Bölüm 5

3K 237 176
                                    

Calum Hood ile bu kadar yakından bakışmak beni son derece geriyordu.

Yanlış bir şey yaptığımı düşünmeme neden olacak çatık kaşlar ve dumanlı gözler arasından beni süzerken yutkundum. Bakışlarında tuhaf bir büyü vardı. Doğru düzgün tanımadığım bir çocuğun büyülü olduğu hakkında yorumlar yapmak kulağa çılgınca geliyordur eminim ki. Ama öyleydi.

Yemin ederim bu çocukta bir şeyler vardı.

Seslice genzimi temizledim. Okulun içindeyken sigara içilmesi yasaktı. Tabii bu yasağa rağmen, erkeklerin ve kızların tuvaletlerde tek bir kabini yalnızca bunun için ayırarak tüm teneffüs boyunca lavaboyu dumanaltına çevirmelerine alışmıştık. Okulun arkasındaki çıkmaz sokakta da erkeklerin sigara içtikleri bir alan vardı, buna da alışmıştık.

Ama bizzat koçun bulunduğu spor odasının içinde sigara içmek... bu çok farklı ve doğal olarak hiçbirimizin alışık olmadığı bir şeydi.

"Topları bırakmak için... gelmiştim."

Calum kaşlarının tekini havaya kaldırdı. Antrenman yapmaya bir ara verdiği o kadar belliydi ki. Elmacık kemiklerinin üzeri kıpkırmızıydı. Kuzguni dağınık saçları diplerinden ıslaktı ve alnına rastgele dökülen bazı tutamlar vardı. Şakaklarındaki ıslaklık, stor perdelerin çizgili kısmından içeriye sızan güneş ışığının altından parlıyordu.

"Ben kimseye--"

"Söylemezsin, biliyorum," dedi başını yavaşça sallarken. Elinin bir tanesi şortunun cebindeydi, diğeri de serbest duruyordu. Kemikli, ince ve uzun parmaklarının sigarayı tutuşu aslında son derece serbest olmasına rağmen bir o kadar da zarif bir tutuşa sahipti. Sanki sigarası vücudunun bir parçasıymış gibi onu sahiplenmiş gibi gözükürken bununla çelişkili olarak son derece nazikti de.

Üstelik bu zamana kadar okulda sigara içenlerin ellerinde gördüğümden çok daha farklı bir çeşitti. Kağıdı simsiyahtı ve burnumu sızlatacak kadar olmasa bile yine de etrafa dumanla birlikte yoğun olduğunu hissedebildiğim bir karanfil kokusu yayılıyordu.

"Koçun ayak işlerin yaptıracağı başka kız yok muydu?"

Dalga mı geçiyordu yoksa gerçekten bir konu mu açmaya çalışıyordu anlamamıştım. Ama nazik olmaya çalıştım, niyetini sonradan belli ederdi zaten. "Bunu basit bir yardım olarak görmek işimi kolaylaştırıyor," dedim kısaca gülümseyerek. "Ayrıca amigolar çalışıyordu ve etrafta serbest dolaşan kızlardan birini seçmesi gerekiyordu."

"Ve... bu kız da Jane Willow oldu yani."

Birine söylememden mi çekiniyordu diye düşünmeye başlamıştım. Sanki beni alttan alttan iğneleyerek mesajlar gönderirse ondan ürküp kimseye bir şey söylemeyeceğim konusunda hemfikir olacakmışız gibi bir hali vardı. Kalçasını koçun masasının ayrıtına yaslayıp, iri spor ayakkabılarını birbirinin üzerine çaprazlarken sigarasının küllerini yere silkeliyordu.

Yakalanmakla ilgili bir problemi olan insanın külleri yere atmayacağını sanıyordum.

Kucağımdaki toplara daha sıkı tutundum. "Bir başkasının sigara içmesinin umrumda olmadığı gibi, nerede içtiği de umrumda olmaz. Bunu sana şantaj için kullanmam."

Gülümsedi. Sigarayı tutan parmakları kalın dudaklarına uzandı, dudaklarının arasına alıp son nefesini almanın ihtiyacıyla kavruluyormuş gibi muhtaçlıkla dumanı içine hapsederken yanakları elmacık kemiklerini ortaya çıkaracak kadar içeri gömüldü.

"Ama..."

Gri dumanı benden uzak bir köşeye üflemek için başını çevirirken, bunu çenesini dikleştirerek yaptı. Tombul yanakları ve iri burnuna rağmen keskin çene çizgileri ve sert hatları son derece kusurlu bir uyum içerisindeydi.

You Belong With Me || hoodWhere stories live. Discover now