61.Bölüm Hazal

10.4K 975 80
                                    

Genç adam ,gelecek günlerin onlara neler getireceğini düşündükçe canı sıkılmış, gece Hazal'ın onu teselli etmeye çalışmasına rağmen içi bir türlü rahatlamamıştı.
Dilan'ın yaşadıklarını ve küçücük bir çocukla yaşayacakları aklına geldikçe  içi daralıyordu .
Üstüne Levent'in sabah kahvaltıya davet edip önemli bir şey konuşacağız demesinin ağırlığı adamın omuzlarına daha da çökmüştü.
Hazal,  küçük bir çocuk gibi dizine yatırıp teselli ettiği adamın bütün gece  zar zor uykuya dalışını sabırla izleyip öyle uykuya dalmıştı.

Bu sefer genç  kız derin bir uyku çekerken Bilal
gözlerini açtı.
Yüzünü kapatan Hazal'ın bir tutam  saçını  eliyle çekip yatakta hafifçe doğruldu.

Hazal'ın omzuna düşen başını ve üzerine attığı tek bacağını görünce başını yastığa geri bıraktı.

'Ne yapacağım ben seninle Karaaslan kızı!
Kalbimin duvarlarını benden izinsiz yıkıyorsun peki o  yarayı görünce sen ne yapacaksın! Merhem olup kalacak mısın yoksa kanatıp yaramı dağlayıp , sende gidecek misin ? '

İçinden bunları söylerken Hazal uykusunun arasında adama daha çok sokuldu.
Bilal yüzüne yayılan gülümseme ile yavaşça  yönünü kıza doğru döndü.
Uzun  kömür arası saçlarına ,beyaz tenine bakıp Hazal'ı uykusunda bir süre izledi.
Saçlarını kızın yüzünden çekti , ellerinin ona dokunmak istemesine engel olamadı.

Dünden kalan onu teselli etmek için akıttığı gözyaşı izlerinin belli olduğu yanaklarına hafif dokunuşlarla parmağını dolaştırdı.

Dudağının altındaki bene dokunması için  onu zorlayan içgüdülerine inat bir an hızlı hareket edip uzaklamaya çalışınca Hazal'ın başı omzundan düştü.

Uyku mahmuru gözlerini zar zor açan kızın gözlerini gördüğü an yutkunan adam bugün kendisine neler olduğunu bulmaya çalışıyordu.

Hazal'ın bütün gece yanında olması, sarılması o kadar iyi gelmişti ki !

Bilal yıllardır  hatta annesinin ölümünden sonra belki de ilk kez kendini savunmaya ,korunmaya muhtaç bir çocuk gibi hissetmişti.
Zühre 'yi severken güçlü olan ,koruyan kişi Bilal'di fakat Hazal ,yaşına ve saflığına rağmen bir annenin şefkatine ve gücüne sahipti.
O tam bir Karaaslan kızıydı.

"Günaydın . Rahatsız mı ettim seni ! Ne yapayım uykumda kendim gibi deli işte ..
İyisin değil mi ,biraz olsun içindeki sıkıntı gitti."

Adam hiç bir şey söylemeden başını aşağı yukarı sallayınca Hazal ,onun mahsun haline dayanamayıp ince kollarını  açtı.

Bilal'in şaşkın bakışları altında adamı şefkati ile sıkı sıkı sardı.

Genç adam kızın ince kollarının arasında öyle huzurluydu ki bir ömür bu şekilde kalmak istediğini düşündüğü an içi titredi.
Sevmekten onu şefkati ile saran kıza bağlanmaktan deli gibi korktu.

Kimi sevse ,kime kalbine açsa yaralar açarak gitmiş geriye tonlarca vicdan yükü bırakmıştı.

"Dilan çok güçlü bir kız . Hem sen varsın ,Ahmet abi var . Berfin iki çocukla yardım edemez belki ama ben varım ona yardım ederim. Hep birlikte büyütürüz ."
Diyen kızın şiir gibi sözleri ile kendine geldi.

"Herkes Dilan'ı konuşacak . Kimse kardeşimin ya da o bebeğin masum olduğunu düşünmeyecek !"

"Bilal insanlar hep konuşuyor . Ne yazık ki konuşmaya da devam edecekler. Onların sözleri yüzünden Dilan bir bebeğe kıysın mı ? O kadar zor şartlar altında hayata tutunan bir canın elinden ,yaşama hakkını alamayız. Hem kardeşin onu en başından istemeseydi ilaçlarını kullanırdı. Kabul etmese bile başından beri hissetmiş o küçüğün varlığını demek ki .."

Bir Uzun Yoldan Geldim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin