19) Yaşadığımız Gece Hataydı.

22.9K 839 438
                                    




Merhabalar, bugün yeni bölüm, yeni kitap kapağıyla birlikte geldi. Kapak tasarımı sevgili arkadaşım Kristaltozu  na aittir. Kendisine çok teşekkür ederim. Yazdığı hikayeleri severek okuyorum ve sizlere de tavsiye ederim. Sizleri 5100 kelimelik yeni bölümle baş başa  bırakıyorum.❤️❤️



Adam, halsizlik ve ateşin etkisiyle bedenini bırakıverdiği yatakta yan dönerek dizlerini karnına çekti. Üzerine uzandığı pikenin ucunu tutup ürperen bedenine sarmıştı, bahar havasına rağmen bu üşüme, bu titreme de nereden çıkmıştı şimdi?

Esma çeyizinden bir pijama takımı çıkarıp kocasına giydirmek istediyse de adamın bitkin hali yüzünden mümkün olmayacağını düşünüp vazgeçti. Demir bir ara kendine gelmiş, gözlerini kısarak kadına bakmıştı.

"Esma.. sen? Ahh...başım çatlıyor.." Diye inlemiş, tekrar gözlerini kapatmıştı. Bir süre sonra kocasının iyiden iyiye titremeye başlamasıyla Esma, önce üzerini açtı, ateşinin iyice yükselmesi üzerine, gömleğine uzanıp düğmelerini açmak istedi. soğuk suyla ıslattığı bezleri vücuduna koyması gerekiyordu.
Demir, kadının düğmelerle cebelleşen parmaklarını elinin tersiyle itti.

"Rahat bırak beni, dokunma.. dokunma.."

Kadın ellerini ateşe değmiş gibi aniden çekti, gözlerini dolduran yaşlara inatla direnerek fısıldadı.

"Ateşin var be adam, bırak da şu bezleri koyalım."

Adam zorla araladığı kirpiklerin arasından baktı.

"Leyla nerede? O gelsin, karım nerede?" Gözleri tekrar kapanmış, uykuya dalmıştı. Esma ıslattığı bezleri bu kez alnına ve boynuna yerleştirdi.
Genç adam huzursuz bir uykudaydı, kısık sesiyle sürekli sayıklıyordu.

"Leylam..güzel gözlüm..çok özledim seni...küçüğüm.. ben sensiz yaşamayı bilmiyorum, ölüyorum sevgilim.. bittim hasretinden."

Esma'nın kara gözleri doldu taştı, kendini bir hiç gibi hissetti, nasıl bir kaderdi bu böyle? Adamın "dokunma" diyerek elini itmesi içine çok dokunmuştu. Üç dört ay önce Demir'i  doğru düzgün tanımıyordu bile, şimdi kocası olan bu adama adını koyamadığı hisler besliyordu. Kendi yatağında kocası ilk karısının adını sayıklıyordu, hangi kadın bu tür bir acıyı hakederdi. Bu düzeni savunanlar, çekilenlerin hesabını nasıl verecekti? Üç insan evladı, üç can birbirinden habersiz ateşlerde yanıyordu.

Esma kocasının ateşi düşmeyince, biraz evvel çıkardığı şalını alelacele başına geçirdi, mutfağa inip ilaç bulması gerekiyordu. Aceleyle alt kata yönelen kadın, avlu kapısından giren küçük kaynını gördü.

Murat, geç saatlere kadar arkadaşlarıyla gezmeyi kendine huy edinmişti, evde huzur bulamadıkça kendini dışarı atıyordu. Esma'yı görünce duraksadı,

"Hayırdır yenge, bir yaramazlık yoktur inşallah" diye telaşla sormuştu.

Demir'in haline ayrı üzülüyordu, yengelerine ayrı. Murat, Leyla'yı çok severdi, yaşları birbirine yakındı, önceleri yani bu dertlerden önce beraber film izler, sohbet ederlerdi. Kaç kez İstanbul'da evinde misafir olmuştu. Leyla dünya iyisi bir kadındı, şimdi ne halde olduğunu tahmin edebiliyordu, abisine olan sevdası malumdu, gencecik kadın kahrından yataklara düşmüştü.

Esma desen başka hikayeydi; Demir, Leyla'sız tam bir çilekeşe dönmüştü, karısı gitse de yerine Esma'yı koymayacaktı, bu en başından belliydi. Okuldan kalan zamanları genelde şirkette geçirirdi.
Demir masanın üzerinde ki resme dalıp dakikalarca bakıyor, acı acı gülümsüyordu. Kaç kez şahit olduğu bu manzara Murat'ın içini sızlatmıştı.

LEYLA (Tamamlandı)Where stories live. Discover now