13) Hangi Karısı

20.3K 825 160
                                    


Demir şiddetli bir baş ağrısıyla uyandı, yan tarafındaki boşluğu görünce, etrafına bakındı. Karısı gene yoktu, son günlerde ne zaman yatıyor ne zaman kalkıyor takip edemiyordu. Oysa uykuya olan düşkünlüğü yüzünden bir türlü yataktan kopamazdı. Acilen duş alması gerekiyordu, hızlı adımlarla banyoya yöneldi.

Kafası çok karışıktı, dün geceyi doğru düzgün hatırlamıyordu, yatağına yatarken Leyla'nın yanında olduğunu hayal meyal hatırladı. Bir ara konuşmuş olabilirdi, acaba saçmalamış mıydı? O kadar içmesi iyi olmamıştı. Duş aldı, giyinip aşağıya indi, tüm aile masadaydı, karısına bakındı, göremeyince Gülsüm'e döndü
"Yenge Leyla nerede?"
"İnmedi henüz yoksa görürdüm, diğer odada olmasın bakıp gelirim şimdi"
"Gerek yok yenge, ben bakarım" geri dönüp merdivenlerde kayboldu. Demir tekrar odaya girdiğinde Leyla üzerini giyinmişti, üzerinde açık renk yazlık bir elbise vardı, saçları açıktı, sarı bukleleri göğsüne doğru dökülmüştü. Kocasını görünce son günlerin modası eğreti gülümsemeyi yüzüne konduruvermişti, Demir yüzünü buruşturdu.

"Günaydın canım, neredeydin? Aşağıda göremeyince merak ettim"
"Günaydın, terasa çıkmıştım biraz, o arada inmişsin, farketmedim, geliyordum bende"
"Leyla..çok içmişim dün gece, seni üzecek bişey yapmadım değil mi canım? Hiç iyi görünmüyorsun. İçinden gelmiyorsa gülme olur mu? İçimi acıtıyorsun, o zorlama tebessüm güzel yüzünde öyle eğreti duruyor ki canım yanıyor."

Demir, sevdiği kadının ne hale geldiğini, nasıl mutsuz olduğunu görüyor, onun acısını dindirmek elinden gelmiyordu. Adam kendini ölümüne aciz hissediyordu.

Leyla konuşmak istemediğini belli eden tavrını korumakta kararlıydı.
"İnelim mi? Ayıp olacak bekletmeyelim"

Genç kadın konuyu ustalıkla geçiştirmişti, adam her şeyin farkındaydı, uzatmadı, eline uzanıp tuttu, yanına çektiği gibi sarıldı. Şakağına bir buse bıraktı, dudakları teninde bir süre oyalanmıştı, karısının elini dudaklarına götüren adam parmak uçlarını tek tek öptü. Elini bırakmadan yürüyüp aşağı indi. Selam verip masadaki yerlerine oturmuşlardı, sessiz geçen kahvaltıdan sonra Demir işe gitmek için ayaklandı. Genç kadın kocasını uğurlayıp masaya geri döndüğünde Fatma hanım, Leyla'ya hitaben,

"Dün endişelendik kızım, telefonsuz gitme bir daha, Devran, kocanı zor zaptetti. Dediklerimi kocanla konuştun mu bari? Demir babasıyla konuşmuş ama kafa aynı kafa, bildiğini okumaya kararlı. Büyük sözü dinleyin biraz."

Gelininin yüzüne bakarak cevap vermesini bekledi ama nafile genç kadın tek söz etmedi. Başını sinirli sinirli sallayarak sözlerine devam etti.

"Ben ahiretliğime gideceğim, akşama yemek işini ayarlayın, Esma'da yardım eder kızlara. Gülsüm karar ver ne yapılacağına, Devran Leyla'nın işi çok mu seninle?"

Hanımağa gene iş başındaydı, kumaları kaynaştırmak istiyordu, Devran hemen durumu farketmişti.

"Anne Leyla ile bakmamız gereken bir sürü dosya var, bir taraftan İstanbul'da ki şirketin işlerini bilgisayardan takip ediyor, kızın başını kaşıyacak vakti yok. Gülsüm organize eder, Hazal kızlara göz kulak olur, Leyla'yı ev işlerine bari karıştırmayın. Şirketin yükü yeterince üzerinde zaten. Hem yarın yeni çalışanlarımız başlayacak. Demir işe almış, ana- kız iki kişiler. Dün konuşacaktı seninle, unuttu sanırım." Diyerek Leyla'yı bu sıkıntıdan  kurtarmıştı.

Demir'in isteğiyle Gülsüm'ün bulduğu ana kızıda laf arasında annesine duyurmuştu, söyleneceğini tahmin ediyordu. Nitekim yanılmadığını  çok geçmeden anladı. Fatma hanım sert bir tavırla tepki gösterdi.

"Nereden çıktı şimdi bu, ben konakta adam lazım dedim mi? Demedim, kimin fikri bu? "
Soran gözlerle Leyla'ya baktı, Gülsüm dayanamadı.

LEYLA (Tamamlandı)Where stories live. Discover now