♦️BÖLÜM 34♦️

89.1K 3.3K 730
                                    


İyi okumalar.❤

Baran'ın iflas bayrağını çekmek üzere olan gözleri yanmaya başladığında elinde bulunan dosyadaki yazıları neredeyse bulanık görmek üzereyken pes edip dosyayı masaya bıraktı.

Gözlerini birkaç kere sertçe ovup yüzünü sıvazladıktan sonra dağılmış olan siyah saçlarını geriye atıp ellerini gevşek bir şekilde ensesinde birleştirdi ve tutulmuş olan vücudunu gererek kendine gelmeye çalıştı. Gözleri duvardaki saate kaydığında 2.15 olduğunu görünce sıkıntılı bir nefes vererek ayağa kalktı.

Açık kalmış dosyayı kapatıp dağıtmış olduğu birkaç kalemi yerine yerleştirdikten sonra kapıya yöneldi. Odasından çıktığında kendi kapısının önünde dikilmiş olan ve göz göze geldikleri an tekrar odasına girmeye yeltenen Bahar'ı görünce merakla kaşları çatılırken odasına girmek üzere olan kıza seslendi.

"Küçük kız,dur."

Kızın kapatmak üzere olduğu kapıyı birkaç santim kalmışken durdurması ile adımlarını ona doğru yönlendirdi. Kapının önüne geldiğinde kendisine ürkek bakışlar atan kızın haline bakarken kafasını hafifçe yana eğdi. Karşısında ki kız,karısının küçük versiyonu gibiydi ve bu Baran'a tuhaf hissettiriyordu.

Bahar bu saatte yakalanabileceği en kötü kişiye yakalanmayı becerdiği için sessizce kendine söverken karşısında duran adamdan ne kadar çok çekindiğini bir kez daha farketmişti. Hele ki kendisine bu kadar yakınken ve bu kadar dikkatli bakıyorken.

Kapıyı tutan ellerinin terlediğini hissederken aralarında geçen sessiz bakışma yoğunlaştıkça bedenine bir sancı giriyordu Bahar'ın. Sanki biraz sonra azar işitecekti ondan.

Sessiz bakışmaları anlamsız bir hal almaya başladığında kendini toparlayarak sakin bir ses tonuyla konuştu Baran.

"Kapını birkaç santim daha açarsan seni öldürmem sadece yüzünün yarısı yerine tamamını görürüm ama yine de sen bilirsin."

Duymayı beklemediği sözler Bahar'ın afallamasına neden olmuştu. Yine de biraz sonra,kapının arkasına saklanarak korunmaya çalıştığı adamın evinde olduğunu düşünmeyi idrak edebildiğinde çekinerekte olsa kapıyı açıp aralarındaki engeli kaldırmıştı.

Bunun üzerine yüzünde belirsiz bir tebessüm oluşan Baran kızın kendisinden ne kadar çok çekindiğini de farketmişti. Bu çekingenliğini atabilmesi için oldukça sakin davranmak istiyordu ona.

"Bir sorunun mu var,neden ayaktasın bu saate kadar? Ya da asıl soru;Neden kapının önünde bekliyordun?"

Gözlerine bakan kızın bakışlarını yere eğip rüzgardan dolayı savrulan saçının bir tutamını kulağının arkasına yerleştirmesini izledi fakat hala sessiz ve düşünceliydi.

"Eğer bana söyleyemeyeceğin bir şeyse ablanı çağırabilirim."

Bahar duyduğu cümle ile bakışlarını yerden çekip karşısındaki heybetli adama sabitledi. O an aklından geçen düşünce böyle bir cümle kuran adamın ona bir zarar vermeyeceğiydi. Gerçi zarar vermek isteseydi çoktan yapardı bunu biliyordu Bahar fakat duyduğu son cümle yine de rahat bir nefes vermesini sağladığında nihayet konuşabildi.

"Şey... ben. Sürahide su bitmiş ve boğazımın kuruyası tuttu. Su almak için çıktım odamdan."

Sözlerini yarıda keserek bakışlarını bulunduğu büyük konakta gezindirip tekrar adama döndü.

"Ama burası çok büyük. Yani mutfağa gitmek istiyorum ama bunun için dışarı çıkmam gerekiyormuş gibi. Tuhaf... Sonuç olarak kapının önüne çıktım ama merdivenleri inip su almaya cesaret edemedim."

GÜN DOĞUMUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin