♦️BÖLÜM 66♦️

66.6K 2.1K 653
                                    

Herkese merhaba,umarım keyfiniz yerindedir.❤

İyi okumalar.❤

Beyazın bütün kudretiyle hakimiyet kurduğu kış mevsimi Mardin'i usul usul terk etmeye ve yerini yeşilin en güzel tonlarına bırakmaya hazırlanıyordu. Lakin doğanın ıssız köşelerinin kurtulamadığı kar,hissettiren belirginliğini henüz epey bir sergiliyordu sahipliğini Yavuz'un yaptığı dağ evinin çevresinde.

Bir aş erme vakası sebebiyle ancak sabahın alacakaranlık vaktinde kendilerini uykuya teslim edebilen ev halkı,ıssızlığın yarattığı sessizlik ve soğuğun etkisiyle vaktin öğleni geçmesine rağmen hâlâ uykularından uyanamamışlardı.

Lakin bu uyunamamış hallerinden birbirlerinden habersiz bilinçleri pekte yerinde olmadan sıyrılmış olacaklar ki,ilk başta bulundukları yerlerde değillerdi şu anda.

Baran'ın karısı olmadan uyumayı aklından geçirmeden çekip gittiği koltuk Bedirhan'a kalmıştı. Uyumadan önce Roza'nın odadan çıktığını gören Yavuz onların ne yaptığını merak etme gereği duymadan kendini Aslı'nın yanında bulmuş,onun uyuduğu koltuk ise bir süre Cengiz'e kalmış olsada belliki genç adam sertliğinden yakınarak oradan inip küçük tekli minderleri zeminde birleştirerek onların üstünde rahatı bulmaya çalışmıştı.

Baran ise bilindiği üzere ne yapmış etmiş,küçük mutfağın soğuk köşesi olsa dahi geceyi karısından ayrı geçirmemeyi başarmıştı. Her birinin ayrı bir hale düştükten sonra uykusuz geçen geceleri nedeniyle derin bir uykuya dalmış hallerinden ilk sıyrılan nihayet Aslı oldu.

Genç kadın yerine gelmeye başlayan bilinciyle birlikte uykulu gözlerini açıp kendine gelmeye çalıştığı sırada karnının üstünde hissettiği baskı dikkatini ilk oraya çevirmesine neden oldu. Görüş alanına giren kaslı kolun elbetteki arkadaşı Roza'ya ait olmayacağı düşüncesiyle başını kim olduğunu zaten burnuna dolan,aşinası olduğu kokusundan hissettiği kolun sahibine çevirdiğinde yüzüstü yanına yayılmış ve yüzü kendisine dönük bir şekilde uyuyan adamı gördü.

Bakışlarının adamın dağılmış gür saçlarında ve sakallarının süsleyip muazzam bir görüntüye kavuşturduğu keskin yüz hatlarında gezindiği kısa bir an yanında neden arkadaşının değilde onun olduğunu sorgulamayı unutarak izlemenin keyfini çıkarırken derin bir iç çekti.

İçten içe neden bu kadar yakışıklı olduğunu sorguladığı adama karşın onunla beraber geçirdiği,güzelliğini ve kalbini saran heyecanını asla unutamayacağı şu birkaç günün sonuna geldikleri düşüncesiyle yüreği, dün geceden beri yoğun bir burukluk ile dolmuştu.

Bu sebepten olsa gerek,şu anda yanındaki varlığına kızmak gelmedi içinden. Uykusunun derin olduğunu bildiğinden hafifçe ona doğru döndü ve tek elinin parmaklarını dikkatle alnına düşmüş olan saçlarında kısa bir süre gezindirip daha fazlasını isteyen kalbine karşın her zaman yaptığı gibi savaş açarak geri çekti.

O sırada duvardaki ahşap yapılı saate kayan gözleri saatin öğlen vaktini geçtiğini gördüğü an hayretle toparlanmaya karar verdiğinde karnındaki koldan kurtulup yattığı yerden doğruldu ve kendi dağılmış saçlarına bir düzen verdikten sonra adamı omzundan hafif bir sertlikte dürttü.

"Yavuz... uyan."

Hissettiği dürtüyle uyanmak yerine kaşlarını hafifçe çatan adamı bir kez daha sarstı.

"Kalk hadi. Saat ikiye geliyor. "

Nihayet göz kapakları güçlükle aralanan adamın yeşil gözleri görüş alanına girdiğinde uykulu halinden faydalanarak izlemeye devam etti adamı. Kısa bir süre sonra kendine gelmeye çalışan Yavuz,gözlerini saate çevirse de pek umursamadan yanındaki kadına çevirdi bakışlarını ve kolundan tutup çekerek yanına yatırdı.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin