38) Sen Gitmiştin.

20.2K 999 748
                                    





Leyla, kocasının şakağındaki namluya pür dikkat bakarken, sözlerini dikkate alıp vazgeçmesi için deli gibi yalvarıyordu. Gözlerinden bir an gelip geçen kararsızlığın gölgesiyle umutlanarak derin bir nefes almışken adamın gözlerini yeniden kendi gözlerine sabitlemesiyle durumun vehametini kavradı. Demir artık onu duymuyordu, iletişimi kesmiş, çoktan aralarındaki bağı koparmıştı, onu ikna etmek için bir kaç dakikadan fazlası olmamıştı. Demir'in yüzündeki acı tebessümle birlikte tüm umudunu kaybedince daha fazla bekleyemedi. Koşarak salona dalan abisinin haykırışına aldırmadan son hamlesini yapmıştı. Saniyenin onda biri kadar bile tereddüt etmeden kendini adamın üstüne atmıştı. İki eliyle birden, tüm gücüyle silaha yüklenirken duyduğu patlama sesiyle birlikte ikisi de yere yuvarlanmıştı.

Patlama sesine eşlik eden şangırtıyla birlikte salonun bahçeye açılan cam kapıları boydan boya yere inmişti. Leyla, yere serilen bedeni ve ondan akan kanı gördüğünde çıldırmış gibi haykırdı.

"Demir.. Demir!"

Kerem, salona girdiğinde gördüğü manzarayla donup kalsa da hemen Demir'i durdurmak için harekete geçmiş ama geç kalmıştı. Leyla'nın ne yapmaya çalıştığını anladığında telaşla haykırdı.

"Leyla!"

Genç kadın onu duymamıştı bile, her şey bir anda olup bitmişti. Demir, genç kadının altında boylu boyunca yere serilmişti. Kerem, kızkardeşini kollarının arasına çekip yaralanıp yaralanmadığını aceleyle kontrol ettikten sonra hızla Demir'in yanına dizlerinin üzerine çöküp nabzına bakarken bir yandan da ambulans çağırmak için telefona sarıldı. Leyla, artık yüksek sesle ağlıyordu, boş gözlerini sevdiği adamın bedenine sabitlemişti, dudaklarına takılmış kelimeleri bilinçsizce tekrar ediyordu.

"Ölme.. Demir! Sakın ölme! Ölme.. lütfen ölme!"

Kerem, telefonu kapattıktan sonra, kızkardeşine seslendi.

"Yaşıyor.. sakin ol canım, yaşıyor. Temiz bir havlu getir, hadi acele et."

Genç kadın sarsak adımlarla banyoya koşup bir kaç tane temiz havluyla geri döndüğünde hala kendinde değildi. Kerem, havluları elinden çekip almış, adamın yarasına bastırmıştı, ambulans gelene kadar kan kaybını azaltmak için uğraşıyordu. Kurşun şakağından, alın kemiğine uzanan bir yara açmış olmalıydı ama Leyla başarmıştı, kocasını kurtarmıştı.

"Leyla.. sakin ol canım, kurtarmışsın onu.. ölmeyecek.. ağlama güzelim.. "

Leyla, kocasının yanına dizlerinin üzerine yığıldı, yerde hareketsiz yatan adamın göğsüne kapanıp kulağını tam kalbinin üzerine dayadı. Duyduğu düzenli kalp atışlarıyla yeniden hayata döndüğünü hissederek derin bir nefes aldı. Demir'in yüzünü avuçlarının arasına alarak ısrarla adını fısıldamaya başladı.

"Demir.. Demir.. kendine gel ne olur.. aç gözlerini.."

Demir, sürekli adını fısıldayan sese daha fazla kayıtsız kalamayarak göz kapaklarını aralamak için çabaladı. Göğsünde bir ağırlık, kulaklarındaki çınlamaya eşlik eden kuvvetli bir uğultu vardı, yüzünü okşayan eller, sürekli adını fısıldayan o bilindik ses onu çağırıyordu. Bir kaç dakika tüm bu hislerle bocalayan, bilinci gidip gelen adam ani bir aydınlanma anıyla gözlerini açtı, gördüğü ilk şey gene o güzelim ıslak maviler olmuştu. Hafifçe kıpırdanmak istediğinde başına saplanan ağrıyla yüzünü buruştursa da, kısık sesiyle fısıldadı.

"Leylam.."

Genç kadın, altında yatan bedene tekrar sımsıkı sarıldı, hıçkırıklarının arasında anlaşılması mümkün olmayan şükür cümleleri dudaklarından anlamsızca firar ediyordu. Kendisine şaşkınlıkla bakan irice açılmış kara gözlere bakarken bu kez sevinçten ağlıyordu. Kocasının yüzünü bir kez daha avuçlarken alnını sevdiği adamın kanlar içindeki alnına dayayıp fısıldadı.

LEYLA (Tamamlandı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora