Zayıf Nokta

7.5K 778 579
                                    

Bölüm şarkısı: Chris Isaak - Besame Mucho (English version)

"Benimle evlenir misin?"

İlk düşündüğüm, biraz önceki konuşmaların ağırlığını dağıtmak için şaka yaptığı oldu ama gözlerinden ışıklar halinde saçılan heyecanına bakılırsa ne söylediğinin tam olarak farkında görünüyordu.

"Sen ciddisin." dedim hayrete düşerek.

"Evet, ciddiyim." dedi. "Bunun şakası olur mu?"

"Çok genç değil miyiz evlenmek için?"

"Neye göre genç? İkimiz de yetişkiniz. Sevgimizden eminiz. Başka ne için evlenilir?"

Konuya çok yanlış baktığını düşünüyordum orası ayrı da, kendinden emin oluşu karşısında kapıldığım hayreti üstümden atamıyordum hala. Aynı eve çıkmak değildi sorduğu.

Basbayağı evlenmek istiyordu.

Atlas benimle evlenmek istiyordu.

"Aniden aklına gelince yapılacak bir şey değil bu."

"Aniden aklıma geldiğini kim söyledi?"

"Ben hiç...aklıma bile getirmemiştim bunun olabileceğini, yani senin düşündüğünü...söylenen bunca şeyden sonra. Şaşırdım birdenbire."

Güzel gözlerine ilk kez reddedilme ihtimalinin gölgesi düştü.

"Şaşırtıcı olan senin şaşırmış olman çünkü vaatlerden söz eden hep sendin." dedi.

Birbirimizi tanıdığımız aylar içerisinde doğru bildiklerimiz yanlışlarla, yanlış bildiklerimiz doğrularla yer değiştirirken, ben ne yapıyorsam kendime yapıyorum sanıyordum. Şimdiyse apaçık yanıldığımı görüyordum. Evlenmek bir günlük bir karar değildi. Ömürlük evlenirdi insan. Bu çok ciddi bir vaatti.

Onu ilk tanıdığımda, kimseye bağlanmak istemeyen, kimseye gerçekleşmeyecek umutlar vaat etmeyen, anın içinde yaşadığı mutluluğu yeterli gören biri vardı karşımda. Her zaman uzaklara gideceğini bilen ve bunu kaderi olarak kabul eden biriydi Atlas. Şimdiyse benim için bir hayatı kökten değiştirebileceğine inanıyordu. En önemlisi de artık karşımda değildi, yanımdaydı, hayat denen yolculukta benimle el ele yürümek istiyordu. Ona bu umudu ben vermiştim, ona bu yalan hayali ben kurdurmuştum. Geldiğimiz noktaya inanamıyordum.

Oysa ne planlarla çıkmıştım karşısına. Vereceğim zararın boyutlarını hiç umursamadan aksine bilinçli bir tercihle onu acıtmayı umarak...kalbini kırmayı isteyerek girmiştim hayatına. Yolumdan dönmeme sebep olan kişiliğini tanımazken ondan umduğum tek menfaat intikamdı. Ve şu kesindi ki intikam, tatmin gücü yüksek bir menfaatti. Korkunç derecede bencildim bu yüzden, kaybetme korkusuyla anlatamadıklarım yüzünden olayların gelmesine sebep olduğum boyutlar bir uçurum derinliğinde artık. Evet çok ama çok bencildim ve ona sunabileceğim acınası sevgimden ve yalanlarımdan öte hiçbir şeyim yoktu.

"Evlenemeyiz." dedim kısa ve öz.

"Neden?"

"Çünkü bu teklifi olduğuma inandığın kişiye ediyorsun ama ben o kişi değilim."

"Ne demek bu İpek?"

Benim gerçek soyadımı bile bilmiyorsun sen.

"Senden vaatler istedim diye, büyük büyük isteklerle geldim diye kendini bunu istediğine inandırıyorsun ama doğru değil."

"Ben ne istediğimi gayet iyi biliyorum. Benim adıma hüküm vermek yerine 'olduğuna inandığım kişi' derken neyi kastettiğini açıklar mısın bana?"

POBEDAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt