillendirmek için..

İçine bir huzur yerleşmişti genç kızın. Belki de oğluna yaklaştığı içindi. Belki de onun varlığını kalbinde hissettiği için. Onun nerde olduğunu kabullendiği içindi belki de. Ama huzurluydu. Her ne kadar acısı yüreğinde olsa da yüreği biraz olsun sakinleşmiştiç

~~

Evin kapısından içeri girip Hira ikili koltuğa otururken Vedat'ta karşısına oturmuştu.

Başın da olan siyah yazmayı çıkarıp ellerine sıktırmıştı.

"İyi misin"

"Evet.. Daha iyiyim ama uykum var" demiş

Oturduğu yerden kalkıp odasına çıkarken Vedat sadece ardından bakmıştı.  Diline ne bir kelime dökülmüştü nede bir cümle.

Genç kız odasına girip yatağına uzandı. Yan yatıp dizlerini kendi çekmiş gözleri uzaklara takılı kalmıştı.

Aklında sadece oğlunun o minicik mezarı vardı. Ama geçecekti bunlar. Her gün, gece güneşi gömdüğü gibi acıları da gömülecekti. Belki yerini koruyacaktı ama yeni umutlar da serecekti. Yokluk varlığa sevinmek için değilmiydi hem..

~~

Saat gece yarısına gelmişti.Hira'nın gözleri hala açık , uzaklara dalgındı. Uyuyamamıştı. Gözünde ki uyku karanlığa kapamamıştı kendisini.

Genç kız aldığı derin nefesle yatağından doğruldu. Güçlü bir kızdı Hira. Her acıyı yüreğine gömüp onunla yaşamasını iyi öğrenmişti. Bunu evlendiği günden itibaren kendine ders edinmişti belki de.

İNKİSARحيث تعيش القصص. اكتشف الآن