"Efendim Bora..."
"Biraz geç oldu farkındayım ama yardımına ihtiyacım var."
"Sorun değil henüz uyumamıştım. Sen ne istediğini söyle elimden geldiği kadar yardım ederim."
"Bunu duyduğum çok sevindim. Alperen olayı kısaca özetlemek istiyorum. Kız kardeşim Van'da esir kaldı. Senden ricam kardeşimi gidip alır mısın?"
"Bir saniye anlamadım nasıl esir kaldı."
"Şöyleki dostum biizmkisi gezi ekibiyle Van'a gitti. Kar fırtınası çığ düşme ihtimali falan derken geri dönüşü iptal olmuş. Bende paylaşımını gördüm galiba Mardin'desın. Senden ricam geri dönüşte kardeşimi de getirir misin?"
"Şimdi anladım esir düştü dediğin için yanlış anladım. Aslında çok sanşlısın. Bende sabah ilk ışıklarla dönemeyi planlıyordum. Bana ters düşse biliyorsun sözünü ikitletmem."
"Hay sen çok yaşa, elimden gelse ben gider alırdimda karım hamile doğumuna da çok az kaldı. Senden ricam kardeşimi doğuma yetiştirdi."
"Buradan gitmem. Hava şartları bir de yolun uzaklığını işin içine katarsak iki güne Muğla'da olmuş oluruz."
Bora bana adresle birlikte kardeşinin telefon numarasını da göndermişti. Başıma iş açtığımı bilsemde benden ilk defa yardım istediği için onu geri çevirmek istemedim.
Aklima yeniden Ece düştüğünde günlerdir baktığım profiline tekrar baktım. En son evine gittiğimde beni fena bozup evinden göndermişti. Aradan çok geçmeden de profiline üç kişilik bir kare koymuştu. Ece'nin kucağında küçük bir kız çocuğu varken hemen yanında da yabancı bir adam vardı. Adamın eli yüzü temizdi. Şöyle bir baktığımda yakışıyorlardı. Belki de bu yüzden beni evinden kovuşmuştu.
"Sen yeter ki mutlu ol."
Benim tek dileğim mutlu olmasıydı. Onca yılın acısını unutup yeni bir hayat kurmasıydı. Bende böylelikle vicdan azabımdan kurtulurdum. Belki bana beddua vermeyi keser bende birazcıkta olsa gün yüzü görürdüm. Sabah erken kalkacağım için erkenden uyuyup yine erkenden yola koyulmuştum. Saatler sonra Van'a ulaştığımda kızı arayarak kendimi tanıttım. Kız bildiği için olsa gerek bana hemen konum atmıştı.
Söylediği adrese geldiğimde tekrar arayarak aşağıya inmesini söyledim. Hala ksr yağdığı için vakit kaybetmeden yola koyulmak istiyordum. Telefon açık ona nereye gelmesini tarif ederken kızla daha önceden tanışıyormuş gibi hemen tanımıştım. Belki de ağabeyine benzediği için hemen fark edebilmiştim. Telefonu kapattığımda arabaya binerek kapıyı çekti.
"Umarım sizi çok bekletmedim... Ben Hilal..."
"Alperen." Uzatiği elini sıktıgımda buz gibiydi. "Vakit kaybetmeden yola koyulalım, yolumuz çok uzun..." Olur dediğinde geldiğim yoldan geri dönüştüm. Hilal da soru sormayı çok sevdiğinden olsa gerek yol boyunca bir şeyler sormuştu. Bende her sorusuna içtenlikle cevap verdim.
"Ilerde yol kesiyorlar..." O söylemeden görmüştüm bile. Polisler bu yolun kapalı olduğunu söylerek bizi geri çevirmişlerdi. Saatte epey geç olduğu için dinlemek için otele gidip gidemeyeceğimizi sordum. Mardin'den Van yedi saat sürmüştü. Eğer uzun yolculuklari sevmesem kış günü çekilir çile değildi.
Hilal kabul edince en yakın otele geldik ama odalar doluydu. Yalnızca bir oda vardı. Ben başka bir otel dediğimde Hilal, şu şartlar altında başka bir oteli kolayca bulmayacagimizi söylemiş bende ona güvenerek odayi tutmuştum. Yorgunluktan helak düştüğüm için akşam yemeğini beraber yiyeerek odaya çıktık.
Ben uyuyacağımı söylediğimde o da tekli koltuğa geçip oturdu. Arkami dönüp yatamayacağim için ona bakarak uykuya daldım. Uyku uyanıklik arasinda uyandığımda yatakta yalnız değildim. Ben gözlerimi araladigimda o da uyuyordu. Hemen yataktan çıkarak su içtim. Pencere kenarına gittiğimde aşağıda incin top oynuyordu. Kar her yeri beyaza bürürken tekrar uyuyan kıza baktım. Saat gece yarısıni geliyordu. Odada başka yatak olmadığına göre yanımda uyması normaldi.
Tekrar yatağa girdiğimde yüzünü seyrederek uyuştum. Sabah olup uyandığımda onu da uyandırarak kahvaltı yaparak yola koyulduk. Bir daha bu taraflara gelirsem katiyen araba ile gelmeyecektim. Yirni saat ne demekti ya yirmi saat direksiyon başındaydım. Arada mola vermemiz yolumuzu epey uzatsa da sonunda Muğla sınırlarına girmiştik.
Hilal'e söz verdiğim gibi hemen mola verip güzel bir kahvaltı yaptık. Yol çilemizin sonuna geldiğimizde Hilal ile iki iyi arkadaş olmuştuk. Kahvaltımız bittikten sonra bir haber geldi. Bora sabaha karşı baba olmuş. Bizde direkt hastaneye gelmiştik. Şaka gibiydi ama küçük dünyaya gelmek için halasını beklemiş. Onlara veda etmek zor olsa da ziyaretin kısası mahkumdur diyerek yanlarindan ayrıldım.
"Alperen..."
Hastane çıkışında Hilal beni yakaladığında her şey için teşekkür edip yanağıma öpücük bırakmış. Bunu ondan beklediğim için şaşırmıştım. Önemli olmadığını söyleyip oradan ayrıldığımda dayanamayarak Ece'nin yaşadığı semte geldim. Dışarıda onu beklerken onu be fotoğraftaki adamı gördüm. Adamla elele tutuşmuş etrafa neşe saçıyordu. Öpüştüklerini gördüğümde dudaklarım yukarıya kıvrıldı.
Evet, mutluydu. Benim görevim artık sona ermişti. Bu olaydan birkaç gün sonra hediyemi alarak bebek ziyaretine gittim. Hilal de oraydi. Onu görmek nedensizce beni mutlu etmişti. Gece hemen sona erdiğinde gitme vakti demiştim. Hilal kapıya kadar bana eşlik ettiğinde görüşürüz dedi.
Bende gülümseyerek "Ne zaman?"diye sormuştum. Sorumla birlikte afallayınca ellerini saçına götürdü.
"Bilmem ne zaman olsun?"
"Hafta sonuna ne dersin? Beraber zaman geçirebiliriz." Olur, dediğinde randevulaşip oradan ayrıldım. Benimde kendi hayatıma bakmamın zamanı geldi diyeli tam yedi ay olmuştu. Bu sürede zarfında Hilal ile sevgili olmuş, kendi aramızda yüzük dahi takmıştık...
"Sevgilim filmin yanina mısır da alalım. "
"Tamam, canım başka bir şey..."derken gözüm arkaya gitti. Sırada Ece ve o adam vardi. Adamın kucağında yine küçük bir kız varken Ece'nin karnı burnunda olmasa da hamile olduğu bariz belliydi.
"Alperen nereye bakıyorsun?"
"Hiç gözüm şu ailede kaldı. Sence bir gün bizde öyle olur muyuz?" Hilal koluma girerek güldü.
"Elbette evlendiğimizde kocaman bir aile olacağız."
"Duyduklarıma çok sevindim. Hatta biz hemen evlenelim hayatımıza üç çocuğu ancak sığdırabiliriz."
"Sevgilim ondan önce evlenme teklifi almam gerekmiyor mu?"
"Hakkın olan her şeyi alacağına dair söz veriyorum."
"Alperen ben var ya seni çok seviyorum."
"Bende seni seviyorum..."
EVET BIR HIKAYEMIZIN DAHA SONUNA GELMIŞ BULUNMAKTAYIZ.
HERKESİN GÖNÜLLÜNÜN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM ÇÜNKÜ BUGÜNE KADAR KI BÜTÜN BEY SERILERINISIZIN ÖNERİLERİNİZE GÖRE OLUSTURDUM.
GÖNÜL KIRMADAN DEVAM DIYOR VE ISIM ONERLERINIZI BEKLİYORUM, YALNIZCA BEY SERİSİNDE ADI GEÇEN ISIMLERI YAZMAYIN IKI ISIM KONU KARMAŞASINA GIDER....
SEVGIYLE..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDI
Teen FictionHER BÖLÜMDE FARKLI BİR KURGU FARKLI BİR AŞK VARDIR... VE HİÇBİR YERDE OKUYAMACAĞINIZ TEK BÖLÜMLÜK KURGULAR... BİR BÖLÜM BİR HİKÂYE... BİR KİTAP BİN AŞK... WATTPAD KİTAP ÖNERİLERİ... Siz adına ne derseniz deyin bu bir aşk hikâyesi size çok yakın olan...