ALAZ BEY

2.6K 300 67
                                    

"Başak Hanım, şu son zamanlar çok fazla izin kullandınız. Size karşı daha fazla toleranslı olmak diğer çalışanlarıma haksızlık olacaktır."

Patronum izin vermediği için telefonu kapatıp kardeşime üzgün bir ifadeyle baktım. Bende bugün yeni okuluna gitmek istiyordum ama patronum her sözünde fazlasıyla haklıydı. İş yerimi bu konu da daha fazla suistimal etmek istemiyordum. Gizem çok üzülse de onu ağabeyine emanet edip işime gelmiştim. Yeni taşındığımız evin konumu adresime ters düşüyor bu yüzdende iki vesait değiştirmek zorunda kalıyordum.

Hala neden o eve taşındığımızı düşünsem de Alaz Bey sonuna kadar haklıydı. O mahallede kardeşime takmış olan biri vardı ve ben kardeşimin başının belaya girmesini istemiyordum. Çünkü geçen aylarda mahallenin gençlerinden biri takık olduğu kızı zorla kaçırmış kız sonradan bulunsa da kendini hala toparlayamamıştı. Bende aynı şeyleri yaşamak istemiyordum. Bütün gün işin yoğunluğundan biraz da ağır gelen düşüncelerden eve çok yorgun gelmiştim. Kendi evim olmadığından geçip yatamadığım içinse akşam yemeğini beklemiştim.

Alaz Bey annesine geç geleceğini söyleyince hep beraber akşam yemeğine oturmuştum da Şerife Hanımın gözü hep üstümdeydi. Kardeşim de yemek boyunca okul maceraları anlatmış durmuştu. Bende yorgunluğum ağır basınca yemekten sonra odaya çıkıp uzanmıştım. Biraz dinleneyim derken uymuştum. Beni iki vesait gidip gelmek çok yoracaktı. Eksi oturduğumuz evin hem kirazı iyiydi hem de iş yerime daha yakındı. Ekonomik durumum yeni eve çıkmama izin vermiyor verse de kardeşimi bırakıp gidemezdim.

Böylece iyi kötü bir haftamız geçmişti. Kardeşim her ne kadar itici olsa da Tülin Hanıma üvey anne diyip duruyor o da alışmış olmalıydı ki artık bakışları o denli keskin ve ölümcül değildi. Bu gece canımı sıkan tek şey akşam yemeğine gelen misafirlerdi. Eve gelen aileyi özellikle de adamı gözüm tutmuştu. Dinlenmek için odama çıkacağım zaman Tülin Hanım benden kahve yapmamı istemişti. Bende kırmamak adına söylediğini yapmıştım.

Alaz Bey de kardeşimle eskisinden daha samimi konuşuyor artık yüzü neşeyle gülüyordu. Merak ettiğim başka bir konuysa adam otuzuna merdiven dayamış işi gücü yerinde gayet de yakışıklı, boy post da var. O halde neden hala evlenmemişti. Ben yirmi dört yaşımda olmama rağmen iyi birini bulduğumda evlenme taraftarıyım. Tabi bu gece ki gibi süt kuzusu gibi birini istemiyordum.

"Abla yine ne düşünüyorsun?"

"Yine mi? Sürekli bir şeyler düşündüğümü de nerden çıkardın?" Gizem yatağa çıkınca bağdaş kurmuştu. "Son günlerde çok durgunsun bu eve gelmekle hata yaptığımızı mı düşünüyorsun?"

"Hayır, güzelim aksine iyi oldu." Bugün trafik kazasına şahit olmuştum. Az kalsın birilerinin canına mal olacaktı. O ansa benim aklıma gelen tek şey ya benim başıma bir şey gelse kardeşim tek başına ne yapardı? Bu yüzden bile kardeşimin bir ağabeye sahip olması artık beni üzmüyor sevindiriyordu. "Bakma öyle ben gayet ciddiyim. Sadece işi giderken iki vesait yapmam canıma okuyor. Yine de sen bunları takma kafana zamanla bünyem alışacaktır..."

"Abla daha yakında bir iş bulsan... Hatta abime söylesek sana güzel bir iş..."

"Hayır, Gizem zaten adamın evinde yaşayıp yemeğini yiyoruz daha fazla şey istemek nankörlük olur... Bebeğim o senin ağabeyin biliyorum kendince ondan bir şeyler istemen beklenti içinde olman gayet normal geliyor, ama daha fazlasını istemen nankörlük olur. Lütfen nefsine yenik düşüp daha fazlasını istemek yerine elindekilerle yetinmeyi bil. Biz ailemizden böyle görmedik beni anlıyorsun değil mi?"

"Bazen kendimi hep bu evde yaşamış gibi hissediyorum. Belki kızacaksın ama üvey annemi annem..." Kardeşimin gözleri dolunca kendime çektim. "Farkındayım güzelim ölen annemizin yerini doldurmak istiyorsun ama yapma. Tülin Hanım her ne kadar iyi biri olsa da o bizim annemiz değil..." Kapıda tıkırtı duyunca kardeşimden ayrılıp ayağa kalktım. Dışarıya baktığımda ise kimse yoktu.

BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now