ayrılıkların şairi

25 14 20
                                    

"Ben ayrılıkların şairi, yanlızların ozanıyım"diyordu şair mısralarında.
Aslında doğru söylemişti ama bir tek o değil bütün şairler ve bütün şiirler ayrılığı ve yanlızlığı anlatıyordu kendince.

Ama hepsi eksik kalıyordu.
Kim ne yazarsa yazsın, kim ne söylerse söylesin hep biraz eksik, hep biraz yetim kalıyordu cümleler.
Hangi kelimeler hangi sözcükler kış ortasında alev alev yanan bir adamın yanlızlığını anlatmaya yetebilir ki?
Ya da ardına bile bakmadan giden sevgilinin yerini hangi şarkı doldurabilir ki?

Yıllardır mahsende sakladığım kelimelerim bile fayda etmiyor artık.
Gecenin bir yarısı hançer gibi yüreğimde hissediyorsam ayrılığın acısını, can kaybından ölmek üzereysem eğer,
Gittiğinden beri çırılçıplak kaldıysam bu şehirde,
Seni özlediğimden degil,
Hepsi şairlerin suçu...

Yalan söylediler hep bana.
Önce aşkı sevdirdiler sonra ayrılığı.
İliklerime kadar hissediyorsam yanlızlığı,
Yokluğundan ellerim titriyorsa hala,
Yağmurlar bile terk ettiyse beni senin ardından,
Ard arda yaktığım ve durmadan içime çektiğim sigaramın dumanı bile yakmıyorsa artık ciğerimi,
Hepsi  o yalancı şiirler yüzünden sevgilim. Seninle alakası yok bunların.

Şimdi avuçlarımda kalan son sevda kırıntılarının dibini sıyırıyorum kalbimle.
Okuduğum her şiirden dinlediğim her şarkıdan sonra lanetler okuyorum şairlerin ruhuna.
Bir kurşunda ben sıkıyorum bu kalleş sevdanın tam ortasına.
Ne kadar namert sevda katili varsa en okkalısından sövüyorum gelmişine geçmişine.

Bakma sen benim ağladığıma.
Oyuna getirdi bütün kelimeler bu  gece beni boş bir anımda...

Ölüm senfonisi Where stories live. Discover now