46.Bölüm (Hazal)

8.5K 853 66
                                    

Hazal, Bilal'in eve gelişini beklemek istemesede her gece adamın o kapıdan girişini görmeden evde olduğunu hissetmeden uyuyamıyordu.
Ona kırgın ve kızgın olsa dahi bu evde Bilal'in varlığını hissetmek güç veriyordu.
Adamın kardeşine , babasına sahip çıkışına bile hayrandı.
Bazen ona küs olduğunu unutup sarılmak eskisi gibi olmak istiyor fakat gururu şimdilik kalbindeki hislerin önüne geçebiliyor o da konuşmayıp , tribini başarılı bir şekilde atıyordu.
Konağa ve Bilal'e alışmıştı.
Ayşe hanımın laf sokmaları , Dilan'ın gelgitli ruh hali bile çekilmez gelmiyordu.

Aycan'ı kaybetme duygusunu yaşayan Mirza'yı gördüğünde Hazal'da öyle sevilmeyi çok istedi.
Her gece keşke Bilal ile her şey normal olabilseydi diye söylenerek uykuya dalıyordu.

Yine aynı avluda Bilal'in konağa girmesini beklerken arada gözlerini kapatıp nasıl barıştıklarına dair hayaller kuruyor.
Bazı hayallerin sonu öpücükle bitse bile genç kız bu durumdan vazgeçmiyor tam tersi hoşuna gidiyordu.
İçten içe Bilal'i her gördüğünde kalbinde gerçekleşen deprem hissini kabul etmeye başlamıştı.

Yanına gelip bir anda oturan Dilan ile ne yapacağını şaşırdı.
Dilan son zamanlarda eskisi gibi değildi fakat yinede Hazal ondan çekiniyordu.
Deli gibi gülüyor bazen bir şeyler söylediğinde genç kız ne demek istediğini anlamıyordu.

Bilal bile onunla baş edemezken Hazal daha çok çekiniyordu.

"İyi geceler gelin hanım ! Yine abimin yolunu bekliyorsun ha ! Bilal ağamız pek şanslı , gözlerini bir açsa  sana bir çevirse başka yana bakamayacak ama işte herkesin bir yarası var. Zaman belki geçirir diyordum ama sen zamanın size iyi gelmesine de izin vermiyorsun ki !

"Ben anlamadım . Ne yarası ne zamanı ?"

"Sevda acısı bilir misin Hazal ? Abimden başkasını sevmedin değil mi ? Gerçi onu sevdiğini de kabul etmeyeceksin ya neyse "

Hazal , hiç aşık olmamıştı ki ne sevdası ne acısı ..
"Ben abine aşık falan değilim . Bir aydır konuşmuyoruz bile !" Deyip başını sağ sola sallayınca Dilan kahkaha ile güldü.
"Bende aşkı sevdayı pek bilmiyorum ama sana ve  abime bakınca iliklerime kadar hissediyorum. Peki sen küçük gelin . Bilal abime bakınca ne görüyorsun ? Diliniz konuşmuyor ama gözlerin hep onun yolunu gözlüyor . Bunu ne kadar
çabuk kabul edersen o kadar çabuk vuslata erersiniz ! Bir Kozan bebeği güzel olurdu ha ! Konağın sessizliğine çok iyi olmaz mı ! Berfin ve Ahmet abimin ufaklık fazla sessiz. "
Hazal ağzı açık Dilan'a bakarken Dilan gülerek konuşmaya devam etti.
"Abim ile senin karışımın nasıl olur merak ediyorum. Biri deli diğeri zırdeli falan."

Hazal ne cevap vermesi gerektiğini düşünürken Dilan'ın omzuna vurup gidişi ile derin bir iç çekti.
Yine ne konuşmuştu bu deli görümcesi hiç bir şey anlamamıştı.
Belki bir tek bebek ihtimali kalmıştı aklında fakat artık Bilal'den bir çocuk istemiyordu .
" Özür dilerse ancak !" Diye kendi kendine söylenirken konağın ışığının kapanması ile sinirden ayağını yere vurdu .

" Gecenin bir vakti olmuş şuna bak Bilal ağamızın  hala eve gelesi yok . Bekleme kızım şunu artık ! Senden bir aydır özür bile dilemedi üstüne üstlük birde kaçıyor. Tabi kendini savunacak hiç bir sözü yok !" Diye söylenerek odaya girdi.

O günden sonra pamuklu pijamalar ile yatan Hazal , her gece üzerini değiştirirken Bilal 'in kırıcı sözlerini düşünüp ağlıyordu.
Aklı ve ruhu sıkışmış bazen nasıl davranması gerektiğini dahi bilmiyordu.
Adamın eve gelmeyişi ise onu daha çok üzüyordu.
Yatağa doğru  adımlar atarken kapının birden açılmasıyla korku ile olduğu yerde sıçradı.
Bilal'e dönüp bakmadan yatağına yürüdü. Yatacağı anda adamın sözleri ile olduğu yerde dondu kaldı.

Bir Uzun Yoldan Geldim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin