♦️BÖLÜM 19♦️

62.2K 2.7K 235
                                    

İyi okumalar. ❤

Roza çöktüğü duvarın dibinden kalkarak aynanın karşısına geçti. Yaşlı, kızarmış gözlerini sildi. O vicdansız adamın yanında canı çok yansada ağlamamak için tutmuştu kendini ama çekip gitmesi ile tutmak için sarfettiği göz yaşları usulca dökülmeye başlamıştı.

Döktüğü yaşlar canının yanmasına değildi. İçinde bulunduğu lanet durumaydı. Böyle bir insanla nasıl yaşanırdı? Nasıl kurtulacaktı? Bunları bilmiyordu ve çaresizdi. Bunaydı döktüğü göz yaşları. Oysa şu iki haftalık yokluğunda ne güzeldi her şey. En azından bulunduğu konuma göre güzeldi.

Aynadan yansımasını izledi bir süre. Ciddi anlamda kilo vermiş bedenine,çökmüş yüzüne baktı. Daha sonra gözlerini aynadan çekip bileklerine baktı. Hala kızarıktılar. Sinirle derin bir nefes verdi. Daha ne kadar zarar verecekti bu adam kendisine?

Hızla yan yarafında kalan banyo kapısını açarak içeri girdi ve musluğu açıp bileklerini sertçe yıkamaya başladı. Onun dokunduğu yerleri iğrenircesine sildi. İğrenç herifin tekiydi ve kendisine her fırsatta dokunup canını yakıyordu. Kendine gelmek için soğuk suyu bir kaç kere de suratına çarptı ve aynaya baktı.

"Bana daha fazla zarar vermene izin vermeyeceğim."

Diye söylendi kendi kendine yemin eder gibi.Ama bir yanı da mağluptu işte. Nasıl izin vermeyeceğini,nasıl kendini koruyacağını bilmiyordu.

"En azından çabalayacağım."

Bu sefer sesi daha kısık ve güçsüz çıkmıştı.

🍁

Baran uzun yoldan geldiğinden dolayı temiz bir banyo yapmış daha sonra altına bir eşofman giyip üstü çıplak şekilde yatağına uzanmıştı. Bir elini başının altına koymuş öylece tavana bakıyordu. Güya uyuyacaktı ama nerde? Aklındaki düşünceler buna izin mi veriyordu sanki?

Hele ki o kadının hali iyice sinirlerini bozmuşken nasıl uyuyacaktı. Hanımefendi resmen yokluğunu fırsat bilmiş. Giyinmiş süslenmiş bir de odasına kendine ait eşyalar koymuştu.

Her seferinde onu eskisi gibi berbat görmek isterken,onun inatla gözüne daha iyi ve kabul etmesede daha güzel görünmesiydi en çok canını sıkan. Böyle olmaması gerekiyordu. Bu kadının perişan bir halde bir köşe de sürünmesi,ağlaması,çökmesi gerekiyordu ama o pişkin pişkin bakımını yapmış, temiz ve sinir bozucu şekilde ferah kokuyordu.

Buna anlam veremiyordu işte. Hazmedemiyordu kadının böyle sakin ve olanları kabullenmiş halini. Sinirle yattığı yerden doğruldu. Daha fazlasını yapmak canını yakmak istiyordu ama ne yapabilirdi ki ? Karşısındaki kadın olunca ancak bu kadar ileri gidiyordu. Vicdan meselesi olduğundan değildi tabiki ona yaptıklarından hiçbir pişmanlık duymuyordu ama kalkıpta bir erkeği dövdüğü gibi yumruklarla yahut tekmelerle dövecek hali de yoktu. Başka bir yol bulmalıydı.

Aklına gelen düşünce ile aniden kalktı. Dolabına yönelip gri bir tişörtü hızlıca giyerek odadan çıktı ve konaktan da çıkıp arabasının yanına geldi. Kapıyı açıp torpidoya eğildi. Kapağını açıp içindeki Roza'ya ait telefonu alarak odasına geri döndü. Belki telefonda onun damarına basacak başka bir şey bulurdu. Somut zararın yanında manevi zarar da pekala olabilirdi.

Yatağının üstüne oturarak telefonu açtı. Öncelik olarak adamı Cengiz'in yazdığı mesajları gözden geçirdi ardından arama kayıtlarına baktı. Çoğunlukta "YİĞİT❤"diye kayıtlı ismi görünce kendini tutamayıp bir kaç küfür savurdu.

Telefon nerdeyse tamamı bu ismin aramaları ve mesajları ile dolmuştu. Baran'ın eli ismin üstüne değince attığı mesajlar belirmişti. Birazına göz gezdirince yazılanlara anlamsızca sinirlenirken telefonu tuttuğu eli sertleşti. Boynunu önce sağa daha sonra sola sertce iki kere kütletti.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin