33.bölüm Hatice

8.9K 827 92
                                    

Sabah , arkadaşının düğünü için erkenden kalkan Levent'in içinde garip bir huzur vardı.
Belkide akşam geç geldiğinde ya da nöbete kaldığında annesi ve oğlunun güvende olduklarını , onları seven birinin yanlarında olduğunu bilmek içini rahatlatıyordu.

Yatakta kalkıp uzun süre tavana bakan genç adam çalan telefon ile yüzünü buruşturdu.

Arayan Mirza'ydı ve bu arkadaş işi düşmediği sürece telefon etmez daha çok mesaj yazarak emir verir ,şurada buluşalım gel falan derdi.
Levent ,sabah huzurunu ne ile bozacağını merak ettiği Mirza'nın aramasını yanıtladı.
"Alo "
"Günaydın komiserim ."
"Ne istiyorsun Mirza?"

"Vay be sende tanıdın beni demek ? Ben senden bir şey rica edecektim. Emir değil rica kardeşim ."
"Tamam Mirza kibarlık yapmaya çalışma doğana aykırı üzerinde durmuyor ."

" Sonra Mirza kaba ! Mirza ayı ! İzin verin de kibarlık yapayım ! "
Levent adamın ne dediğini anlamazken Aycan ,telefonda konuşup sinirlenen adamın haline kıkırdadı.

"Bilal'in Urfa'dan gelen yakınları varmış ben karşılamaya gidecektim. İşim çıktı sen gideceksin oldu mu ? "

"Oldu ağam bu daha çok sensin ."

Mirza yanında duran Aycan'a mahçup bir şekilde baktı .
"Onlarla gelirsin senin salon düzenleme işinide ben yaparım söz ." Dedi.

Levent düzenlemeden kaçan adamın birden 180 derece dönmesine şaşırdı.

"Aycan ile ilgili değil mi lan bu "U" dönüşü ?"

Mirza'dan ses gelmeyince Levent kahkaha ile güldü.
"Bu sefer tavla bari kızı boşa geçirme günü . "

"Düğüne benimle gelmesi bile yeter şimdilik . Sen on bir gibi otogara gitsen yeter ."deyip konuşmasını dinleyen kıza gülümsedi.

"Tamam Mirza tamam hadi kapat oğlumu göreyim bari kalan sürede." Diye söylendi.

Aşık Mirza 'ya takılmak Levent'e bu aralar gelen en iyi şeydi.

Belma'nın gidişi ,annesinin hastalığı derken hayat bu ara adama gülümseyeceği sebepler pek vermiyordu.
Yataktan kalktı elini yüzünü yıkayıp üzerini giyindi.
Annesine simit almak için binadan çıkıp mahalle bakkalına gitti.

Binaya girdiğinde eve çıkarken , içinde bilmediği, adını koyamadığı garip bir duygu vardı .

Kapıyı çalarken bu duygunun adını merak eden adam karşısında gördüğü oğlu ve Hatice ile gülümsedi.

"Günaydın size simit aldım . Yakışıklı paşamı düğüne gitmeden bir göreyim dedim ."

Hatice , adamın yakışıklılığını onu ilk hastanede gördüklerinde de farketmişti.
Aynı adam şimdi tam karşısında takım elbise içinde çok daha faklı görünüyordu .
Birde gülümseyerek   kendisi ile konuşması kadına tuhaf hissettirdi.
Ali dışında ilk kez bir adamla bu şekilde olmak sebepsiz bir şekilde  huzursuz ve suçlu hissettiriyordu.

Zor çıkan sesi ile "Günaydın " deyip adamın içeri girmesi için kenara çekildi .

Kucağındaki Can'ı , Levent'e verip adamın elindeki simit poşedini alıp mutfağa geçti.

Kahvaltıyı, kafasındaki düşünceler ile hazırlayan kadın , kızlarını bugün göremeyeceği için durgundu.
Aycan ona biraz daha dayan şu düğün faslı bitsin diyordu ama bir hafta olacaktı neredeyse Ali'nin boşanma konusundaki fikri hala sabitti .

Değişecek gibi de görünmüyordu.
Kafasında ki düşüncelerle salona geçen kadının gözleri  , neşe ile oğlu ile oynayan Levent'e  takıldı.
Adamın Can'ı her sevdiğinde aklına gelen Leyla ile derin bir iç çekti.

Bir Uzun Yoldan Geldim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin