10-'Ölüm'

2.1K 145 47
                                    


Sinemadan sonra Daisy ve Derek acil işleri olduğunu söyleyerek gitmişlerdi. Açıkçası bu beni biraz sinirlendirmişti. Onların planına uyarak okula gitmemiştim ve şimdi de bir başıma kalmıştım. Aslında tam olarak yalnız kalmış sayılmazdım, Lucifer ve diğerleri hala gitmemişti. Şimdi de Ava ve Elizabeth ile lavabodaydım. Birazdan çıkıp eve gidecektim.

"Şu çok sevdiğin arkadaşların seni ektiler sanki, ha?" Ava'nın alaylı cümlesine karşılık göz devirdim. Bu kız her geçen gün daha da sinirime gidiyordu.

"Önemli bir işleri olduğuna eminim." dedim onları koruyarak. Elizabeth boğazlarını temizledi ve araya girdi.

"Biz onlardan hoşlanmıyoruz diye onları Anna'ya kötülememelisin Ava."

"Lucifer bunun tam tersini söylemişti ama bana." Elizabeth şaşkınca bana baktı. Neden böyle şaşırdığını anlayamamıştım.

"S-sen bunu nereden hatırlıyorsun?" Kaşlarım çatıldı.

"O gün ne yapıp her şeyi unutmamı sağladınız bilmiyorum ama buna bir daha izin vermeyeceğim." İkisi de şaşkınlıkla bana bakıyordu. Ah, Ava'nın bakışlarındaki öfkeyi de unutmamak lazımdı.

"Ama sen... Lucifer'in gücünü kıramazsın ki!" Söylediği saçmalığa karşılık güldüm. Alaylı bir gülüştü bu.

"Benimle oynamayı kesin. Lucifer'e de söylediğim gibi, benden uzak durun." Ava üzerime doğru yürüdüğünde Elizabeth sertçe kolunu tuttu.

"Kendine gel Ava!" Gözlerimi kısarken Ava baa düşmanca bir bakış attı.

"Lucifer'in olayı hala çözememesini anlamıyorum! Bu insan şeyleriyle yeterince vakit kaybettik zaten." İnsan şeyleri mi? Bunların gerçekten sorunları vardı. Şizofren falan olabilirler miydi? Aklımdaki en mantıklı fikir buydu.

"Vakit kaybetmek istemiyorsan geldiğin yere dönebilirsin." O tehlikeli ses tonu yayıldığında Ava donarak bakakaldı. Lucifer'i beklemiyor gibiydi. "Dışarı çıkın." diye devam etti Ava ve Elizabeth'e bakarak. Elizabeth sanki onun askeri gibi onaylayıp çıkarken Ava duraksadı.

"Seni hiçbir zaman yüz üstü bırakmayacağımı biliyorsun." Bunu derken Lucifer'e doğru ilerlemişti. Dudaklarına bir öpücük kondurduğunda gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Bunlar aynı soyadını taşımıyorlar mıydı? Kardeş ya da akraba falan olmalılardı. Ve öpüşüyorlar mıydı? Ava Lucifer'den ayrıldıktan sonra bana kısa bir bakış atıp tuvaletten çıktı.

Ben de aynı şeyi yapmak üzereyken Lucifer durdurdu. -onu öpmekten değil, dışarı çıkmaktan bahsediyorum tabii ki!- Tuttuğu kolumu sertçe geri çektim. "Ben sizin oyuncağınız değilim, bu saçmalıklarınıza da daha fazla katlanamam!"

Lucifer sert bakışlarıyla bana bakıyordu. Gerçi, bunu söylemem saçmalıktı. O her zaman sert bakışlarıyla bana bakardı. "Bak-" sözü telefonumun sesiyle kesildi. Annemin aradığını gördüğümde istemsizce kaşlarım çatıldı. Hastanedeyken beni aramazdı, bir şey olmuş olabilir miydi? Aramayı onaylayarak telefonu kulağıma götürdüm.

"Anne?" dedim sorarcasına.

"Anna!" Sesi acı doluydu, ağlıyordu. Ellerim titremeye başladı.

"Anne ne oldu? B-bir sorun mu var? Sen iyi misin?" Karşıdan iç çekme sesi duyuldu. "Anne cevap ver!"

"Lexi... Lexi'ye araba çarptı. H-hastanedeyiz, durumu k-kötü diyorlar." Sertçe yutkundum. Gözlerimin dolduğunu Lucifer'in sorgulayıcı yüzünü bulanık görmemden anlamıştım.

Lexi'ye araba çarptı.

"B-benim gitmem gerekiyor." dedim fısıltıyla karışık bir sesle. Acı, konuştukça ses tellerime batıyordu.

MÜHÜRWhere stories live. Discover now