22) Hamileyim...

25.8K 939 744
                                    




İnsan, yaratılmışların en acımasızıdır. Genelde kendi zaaflarını ve isteklerini ön planda tutan, diğer canlıların yararını kolayca göz ardı edebilen bir yapıya sahiptir. Başkalarının duygularını incitmeden, saygıyı, sevgiyi hissettirerek yaşayabilmek insani bir özelliktir fakat bu ahlaki olgunluğa erişmiş insan oranı oldukça düşüktür. Kadınların duygusal yapısına güvenilerek daha naif olması beklenir ancak tıpkı bu akşam olduğu gibi, her zaman beklenen gerçekleşmez.

Demir, çöktüğü kilitli banyo kapısının önünde, bu akşam yaşananların sonuçlarıyla yüzleşerek bir kez daha çaresizlik rüzgarına kapıldı. Şimdi sevdiği kadının kesik kesik hıçkırıklar arasında sarfettiği sözlerle kahrolurken gözlerini acıyla yumdu. Akşamdan beri içini saran öfke, karısının son sözleriyle had safhaya ulaştığında daha fazla kendine hakim olamayarak hışımla yerinden fırladı. Kelimenin tam anlamıyla kırmızı görmüş boğaya dönmüştü. Bir kez daha kendisine olan öfkesinin üstüne ailesine olan kızgınlığı da eklenmişti.

Merdivenlerden nasıl indiğinin farkında değildi, avluya ulaştığında henüz odalarına dağılmamış aile fertlerinin şaşkın bakışlarıyla karşılaştı. Tüm kontrolünü elinden alan öfkesinin sebebi olan sözler sürekli kulağında çınlamaya devam ediyordu.

"Allah'ım benim canımı al, canımı al artık, dayanamıyorum benim gücüm kalmadı, canımı al"

Leyla'nın hıçkırıkları...Leyla'nın sözleri.... Leyla'nın çektiği acı... maruz kaldığı pervasız sözler...

O anda içini kasıp kavuran gazapla tamamen raydan çıktı, giderek yükselen sesi, gözlerinde ki karanlık ifade ve umutsuzlukla yakıp yıkmaktan çekinmedi.

"Baba.. sana kaç kez dedim, yapma.. beni karımla sınama dedim, ne oldu? Şimdi herkes sevgili akrabalarıyla kaynaştı mı? Mutlu mu herkes? Anne sen.. sen.. karımı zorladın, o edepsiz insanlarla aynı masaya oturması için ısrar ettin. Niçin yaptın bunu? Şimdi memnun oldun mu, kime neyi ispat ettin?"

Ağır adımlarla annesinin yanına yürüyüp tam önünde durdu, hiddetle kararan gözlerini kısarak, bir dakika boyunca öylece baktı. Tekrar konuşmaya başladığında dudağı alaylı bir tebessümle kıvrılırken, kelimeleri dişlerinin arasından adeta tıslayarak döküldü.

"Yazıklar olsun! Karımı o masaya zorla oturtup sonrada o insanların pervasız konuşmalarına göz yumdun. Bize gelince kaplan kesilen hanımağa susup oturdu öyle mi? Hiç mi için sızlamadı? Karıma.. sevdiğim kadına gözünün önünde olanlara hiç mi üzülmedin? Peki o halde böyle devam edin, onun için her şeyden, herkesten gözümü kırpmadan vazgeçeceğimi unutmaya devam edin."

Fatma hanım oğlunun daha evvel şahit olmadığı hiddetiyle dumura uğramıştı, kocasına baktığında yaşlı adamın oturduğu sedirde başını önüne eğdiğini gördü. Tam ağzını açıp iki laf edecekti ki, Demir bu kez Esma'yı hedef alan sözleri sarfetti.

"Esma.. ya sen? Sen mutlu musun? Aile yemeğin istediğin gibi geçti mi? O.. O patavatsız insanlara söyle, ben karımla aşık olduğum için evlendim, bana çocuk doğurması için değil. Kim.. hangi cüretle karımı.. nikahını sorgulayabilir? Hiç kimse boş hayallere kapılmasın. Benim karım! Tek karım Leyla ve ben hayatta olduğum sürece bu asla değişmeyecek. Biz evdeyken o aile buraya adım atmayacak. Sen de ağzından çıkana dikkat et, kimseyi düşünecek halim yok bundan sonra."

Demir'in içinde kaynayan öfke dinmek bilmiyordu, titreyen ellerini yüzünde dolaştırdı.

"Allah beni kahretsin, sizi dinleyip geri döndüğüm güne lanet olsun. O gün ölseydim de geri dönmeseydim keşke, her gün öleceğime bir kez ölseydim.."

LEYLA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin