20-'Beklenmedik Yardım'

2K 133 49
                                    

"İnanamıyorum! Ben sana kaçmaman için o kadar dil döktüm, baştan söyleseydin yapacaklarınızı en azından boşa konuşmamış olurdum!"

"Elizabeth!" dedim utangaç bir tonla. Yüzünden hiç eksilmeyen sırıtışıyla devam etti.

"Anna... gerçekten... çok ateşli görünüyordunuz! İçeri girdiğimizde ilk birkaç saniye bizi görmediniz resmen."

Kulaklarımı tıkayarak onu dinlememeye karar verdim. Çünkü ben daha az önce yaşadıklarımızın şokundan çıkamamışken bir de Elizabeth ile uğraşamazdım. O anların gözümün önüne gelmesi bile utançtan ölmem için yeterliydi. Daha da fazlası, tedirgindim. Bir şeytanla, hatta Cehennemin Kralıyla böyle bir şey yaşadığıma inanamıyordum!

"Lucifer şu ana kadar hiçbir insandan etkilenmedi." Kaşlarımı çattım.

"Öpüşmemiz benden etkilendiği anlamına mı gelir Elizabeth?" dedim ters bir tonda. O bir şeytandı.

Evet biliyoruz Anna. Bunu günde yaklaşık yüz defa söylüyorsun.

Demek istediğim... sevdiği kadını arayan bir şeytan olduğuydu. Bunun için beni öldürecekti. Şimdi de yapabilirdi. Mühürün bende olduğunu öğrense hiç düşünmeden beni öldürürdü.

"Evet." Gözlerimi devirdim. "Onu tanımıyorsun Anna. Lucifer insanlardan iğrenir. Sizin fazla duygusal ve aptal varlıklar olduğunuzu düşünüyor." Kaşlarını çattı. "Yanlış anlama sakın! Bence öyle değil. Her insan aynı değil yani."

Hafifçe güldüm. Toparlamaya çalışması komiğime gitmişti. "Anlat bakayım. Nasıl oldu bu?" Kaşlarımı kaldırdım.

"Ney nasıl oldu?" İmalı bir şekilde gülümsedi. Neyden bahsettiğini idrak edebildiğimde gözlerimi büyüttüm.

"Elizabeth!" Ufak bir kahkaha attı.

"Hadi Anna, anlat." Derince nefesimi verdim.

"Kaçmaya çalıştım." Yüz ifadesi ciddileşmişti. "Ya biliyorum, kaçmamamı söylemiştin. Ama hiçbir şey yoluna girmeyecek gibiydi! Korkuyordum. Hala da korkuyorum." Elizabeth derince nefes aldı.

"Sana ondan korkma diyemem Anna. Çünkü korkmalısın. Bazen ben bile korkuyorum. Kızdığında tam anlamıyla bir şeytan oluyor." İçim titremişti. Ve ben bu şeytandan önce kaçmaya çalışmış, sonra da öpmüştüm.

Oflayarak arkaya doğru yaslandım. "Bunun bedeli ağır olacak değil mi?" diye sordum kaçmaya çalışmamı kastederek. Dudaklarını birbirine bastırdı.

"Lucifer ile konuşurum. Hem... yaşadığınız şu şey belki de kaçmayı denemeni unutturmuştur." Tekrardan oflayarak yastıkla yüzümü kapadım. Lucifer ile öyle bir şey yaşadığımıza ve bunlara herkesin şahit olmasına inanamıyordum.

Elizabeth kıkırdadıktan sonra yataktan kalktı. Alayla, "Ben aşağıdayım, istersen gelirsin." dedikten sonra odadan çıktı. Derince nefes alarak tekrardan arkama yaslandım.


Odada hiçbir şey yapmadan, bomboş durarak üç saat geçirmiştim. Bu aralıkta o kadar çok şey düşünmüştüm ki, şu anda başım ağrıyordu. Bir de acıkmıştım. Aşağı inip bir şeyler yemeliydim.

Yataktan kalktıktan sonra birkaç saniye amaçsızca bakındım. Sanki saatlerce iş yapmış gibi yorgun hissediyordum. Bunun sebebini çözemesem de fazla umursamadan odadan çıktım. Bütün bu yaşadıklarımdan sonra yorgunluk hissi tamamen normaldi.
Merdivenlerden indiğimde etrafta kimsenin olmadığını fark ettim. Bakışlarım kapıya kaysa da kısa sürede toparlanıp mutfağa yöneldim. Bir daha o hataya düşemezdim.

MÜHÜRKde žijí příběhy. Začni objevovat