11

9.3K 549 44
                                    

"Güneş bugün daha bir mutlu sanki." diyen Rüzgara çevirdim başımı. Okula gelmiştik ve ders zilinin çalmasını beklerken çimlere uzanmış, mavi gökyüzünü izliyorduk. Güneşli olmasına rağmen soğuk bir hava vardı ama Rüzgarın büyük gri sweeti sıcacıktı.

"Nasıl?" diye sordum ona bakarak. Başımın altındaki kolu sıcacıktı ve her an uyuyabilirdim. Anti depresan gibi adamdı, tüm sinirimi stresimi çekip götürüyordu.

"Çünkü güneş aynı gökyüzünden bakıyor bize. Sabah olunca veya akşam olunca değil. Tek seferde güzel bir kalbin yanında görüyor beni." dediğinde güneşe baktım ama gözlerim acıdığından tekrar Rüzgar'a çevirdim bakışlarımı.

İki elimle Rüzgar'ın şapkasını tutup başına geçirdim ve kafasına kollarımı dolayıp sarıldım.

"Bakmasın." dedim çatılan kaşlarımla güneşe bakarak. "Bakmasana olum! Bu çocuk benim! Ne zaman batacaksın sen? Bak hala bakıyor!" diyerek elimi tehditkârca güneşe doğru sallarken Rüzgar'ın güldüğünü duydum.

Komik miydi şimdi bu? Komik miydi yani?

Güneşin önüne bulut geçimce keyifle gülümsedim. Aferin güzel bulutcuk seni. Çen benim çevdiğime bakan güneçi dövey misin?

Keyifle gülümsediğimi gören Rüzgar alnını omzuma dayayıp bana sıkıca sarılınca ara sıra güldüğünü belli eden sesler duyuyordum. Yüzümdeki keyifli gülümseme, hafif bir tebessüme dönüşürken şapkasını biraz açıp kahve saçlarına burnumu sürterek kokladım. Huzur veren bir şekilde fırından yeni çıkmış kurabiye ve hindistan cevizi gibi kokuyordu.

Ah be güzel adam. Yanımda olsan bile özlüyorum seni. Olmuyor böyle.

Sen hep böyle sarıl bana.

Ciğerlerim bile aşk olsun kokuna.

Öyle bir seveyim ki, yanımda olduğunda heyecanla atan kalbim, yanımda olmadığında ölsün.

Sen gel, kalbim seninle büyüsün..

Tümör《Final》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin