4-'İlk Gün'

2.6K 156 88
                                    

Alarmın sesiyle gözlerimi araladım. Sabahın köründe, hava aydınlanmadan kalkmak berbattı! Üstelik akşam oldukça güzel bir alarm sesi ayarlamıştım. Sabah nasıl bu kadar kötü gelebilirdi?

Nihayet kalkabildiğimde banyoya girdim ve rutin işlerimi hallettim. Lexi ve annem daha geç çıktıklarından tek başıma yiyordum. Mutfağa girerek bir şeyler hazırlamaya başladım. Bir yandan telefonumu kontrol ederken Ruth'dan mesaj geldiğini gördüm.

Ruth-1 yeni mesaj
Seni kaçta alayım?

Okula giderken çoğu zaman Ruth ile giderdik. Ama bazen hava alarak, yürüyerek gitmeyi tercih ederdim. Bugün de o günlerden biriydi.

Ben yürüyerek gideceğim, sen direkt okula geç.

Çok geçmeden yanıt geldi.

Ruth-1 yeni mesaj
Maalesef, babamın kesin emri var. Dün bir saldırı olmuş sanırım, Anna'yı arabayla al diye tembihledi.

Ah... Ruth'un babası gerçekten çok düşünceli bir adamdı.

Tamam, ona sevgilerimi ilet. Yarım saate hazır olup çıkarım.

Cevabı beklemeden telefonu masaya koydum ve kahvaltı etmeye başladım.

Kahvaltıdan sonra hızlı bir şekilde giyinip evden çıkmıştım. Forma değil de normal kıyafetler giyiyorduk. Bugün beden dersi olduğundan tayt ve kazak giymiştim. Normalde de giydiklerime fazla dikkat etmiyordum. Ruth daha gelmemişti. Bahçede dolanırken bir yandan gökyüzünü izliyordum. Sanki gece yarısı gibi karanlıktı, etrafta gri bulutlar vardı.

Duyduğum korna sesiyle yerimden sıçradım. Ruth gelmişti. Düşüncelerimden sıyrılarak arabaya doğru ilerledim. Ön tarafa bindiğim sırada bana sırıtarak baktığını fark ettim. Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. Sabah sabah bu neşe nereden geliyordu?

"Kimleri düşünüp dalmıştın acaba öyle?" Gözlerimi kıstım.

"Buna daha ne kadar devam edeceksin?" dedim bıkkınlıkla. Neyden bahsettiğini anlamamak zor değildi.

Düşünür gibi yaptı. "Sen sevgili yapana kadar!" Hiçbir şey söylemeden kemerimi bağladım.

"Bence sen kendine bak, Nicholas'ı kapmasınlar." Ruth kaşlarını çattı.

"O ne alaka? Biz çok güzel anlaşıyoruz hem." Ciddi olmaya çalışarak konuştum.

"Orasını bilmem de okulda birçok kızla tanışacağı kesin. Hem bir de şu kız var, Ava. Hep dörtlü takılıyorlar. O da bir tehlike." Ruth'ın kaşları gittikçe çatılıyordu.

"Sahiden, haklısın. Tavrımı ortaya koymam gerek. Öyle her kızla konuşamaz. Hatta benden başka hiçbir kızla konuşamaz." Gözlerimi büyüttüm.

"Çocuğu ilk günden korkutma istersen. Senin erkek arkadaşların olmuyor mu? Onun da kız arkadaşları olabilir." Ruth onuz silkerken hala endişeli gözüküyordu. Gülmemek için gerçekten zor duruyordum. En azından birkaç günlüğüne beni bırakıp kendi derdine düşebilirdi.

Okula vardığımızda Ruth yakınmalarına başladı. "Şu hale bak, yirmi dakika sonra ders başlayacak ama hava hala kapkaranlık. Elektrik gitse mum ışığında ders işleyeceğiz." Kıkırdadım.

"Abartma Ruth. Zaten ders başlayana kadar hava aydınlanıyor." Derince iç çekti. Bu kız okula hiçbir zaman alışamayacaktı. Tamam, ben de bayılmıyordum ama en azından notlarımı yüksek tutmaya çalışıyordum.

"Gel kantinde kahve içelim." Ruth'un yönlendirmesiyle kantine doğru yöneldik. O çoktan masalardan birine oturmuştu. Bu yüzden kahveleri almak için makinenin olduğu yere gittim.

MÜHÜRWhere stories live. Discover now