♦️BÖLÜM 21♦️

72.2K 2.8K 264
                                    


İyi okumalar❤

▪1 hafta sonra.▪

Duyduğu kapı vurulma sesini yok saymak ve gözlerini  açmamak için dirensede kapının inatla üst üste vurulmasıyla güçlükle gözlerini açtı Baran. Uykulu bir şekilde yataktan doğrulduğunda saçlarını karıştırarak  sinirle soludu. Ne vardı yine sabah sabah? Zaten gece geç gelmiş ve ancak uyuyabilmişti. Şimdi zor kavuştuğu uykusuna bedeni doyamadan uyandıran kimse ona sövmek için yataktan kalkıp sertçe kapıyı açtığında evin çalışanı Sultan hanımın irkilerek iki adım geri çekildiğinini görünce içinden gelen bağırma isteğini yutarak sakin kalmak  adına derin bir nefes aldıktan sonra  konuştu.

"Ne var sabah sabah Sultan abla?"

"Ağam kusura bakma baban çağırmamı istedi önemli bir mesele varmış."

Duydukları ile sıkıntılı bir nefes verirken  kapının kolunu tutan elini sıktı.Anlaşılan yine canını sıkacak bir şeyler olacaktı. Karşısındaki kadına başıyla onay  verdikten sonra kapıyı kapatıp banyoya gitti. Uykusunun dağılması için aldığı ılık bir duştan sonra üzerine siyah bir eşofman ve tişört geçirerek odasından çıkıp babasının çalışma odasına yöneldi. Bir şey konuşacağı zaman orda konuşurdu. Kapıyı açıp içeri girince babasını çalışma masasında otururken gördü.

"Hayırlı sabahlar baba. Hayırdır inşAllah bu saatte."

Agit ağa oğlunun sesindeki alay tonunu farketmişti ama umursamadı. Daha önemli bir sorunu vardı.

"Hayır mı şer mi bilmiyorum oğul gel otur."

Babasının kurduğu cümle de bile bir sıkıntı olduğunu anlayan Baran sakin kalmaya çalışarak babasının karşısına oturdu.

"Dinliyorum."

Ağit ağa söyleyeceklerinin oğlunda nasıl bir etki yaratacağını bilmeme korkusu yaşıyordu şuan da ama yine her zamanki gibi gizlemişti korkusunu. Aklından geçenleri bir kez daha düşünüp tarttıktan sonra  sesini yumuşak tutarak dilinin ucuna gelen kelimeleri toparlayıp konuştu.

"Oğul mevlit zamanı Cemşit amcanlar gelememişti uzakta olduklarından ama şimdi haber yolladı akşam geliyorlarmış hayırlı olsun demeye ve bir hafta gibi bir süre burada kalacaklardır. Hep öyle yaparlar biliyorsun."

Babasının söylediklerinden 'şer' olan olan kısmı anlayamadı Baran. Bir kaşını yukarı kaldırarak konuştu.

"Ee gelsinler baba. Hoş gelmişler de niye bunu bana haber etmek için beni kaldırdın bu saatte?"

Agit ağa oğlunun asıl demek istediği anlamadığını fark etti. Sıkıntılı bir nefes vererek devam etti sözlerine.

"Seni çağırmamın sebebi doktor gelin."

Daha sözünü bitirmeden oğlunun değişen ruh halini bariz bir şekilde fark etti. Öyle ki merakla bakan gözleri yerini öfkeye bırakmış, damarları gerilmişti. Agit ağa derin bir nefes alarak sözlerinin devamını getirdi. Oğlu ne kadar sinirli olursa olsun bunları söylemek zorundaydı.

"Amcanlar buraya gelince doktor gelinle ayrı odalarda kalamazsınız oğul. Kimse bu evliliğin böyle sorunları olduğunu bilmiyor. Ayrı odalarda kaldığınızı görürlerse büyük sıkıntı çıkar."

Babasının son söyledikleri ile nihayet algıladı asıl meseleyi Baran. Bunula beraber öfkesi yine baş gösterdiğinde yumruklarını sıkarak sinirle ayağa kalktı. Nefes alış verişleri hızlanmıştı. Bu iş giderek daha berbat bir hal alıyordu. Ateş saçan gözlerini babasına çevirdi tekrar.

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin