19-'Kaçmayı Denemek'

2.2K 131 64
                                    

Bool bol yorum bekliyorum çünkü tam olarak kriz geçirmelik bir bölüm!




Başımdaki ağrı gittikçe şiddetleniyordu. Etraftaki sesler birbirine karışıyor, algılamamı zorlaştırıyordu.

"Bilemiyorum Lucifer." dedi bir ses. "Melek ya da başka bir varlık olsa hissederdik."

"Benim kontrol edemediğim ateşi söndürmesini nasıl açıklıyorsunuz peki?" İşte bu Lucifer'in sesiydi. Tek ayırt edebildiğim ses onunkiydi.

"Sana doğru geldiğini söyledin. Belki de bunu içgüdüsel olarak sen yapmışsındır. Yanmaması için kontrolü sağlamışsındır." Derin bir sessizlik oldu.

"Söylesene, ucube. Nesin sen?" Ava'nın sesiyle boş bakışlarımı ona doğru çevirdim.

"Bunu bana mide bulandırıcı bir şeytan söylüyor." dedim alayla. Kaşlarını çatıp üzerime doğru gelecekken Elizabeth onu durdurdu.

"Kaos yaratmayı kes, Ava." Nicholas bana doğru döndü. "Nasıl hissediyorsun Anna?" Kaşlarım çatık biçimde düşünmeye başladım. Nasıl hissediyordum?

"Kesinlikle bir insan gibi." Elizabeth kahkaha attı. Ortam ciddiydi ancak bu pek umrunda değil gibiydi. "Neler düşündüğünüzü bilmiyorum ama bunu ben yapmış olamam."

Ava hışımla salonu terk etti. Konuşmamız onu sıkmış olmalıydı. Sürtük şeytan.

"Ben hala Lucifer'in kendini kontrol edebildiğini düşünüyorum. Ama yine de bunu araştıracağım." Lucifer kafasını salladı.

Nicholas araya girdi. "Bir şey çıkacağını sanmıyorum. Biliyorsunuz, sıradan melekler şeytanları iyileştiremez. Zaten Anna'dan da öyle bir enerji almıyoruz."

Lucifer ikna oluyor gibiydi. Tanrı aşkına! O anın verdiği adrenalinle üzerine yürümüş olabilirdim ama bu onun alevlerini söndürdüğüm anlamına gelmezdi. Elizabeth derince nefes aldı. "Lucifer iyi olduğuna göre biz eve uğrayalım. Şimdi savaş alanıdır orası." Lucifer kafasını salladı. Ev diye bahsettikleri yer neresiydi?

"Düzene karşı çıkanlar olursa ne yapacağınızı biliyorsunuz. Acımayın." Sert ses tonu ürpermeme neden olmuştu. Ama bir yandan da beni kendine çekiyordu. Bunun nasıl olduğuyla ilgili en ufak bir fikrim yoktu. "Ava'yı da alın." diye devam etti Lucifer. "O bu işleri daha iyi kontrol ediyor." Bahsettikleri yer... cehennem olabilir miydi? Tabii ki olabilirdi. Onlar şeytandı ve evleri de cehennem olurdu. Tekrardan ürperdim. Bu olanlar hala gerçek gibi gelmiyordu. Sanki her an alarmın sesine uyanıp okula gideceğim gibi hissediyordum.

Elizabeth kafasını salladı. Yüzünde bozulduğuna dair hiçbir işaret yoktu. Bu nedense bana garip gelmişti. Sonuçta onu sevmediği bariz bir şekilde ortadaydı. Derince nefes aldım. Demek ki herkes gidecekti, Lucifer benimle kalacaktı. Haline bakılırsa gücünü tam olarak toplamamıştı. Bu kaçmam için bir fırsat olabilirdi.

Nicholas yukarı, Ava'yı çağırmaya gittiğinde Elizabeth yanıma geldi. "Anna, lütfen kaçmaya çalışıp her şeyi berbat etme. Lucifer'in öfkeli halini görmek istemezsin." Evet, istemezdim. Ama onun hiçbir halini görmek istemezdim. Tek isteğim buradan gitmekti.

Yavaşça kafamı salladım. Elizabeth gergin bakışlarını yüzümde gezdirdikten sonra kapıya yöneldi. Kaçacağımdan şüpheleniyor olmalıydı ki bunda haklıydı.

Herkes evden çıktığında tedirgin bir şekilde Lucifer'e baktım. "Benden hala korkuyor musun Kızıl?" Sessiz kaldım. Cevap versem de bir şey değişmezdi. Yanıma oturduğunda rahatsızca kıpırdandım. "Bir daha asla kaçmayı düşünme. İnan seni geri almak için üç meleği de harcamaktan çekinmem. Ve bu sefer geri geldiğinde burada böyle rahat bir şekilde oturamazsın." Yutkundum.

MÜHÜRWhere stories live. Discover now