♦️BÖLÜM 20♦️

71.8K 3K 393
                                    


'GÜN DOĞUMU' 20 Bölüm oldu.❤

Bu yolda benimle beraber yürüyen
'GÜN DOĞUMU' okurlarım,hepinizi çok seviyorum ve sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.❤

İyi okumalar.❤

Ortama hakim olan yoğun sessizliği bozan tek şey birbirine değen iki bedenden duyulan kalp atışlarıydı. Nefes dahi almıyordu ikisi de. Biri korkudan tutmuştu nefesini diğeri ise kendini unuttuğundan soluksuz kalmıştı.

Adamın kendinden geçmiş hali ne kadar sürmüştü bilinmiyordu fakat bu sessizlik tehlikeyi haber ediyordu. Bir anda dışarıdan duyulan bağırma ve kapı sesleri ile irkilip,bulunduğu transtan çıktı Baran. Fakat daha ne yaptığının bilincine varamadan Roza'nın boğazındaki elini hızla aşağı indirdiğinde elindeki cam parçasıda o hızla kadının boynundan aşağı inmişti ve eş zamanlı olarak Roza'nın dudaklarından dökülen acı bir inleme yankılanmıştı mutfakta.

Baran kapıya çevirdiği başını duyduğu inleme sesiyle bu tekrar Roza'ya çevirdi. Önce yaşlı gözlerine baktı sonra gözleri yavaşça boynuna kaydı. Boynundan aşağıya doğru akan koyu kırmızı sıvıyı görünce kaşlarını çattı. Her şeyi unutmuş gibiydi.Daha yeni aklı başına geliyordu. Daha yeni kavrıyordu az önce bulundukları konumu.

Ne yapacağını bilemez bir haldeyken gözleri elindeki cam parçasına kayınca hızla attı elinden. Farkında değildi yaptığının, o sadece dışarıdan duyduğu bağırma sesi ile irkilmişti. Öncesinde ne hissettiğini kavrayamıyordu şu an.
Göğsünde hissettiği baskıdan dolayı boşlukta olduğu için geriye sendelendi.

Roza'nın Baran'a attığı öfke dolu bakışları büyük bir acı barındırıyordu içinde. O, bir an bir şey yapmayacağını düşünmüştü Baran'ın. Çünkü durmuştu adam.Her ne yaptığını anlamasada susmuştu ve boğazındaki elini durdurmuştu. Bu yüzdendi Roza'nın onun bir şey yapmayacağını düşünmesi.

Fakat bir anda hissettiği keskin acı yüzünden bir çığlık kopmuştu dudaklarından. Daha ne olduğunu anlamadan boğazındaki acı sızlama bütün vücudunu sarmıştı. Acının şokunu atlatmaya çalıştı. Yapmıştı iste. Cani adam hiç acımadan yine yapmıştı yapacağını. O an nihayet kendine gelebilince önünde ki adamı göğsünden sertçe itmişti.

Aralarındaki mesafe açılınca duvar dininden ayrılıp,Baran'dan uzaklaşarak köşede bulunan masaya yöneldi. Titreyen elini yavaşça boğazına değdirip geri çekince parlaklarındaki kanı gördüğünde sinirle kafasını arkasındaki adama çevirdi.

"Sen.. sen cani,pislik herifin tekisin."

Titreyen sesine aldırmadan konuşmuştu. Bu kadarı fazla değil miydi gerçekten? Bu karşısında ki insan olamazdı.Her seferinde hiç acımadan daha fazla zarar veren bu adam insan olamazdı. Bedeninde bir vicdan taşıyor olamazdı.

Başını olumsuz anlamda sallayarak gözünden su gibi akan yaşları elinin tersiyle sildi ve masanın üstündeki peçetelikten birkaç peçete alarak boynuna bastırdığında acıdan yüzünü buruşturdu. Hızla mutfak kapısına yönelince nefretle bir daha baktı arkasında ki adama. Belki de nefreti ilk kez bu kadar somut bir şekilde hissediyordu Baran.

"Senden nefret ediyorum. Tiksiniyorum senden."

Bir cevap beklemeden hızla kapıyı açarak çıktı ve karşısında meraklı bakışlarla Yade Hervin'i görünce bir an duraksadı ama şu anda konuşacak hali yoktu. Hızlıca önünden geçerek merdivenlere yöneli. Yukarı çıkınca bu seferde iki adam ile karşılaşmıştı. Kendisine endişe ile bakan iki adam.

"İyi misin?"

Soruyu soran Bedirhan'a hissiz bir bakış attı. İyi mi görünüyordu? Aldırmadan önünden geçip gidecekken kolunun tutulmasıyla duraksamak zorunda ve kolunu tutan Bedirhan'a baktı.

GÜN DOĞUMUWhere stories live. Discover now