15) Olmadı Yar..

21.8K 877 378
                                    




Son pişmanlık neye yarar
Her şeyin bedeli var
olmadı yar..
Buraya kadar..

Şarkı bu bölüme çok uygun olunca minik bir alıntı eklemeden duramadım. İyi okumalar❤️


İnsan, zorda kaldığında, köşeye sıkıştığında, çıkmaza düştüğünde, en olmadık yoldan medet umar, asla yapmam dediğini yapar. Çaresizlik en büyük sınanmadır, insanın bu süreçte sağduyusunu kaybetmesi beklenmedik sonuçlar doğurur.

Demir sıkışıp kaldığı çaresizlik kapanında, sağduyusunu kaybetmiş, önceki kararlı ve güçlü kişiliğinden sıyrılarak ani bir kararla kuma karısına gitmek gibi bir temayül göstermiştir. Son çıkış diye can havliyle sarıldığı yolun sevdasının sonunu getireceğini bilse gene de yapar mıydı?

O gece Leyla, kocasının gidişiyle, oturduğu koltukta öylece kalakaldı. Demir, pes etmiş, boyun eğmiş, düzene ayak uydurmuştu. Adamın dün gece söyledikleri kulağında çınladı.

"Ne yaparsam yapayım, seni sevdiğimi unutma"

"Ne yaparsam yapayım" nasıl da uçsuz bucaksız bir kavramdı ki içine başka kadına dokunmayı, onu hayatına almayı, sevdiğine ihanet etmeyi ve daha kim bilir neleri sığdırabiliyordu. Bildiği bir şey varsa ki yapacaklarının sonu gelmeyecekti ve tüm bunları gözünün önünde yapacaktı. Tıpkı şimdi yanından yürüyüp gittiği gibi, biraz sonra kumasının yanına gideceği gibi...olacaklar gün gibi ortadaydı..

Mutlu evliliği, dördüncü yıldönümünü göremeden bu gece itibariyle bitmişti, noktayı koyan ise canından çok sevdiği kocasının ihaneti olmuştu. İmam nikahıyla üzerine kuma getirerek ihaneti meşrulaştırmaya çalışan zihniyeti anlaması mümkün değildi. Leyla kabul etmeyecekti, kocası gibi bu düzene boyun eğmeyecekti. Günün birinde bu düzene öyle ya da böyle zorlanırsa sonu ölüm olurdu, buna adı gibi emindi. Belki de Demir, onun sonu olacaktı..

Elif, Demir ağanın aşağı indiğini görünce, Leyla'yı merak edip bakınmış göremeyince hemen yukarı yönelmişti. Fatma hanım bugün genç kıza kısaca durumdan bahsedip, Leyla'ya göz kulak olmasını tembihlemişti.
Genç kız teras kapısında sessizce bekliyor, Leyla'nın ruh halini anlamaya çalışıyordu. Leyla uzun süredir hareketsiz oturuyor, gözlerini uzaklara dikmiş bakıyordu. Hiçbir tepki yoktu, ağlamıyordu bile..

"Ablam..sana yemek getirmemi ister misin? Bugün hiçbir şey yemedin zaten, çay, kahve veya ne istersen, he ablam."

Leyla düşüncelerinde çoktan kaybolmuş, dünyadan soyutlanmıştı, kimseyi duymuyor, görmüyordu. Bu gece onun kendi kıyameti kopuyor, dünyası yıkılıyordu.

Kocası, başka bir kadınla alt kattaydı. O kadına dokunacak, kendisiyle olduğu gibi sevişecekti. Hani söz vermişti, bu evlilik formalitede kalacaktı, başka bir kadına asla dokunamam diyen adam şimdi neredeydi? O büyük aşklarına ne olmuştu da sevdiği adam, başkasına dokunacak hale gelmişti? Yalan mıydı? Demir, en baştan beri yeterince sevmemiş, aşık olmamış mıydı? Aşkla bakan o kara gözlerde yalancı mıydı? Neye güvenecekti bundan böyle? Kime güvenecekti? Sahi güvenmek, sevmek, aşk hiç var olmayan bir şey miydi? Öyleyse o da vazgeçerdi değil mi? Olmayanın ardından koşmak da neyin nesiydi bundan sonra? Burada böyle yalnız otururken çektiği acı bedeninde elle tutulur yıkımlara yol açıyordu. Zamanla kafası netleşecekti ama bazı şeylerin telafisi olamazdı, tıpkı bu gece gibi..

İçine derin bir nefes çekip, kendine gelmeye çalıştı. Aldığı nefeslerle birlikte acı, hayal kırıklığı ve hüsran tek tek tüm hücrelerine yerleşmişti, aradan bir ömür geçse bu kodlama silinmeyecekti. Kendine yapılanı ölene kadar unutmayacaktı, affetmesi mümkün değildi.

LEYLA (Tamamlandı)Where stories live. Discover now