14) Yapman Gerekeni Yap..

21.7K 824 519
                                    



Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, "ne yapalım, kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin,ne de hayat karşısında çaresizsin.
                                                          Şems-i Tebrizi

Demir düşünceler arasında bocaladığı günlerden geçiyordu, akşam yemeğinden sonra abisi ve babasıyla beraber bahçede çay içiyorlardı, Mustafa bey merdivenlerden inen Esma'yı görünce Demir'e döndü

"Kararın aynı mı oğul? Bu iş böyle devam edemez, Esma nikahına gireli aylar oldu. Alem bizi konuşup duruyor. Kerim ağa ile konuştuk, sana da gelmiş, aşiret büyükleri  durumdan rahatsız, Demir ağa yeni bir hüküm mü verecek derler."

Genç adamı canından bezdirmeyi başarmışlardı, ne bitmek bilmez bir baskıydı bu böyle. Aşiret ayrı dertti zaten, hele içlerindeki en günahsızı -karısını- suçlayanlara, aba altından sopa gösterenlere öfkesi dinmek bilmiyordu. Bu durumu karısından gizlemişti, asi karısı bilse bile eyvallahı olmazdı. Zaten yüzü gülmüyordu bir de bu yükü ona yıkacak değildi.

"Baba, siz kazandınız istediğiniz olacak, karımla konuşup, gerekeni yapacağım, kapatalım bu konuyu artık"

Fatma hanım o sırada Demir'in arkasındaydı, duyduğu sözlerle hem mutlu olmuş hem de oğlunun sesinde ki çaresizliğe üzülmeden edememişti.

Demir yerinden kalktı, merdivenlerden yavaş yavaş çıktı, Leyla'ya anlatacaktı, odaya girdiğinde karısının terasta oturduğunu farketti.

"Leylam..yatmak için çıktığını sanıyordum ama uyumamışsın."

"Yıldızlara bakıyordum, insanın oralara kaçası geliyor."

Sözlerinin anlamı adamı sarsacak kadar ağırdı, kadın konaktan ya da şehirden değil, dünyadan gitmeyi kastediyordu.

Terasta küçük bir oturma grubu vardı, karısı ikili koltukta oturuyordu. Demir karısının yanına oturdu, elini tutup, gözlerinin içine baktı, hemen konuya girmezse asla yapamayacaktı.

"Leyla nereden başlayacağımı bilemiyorum,"

Genç kadın gözlerini yumdu, kocası uzun süredir ertelediği konuşmayı yapacaktı nihayet.

"Leylam...artık kimseye derdimi anlatamıyorum, ben çaresizim, beni anla ne olur. Ne yaparsam yapayım, ne olursa olsun; sadece seni sevdiğimi, seni seveceğimi unutma. Ne yaşanırsa yaşansın benim tek sevdiğim sensin, bu yürek ölene kadar senin için çarpacak, sen benim her şeyimsin sevgilim."

Sonlara doğru genç adamın sesi kısılmıştı, avucunda ki elin kaskatı olduğunu hissetti. Leyla tek kelime etmedi, gözlerini gökyüzüne çevirdi, sessizce yıldızları izledi, elini yavaşça kocasının elinden çekti.

Demesi kolay yaşaması zordu, ne kadar kolay dile getirmişti.

"Ne yaparsam yapayım seni sevdiğimi unutma"

Ahh.. bu sözlere yürek dayanmazdı, kadının dünyası başına yıkılıyordu, sevmek ne zamandan beri böylesi ayağa düşmüştü. Nasılda fütursuzca konuşuyordu bu adam, dili sevdiğini söylerken aklında başka kadın vardı ya.. işte kadının bittiği yer tam da orasıydı.

LEYLA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin