16-'Melekler'

2.1K 130 27
                                    

Multimedyada gifler fotoğraf olarak gözüktüğü için aşağıya koydum bölüm sonunda bakarsınız^^


Kahvemden bir yudum daha aldıktan sonra merdivenleri çıkmaya başladım. Zilin çalmasına daha olsa da sınıfa çıkıp Ruth'un gelip gelmediğine bakmalıydım. Ona dün gece mesaj atmak istediğimde telefonumu kaybettiğimi fark etmiştim.

Her şey o kadar üst üste gelmişti ki, en son nerede gördüğümü hatırlamıyordum bile. Bu benim açımdan oldukça kötüydü. Çünkü annemlere ulaşmam gerekiyordu. Lucifer ise beni salmıyordu. Gerçekten beni esir almıştı.

"Anna? Sen iyi misin?" Ruth'un sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Koridorda karşılaşmıştık.

"Evet, ne oldu ki?" diye sordum. Beni görür görmez bunu sorması garipti. Ruth kaşlarını çattı ve beni süzmeye başladı.

"Resmen çökmüşsün." Gözlerimi devirdim.

"Bu kadar açık sözlü olduğun için teşekkürler." Alaya almıştım. Ancak o ciddiyetle cevap vermemi bekliyordu. Boğazımı temizledim. "Hastane ortamı işte, Lexi'nin başında beklerken haliyle yorgun düştüm." Ruth kaşlarını çattı.

"Annenler dün çıkış yaptı, biliyorsun değil mi?" Gözlerimi büyüttüm. Hastaneden çıkmışlardı ve haberim yoktu.

"Evet, var." Kaşlarını kaldırdı. "Benim birkaç işim vardı, o yüzden yanlarından ayrıldım." Şüpheci bir şekilde bana bakıyordu. Cevabımdan tatmin olmamış gibiydi ama yine de uzatmayarak kafasını salladı.

Beraber sınıfa girdiğimizde Daisy ve Derek'in her zamanki yerlerinde olmadı beni şaşırtmış, hatta öfkelendirmişti. Ruth arka tarafa doğru ilerlerken, "Lanet olsun." diye soludum. Şimdi meleklerin önünde duruyordum. "Beni korumanız falan hepsi bahaneydi değil mi?!"

Daisy kaşlarını çattı. Derek ise mahçup olmuş biçimde bana bakıyordu. "İyi olmana sevindim, Anna." Bu daha da öfkelenmeme sebep olmuştu.

"Nasıl?" diye sordum. "Nasıl beni şeytanlara bırakabildiniz? Üstelik sadece kendi canım söz konusu değildi!" Sesim yükselmişti.

"Anna bunun için geçerli sebep-" Daisy Derek'in sözünü kesti.

"Gerçekten bu insan parçasına hesap mı vereceğiz?" Gözlerini kıstı ve bana baktı. Sonra tekrardan Derek'e döndü. "Görevlerimiz var Derek. Benim üstüm olarak bu sorumlulukları senin kontrol etmen gerekir." Derek kaşlarını çattı.

"Bu insanlara birer virüsmüş gibi davranmanı gerektirmez Daisy. Üstün olduğumu bildiğin halde böyle konuşuyorsun. İnan bana böyle devam edersen senin açından hiç iyi olmaz." Yutkundum. Sesi sertti. Öyle sertti ki, beni bile korkutmuştu.

Bana döndüğünde bakışları yumuşadı. "Şeytan geliyor, şimdi yerine otur. Bunu halledeceğiz Anna. Orada esir kalmayacaksın." Hafifçe tebessüm ettikten sonra yerime oturdum. Tanrı aşkına! Az önce melekleri mi azarlamıştım? Peki Daisy'nin tavırları da neydi? Hepsini yeni yeni idrak edebiliyordum. Bir de Derek'in hiç görmediğim öfkeli, korkunç haline tanık olmuştum. Onu asla kızdırmamayı aklımın bir köşesine yazmalıydım.

Derek'in dediği gibi Lucifer ve diğerleri sınıftan içeri girmişti. Herkes yerine geçerken Lucifer'in bakışları benim üzerimdeydi. "Yana kay, Kızıl." Şaşkınlıkla ona baktım.

"Yanımda Ruth oturuyor ama." Derince nefes aldı.

"Artık oturmuyor. Söylediklerimi sorgulama, yap." Gözlerimi devirme isteğimi yok sayarak duvar kenarına doğru kaydım. İstemsizce Ruth'a bakınmaya başlamıştım. Nicholas'ın yanına oturduğunu gördüğümde yutkundum. Bir şeytanla takıldığının farkında bile değildi. Onu tüm bu olaylardan uzak tutmalıydım.

MÜHÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin