28

6.7K 447 13
                                    

"Sadece virüslü bir link gönderdik, Rüya bu linke tıklayınca da virüs telefonuna yayıldı. Sadece 1 gün boyunca telefonunu kullanamasın diye yaptık." kapının ardından gelen tanımadığım bir kızın sesiyle uyansam da gözlerimi açacak halim yoktu. Başım ağrıyordu ve üzerimde öyle bir ağırlık vardı ki, nefes almama bile izin vermiyordu. Ağzımı ve burnumu kapatan oksijen maskesi olmasaydı nefes bile alamayacak kadar yorgun hissediyordum.

"Hadi onu geçtim." diyen Rüzgar'ın sesini duyunca kalkmak istedim. Ona koşup sarılmak... Ama değil gözlerimi açmak, parmağımı kıpırdatacak halim bile yoktu. "Onu tuvalete kilitlemek ne Ceren!"

"Sadece şaka yapalım dedik. Böyle olacağını tahmin edemedim!" diyen Ceren'in ağlamaklı sesini duydum kapının ardından. Ceren Rüzgar'ın kuzeniydi ve insanlara şaka yapmaya bayılırdı. Geçen sene onunla ilk tanıştığımızda da bana turist olduğunu söylemişti. Yarım saat boyunca ingilizceyi katlettikten sonra da Rüzgar gelip olayı açıklamıştı.

Şunu söylemem gerekirse Ceren iyi çocuktu ama şakaları kesinlikle berbattı. Hayatımda şakalardan bu kadar soğuduğumu hatırlamıyordum.

"Yaptığın şakanın sonucuna bak! Sana kaç kere dedim artık yapma böyle şeyler diye. Bir kere olsun sözümü dinle."

Derin br nefes aldım. Uyanmak istiyordum, ama aynı zamanda da uyumak istiyordum. Uyumak çok cezbedici geliyordu ama uyanıp Rüzgar'a iyi olduğumu söylemem de gerekiyordu.

Dışarıdaki konuşmalara kulak tıkadım, dinlemedim bir süre. Sonra da uyumuşum sanırım. Elimdeki baskıyla uyandım ama bedenim tepki vermedi. İrkilmedi veya gözlerini açmadı. Aynı hissizlik, aynı baskı...

"Rüya." diyen Ece'nin ağlamaklı çıkan sesini duyunca, elimde olsaydı bile hareket etmezdim. Onunla yüzleşmeye gücüm yetmeyecekti. Tahminimce hasta olduğumu öğrenmişti.

Beni en çok üzen şey de buydu aslında.

Artık kimse eskisi gibi olmayacaktı.

"Neden söylemedin?" dedi ağlamaktan iyice incelen sesiyle. Boğazımda büyük bir düğüm oldu, burnum sızladı.

Kardeşimdi o benim, ağlarsa ağlardım.

"Neden bana söylemedin? Belki yardımcı olurdum, araştırırdım, birşeyler bulurdum. Bulamasam bile..." burnunu çekti. "...söylemeliydin." dedi acının ele geçirdiği ses tonuyla. "Bilmem gerekiyordu, söylemeliydin."

Nefesim daraldı bir an. Nefes alamadım sanki. Sakinleşmeye çalıştım, herşey güzel olacaktı. İyileşecektim ve herkesle ağladıkları için dalga geçecektim.

Derin bir nefes aldım ağzımdan. Boğazım yandı ama buna bile tepki veremedim.

"Şşş sakin ol. Sorun değil, biliyorum söylememenin bir nedeni olduğunu." titrek sesi boğazımdaki yumruyu tazeledi. "İyileşeceksin." dedi ciddiyetle. "İyileşeceksin ve ben seni, beni bu kadar korkuttuğun için terlikle döveceğim."

Gülümsemek istedim dostlar.

Ama gözümden sadece bir damla süzüldü şakağıma doğru. Acı, beni teknesine alıp uzun bir yolculuğa çıkardı. Her bir kürek çekişimde canım yandı.

Kardeşim demek kolaydı da,

Asıl zor olan kardeş olabilmekti aslında.

Kan bağımız olmasa da,

Ben ona kardeş de olurdum, yoldaş da.

Yine de onu yarı yolda bırakmak istemedim ben, ama bileklerimde zincirler vardı benim.

Ölümün zincirleriyle her yere gidilemezdi be.

Tümör《Final》Where stories live. Discover now