5-'Uyku Hali'

2.4K 164 50
                                    

Normal şekilde geçen bir günün ardından nihayet zil çalmıştı. Evet, bunu söyleyen bendim. Her dersi can kulağıyla dinleyen ben. Ama bugün üzerimde bir durgunluk vardı. Tek istediğim eve gidip yatmaktı.

"Anna! Çıkışta ne yapıyorsun?" Daisy'nin sesiyle ona doğru döndüm.

"Ben.. şey, eve gideceğim." dedim çantamı düzeltirken. Bir yandan da 'takılalım mı?' diye sormaması için dua ediyordum. Reddetmem kabalık olurdu ama çok yorgun hissediyordum.

"Kesinlikle evde olmalısın. Annem annenle tanışmış, bu akşam ufak bir ziyarete geliyoruz." İstemsizce kaşlarımı kaldırdım. Annemin yoğun çalışma saatlerinden dolayı pek misafir gelmezdi. Üstelik gelecekler kasabamızda yeni olanlardı. "Yani eğer rahatsız olduysan-"

"Yok yok! Sadece, annemin bu akşam nöbette olacağını sanıyordum." Daisy gülümsedi.

"Bizi davet ettiğine göre bu akşam yok demek ki. Her neyse, akşam görüşürüz!" diyip sınıftan çıktıktan sonra Ruth ile birbirimize baktık. Bunu o da garipsemiş olmalıydı. Evet, bakışlarımızla konuşabiliyorduk.

Sonunda sınıftan çıkmıştık. Koridorda ilerlerken arkamda birkaç gölge hissetmiştim. Refleks olarak kafamı çevirdiğimde onları gördüm. Lucifer ve grubunu. Böyle de garip oldu sanki? Ama isimleri tek tek sayacak değilim ya!

"Akşam sıkıntıdan patlayacağını düşünüyorum, hatta buna eminim. Bize gelmeye ne dersin?" Elizabeth'in ani daveti karşısında afalladım. Daisy ile konuştuklarımızı duymuş olmalıydı.

Boğazımı temizledim. "Bu uygun olmaz. Belki başka zaman?" Bozulacağını düşünürken samimi bir şekilde sırıttı.

"Tamam o zaman. Görüşürüz Kızıl." 'Kızıl' derken Lucifer'e bakış atmayı ihmal etmemişti.

Ruth beni arabayla eve bıraktıktan sonra gitmişti. Aslında ona kalması için ısrar etmiştim ama evde işleri olduğunu söyleyerek gitmişti. Biraz gergin sayılırdım, daha bugün tanıştığım insanlar evimize gelecekti. En azından Ruth bizde olsaydı bir şekilde atlatabilirdim.

Derince nefes aldıktan sonra içeri girdim. Mutfaktan aldığım güzel yemek kokularına bakılırsa annem gelmişti. "Ben geldim!" diyerek seslendim.

"Hoşgeldin tatlım. Acıktıysan gel bir şeyler atıştır." Mutfağa girdiğimde annemi önlük ve eldivenle gördüm. Kaşlarımı kaldırarak,

"Misafirlerimiz var anlaşılan." dedim. Annem tebessüm etti.

"Evet evet, aynı zamanda senin sınıf arkadaşlarının anneleri oluyormuş. Bugün hastanede tanıştık," Boğazımı temizledim.

"Daha yeni tanıştığın insanları eve davet etmek pek senlik değil?" Soru sorduğumun farkına varmıştı. Yüzü ciddileşti.

"İyi bir kadına benziyor. Kocası işleri dolayısıyla yurtdışına çıkmış. Buraya yeni geldikleri düşünülürse, yalnız hissetmelerini istemedim. Kadınlar birbirine destek olmalı, değil mi?" Gülümsedim. Böyle düşünceli bir annem olduğu için şanslıydım.

"Haklısın. Ben şimdi kıyafetlerimi çıkarayım. Sonra sana yardıma gelirim." Annem kafasıyla onaylarken bir yandan fırındaki keki çıkartıyordu. Vakit kaybetmeden odama yöneldim.

Üzerime rahat ama pijama olmayan bir şeyler geçirdikten sonra salona geçmiştim. Mutfakta yapacak iş kalmamıştı. "Lexi nerede?" diye sordum. Yokluğunu daha yeni fark ediyordum. Bugün kafam oldukça dağınıktı.

"Odasında. Ödevlerini yaptıktan sonra bilgisayarda oynamak istedi. Hala kalkmamış anlaşılan." Oyuna daldığı zaman saatin farkında olmuyordu. Ayağı kalktım ve odasına doğru ilerledim. Küçük hanımefendinin gerçek hayata dönme zamanı gelmişti.

MÜHÜRWhere stories live. Discover now