♦️BÖLÜM 32♦️

85.4K 3.2K 489
                                    

İyi okumalar.❤

Güneş bir kez daha gökyüzündeki yerini almış,yaz ayının etkisi ile kavurucu sıcaklığını yeryüzüne sunmuştu. Çiftlik evindeki dörtlü,bir güne daha başlarken aslında gece hiç bitmemişti onlar için. Dördü de uykusuz,boğucu bir gece geçirmişti.

Bahar,ablasının başına gelenleri düşünmekten,bunun etkisinden bir türlü çıkmadığından uyuyamamışken Miran yaklaşık olarak son iki haftadır aklını meşgul eden kızın kendisi için bu saatten sonra ne hissedeceğinin bilinmezliğinden endişelendiği için uyuyamamıştı.

Roza ve Baran gecenin aydınlığa kavuşacağı saatlerde yapmış oldukları konuşmanın ardından kalan diğer saatlerinde ise aynı konuşmaları bir bir kendi içlerinde tekrar etmekle meşgul olmuşlardı. Uyku,o ikisine zaten pek de uğramazdı.

Nihayetinde Baran ve Miran sabahın erken saatinde yataklarından kalkmış ve normalde çiftlik işleri için çalışan fakat iki gündür Baran'ın göndermesi ile çiftlikten gitmiş olan evli çift,Hasan amca ve Meliha Teyze'yi tekrar çağırmıştı. Hasan amca Baran ve Miran'ın isteği üzerine binmek istedikleri atlarını çıkarmış,Ayşe teyze ise yine Baran'ın isteği ile kendileri at binmeye gittikleri zaman uyanacak olan iki kardeş için kahvaltı hazırlamış ve tekrar çiftlik evinden çıkıp çiftliğin yan tarafında ki kendi küçük evine girmişti.

Roza ve Bahar ise çoktan uyanmışlar fakat odadan çıkmak için evdeki seslerin bitmesini beklemişlerdi. Roza yanında uzanan Bahar'ın saçlarını okşarken uzun zaman sonra ilk defa bu kadar huzurlu hissediyordu kendini. Aklına kardeşi ile ilgili bir anıları geldiğinde gülümseyerek yan tarafının üstüne uzanıp eliyle başına destek sağlayarak kardeşinin gözlerine baktı.

"Hatırlıyor musun bir keresinde Aslı'da kaldığımız gün de sabah kahvaltısını hazırlamasına yardım etmemek için de uyumuş numarası yapmıştık."

Bahar,ablasının anlattıkları gözünde canlanırken gülerek doğruldu.

"Yaa sonra da kapımıza vurup 'Kahvaltı hazır kalkın artık.' diye bağırması ile kalkıp kıkırdayarak kapıyı açtığımız an üzerimize bir sürahi dolusu suyu fırlatmıştı."

Roza aklına gelen halleri ile kahkahasına engel olamazken o da yerinden doğruldu.

"Kızı salak yerine koymuştuk senin dahiyane fikrinle Bahar,haketmiştik."

Bahar somurtup sahte bir ciddiyetle cevap verdi.

"Allah aşkına abla kimse sıcacık yatağından kalktığı an üzerinde bir sürahi dolusu su dökülmesini haketmez."

Roza gülmeye devam ederken arkadaşını çok özlediğini hissetti. Bu özlem hissi onu gerçek hayata döndüğünde yataktan kalkarak saçlarını geriye atıp konuştu.

"Hadi,kalkalım artık."

Başını olumlu anlamda sallayarak onay veren Bahar'da yerinden kalktı ve beraber yatağı toplayıp odadan çıktılar. Roza önden yürürken evde kimsenin olmadığını görünce rahat bir nefes alarak kardeşine döndü.

"İlerideki ikinci kapı banyo. Elini yüzünü yıka gel."

Bahar'ın banyoya yönelmesi ile o da mutfağa girdiğinde masaya dizilmiş olan iştah açıcı kahvaltı sofrasına bakarken göz bebeklerinin büyüdüğünü hissetti. O an ne kadar aç olduğunu,buraya geldiklerinden beri doğru düzgün bir şey yemediğini hatırladı. Ocağın üzerinde fokurdayan çaydanlığın altını kapatırken kardeşinin sesini duyduğunda başını ona çevirince kahvaltı sofrasına iştahla baktığını gördü.

"Ablacığım bu kahvaltıyı o iki hödükten biri hazırlamış olamaz değil mi? Yani eğer öyleyse ve sen eğer hergün böyle bir kahvaltıya uyanıyorsan bizim evden daha rahat yaşadığını düşüneceğim artık."

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin