13

8.7K 538 50
                                    

"O adamı hiç sevmedim. Başka bir hastaneye mi gitseydik?" diyen Rüzgar'a ters ters baktım. 5 yıl sonra ilk defa hastaneye getirilmiştim ama Rüzgar onu beğenmeyip başka bir hastaneye gidelim diyordu.

Tamam beni muayene eden adam yaşlıydı ve kan testini geçtim, o boynundaki steteskopu bile kullanmamıştı. Biz sadece olayı anlatmıştık ve o da bir reçete verip bizi odadan postalamıştı.

"Geldik, muayene oldum bitti. Alalım şu ilaçları da gidelim. Sokak bile hastane kokuyor." diye söylenirken hastanenin bahçesinden yeni yeni çıkıyoruk. Otoparka gelip arabaya binerken ben sessizce yolu izledim. Hastaneleri oldum olası sevmezdim ve bana sevmediğim birşeyi yaptırırlarsa oldukça agrasif olma potansiyelim vardı.

"Tamam kızma hemen." diyince sanki onu duymamış gibi yolu izlemeye devam ettim. "Ama beni de anla Rüya. Benim durduk yere burnum kanasa sen endişelenmez miydin?" diye sorduğunda tüylerim diken diken oldu. O baş ağrısı Rüzgar'da olsaydı? Ya o acı çekseydi?

Yutkundum ve bakışlarımı kaldırıp onun gözlerine baktım. O acı çekmesin, ben onun yerine çekerim.

O sırada gözlerim direksiyondaki eline kaydı. Parmak boğumları kanlanmıştı ve bu kanın onun kanı olma düşüncesi kalbimde ince bir sızıya dönüştü. Gözlerim doldu. Canı acımış mıydı?

Elim elinin üzerine gittiğinde bakışları kısa bir süre üzerimde durup tekrar yola dönmüştü. Üzerimdeki büyük gri sweetin kolunu sıvayıp torpido gözünden bir tane peçete çıkarıp yavaşça silerken arada Rüzgar'ın yüzüne bakıyordum.

Acıdı diyecek insan değildi ama belki acırsa bunu yüz ifadesinden anlayıp daha dikkatli olabilirdim. Gerçi şu an da oldukça dikkatliydim ve nasıl daha dikkatli olurum, hiçbir fikrim yoktu. Eczaneye gidince bir pansuman yaptırsak iyi olacaktı.

Rüzgar'ın elini sildikten sonra parmak boğumlarındaki yara daha belirgin olunca içim cız etti. Öyle büyük bir yara değildi ama hafiften kanıyordu.

Kanlı peçeteyi camdan atıp yüzüne baktım dolu gözlerimle.

"Elin acıyor mu?" dediğimde gözleri birkaç saniye gözlerimde duraksadıktan sonra tekrar yola odaklandı. Adem elması bir aşağı bir yukarı hareketlendiğini ve keskin çenesinin kasıldığını fark ettim.

"Senin gözlerinin dolduğunu görmek kadar değil."

Tümör《Final》Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt