BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDI

Alparslan Bey

ALPARSLAN – NEŞE

Kahretsin! Bozulacak bugünü mü buldun? Direksiyona sinirle vurarak bir kez daha saate baktım. Biraz daha oyalanırsam düğüne geç kalacaktım. Oflayarak arabadan inerek taksi çevirdim. Taksi durduğundaysa hiç düşünmeden atlamıştım ki hemen yanıma başka biri bindi. "Taksiyi ben çağırdım hanımefendi kendinize başka bir taksi çevirin." Buna tam anlamıyla yüzsüzlük denir çünkü kadın bildiğin hemen yanıma kurulmuştu.

"Eğer biri inmesi gerekiyorsa o sizsiniz olmalınız çünkü düğüne geç kalmak gibi hiçbir niyetim yok." Üstündeki açık seçik kıyafete bakılırsa düğüne gittiği aşikardı. Tam kadını bir şey söyleyecektim ki taksi şoförü bize dönerek nereye gittiğimizi sormuş bizde aynı anda aynı düğün salonunu söylemiştik. Kadın bana bakarken şoför sorun kalmadığını söylemiş benimse aklıma araba unuttuğum set gelmişti.

Şoföre biraz bekleyin diyerek tekrardan arabadan indim. Hızlı adımlarla arabaya geldiğimde arabada ki seti alarak yine ayı hızla hala beni bekleyen taksiye binmiştim. Şoför gaza basarken kızın gözü elimdeki setteydi "Siz kız tarafı olmalısınız erkek tarafı olsaydınız bilirdim."

"Evet, gelinin kardeşiyim."

"Lale'nin ikizi misiniz?Alparslan Bey... İnanmıyorum yüz hatları olarak çok benziyorsunuz. Bende diyorum kime benziyor..." Kadın bir yerden giriş yapmış hiç susmadan konuşmuştu. Ondan düğünde kurtulurum diye düşünürken düğün boyunca gözü üstümdeydi. Bir ara kendini zorla dansa dahi kaldırtmıştı. Böyle yılışık kadınları oldum olası sevmiyordum. Al benisi varsa bile bu hareketlerle yok oluyordu. Düğün boyunca sürekli koşturmaktan canım çıksa da değişmişti. Düğün bitiminde kardeşimden vedalaşmak zor olsa da iki gözümün çiçeği artık evliydi. Ve şükür ki başka kardeşe sahip değildim çünkü başka tantanayla falan uğraşamazdım.

Düğün bitse de ardını toplamak bana düşmüş eve iki de gelebilmiştim. Gelir gelmezse kendimi yatağa attım. Ölü gibi uyumuşum ki elektrik süpürge sesiyle uyandım. Bu ses yan evlerden falan değil bu evden geliyordu. Artık kardeşimde olmadığına göre kim evi temizleyebilirdi. Yatakta doğrulup ağrıyan başımı tuttuğumda saat on ikiye geliyordu. Yataktan zoraki şekilde kalktığımda ilk Lale'yi aramak istesem de rahatsız etmemek adına aramamıştım. Ses hala devam ederken bu sesin salondan geldiğine artık emindim. Aşağıya indiğimdeyse manzara kızın bir hem evi süpürüyor hem de dans etmeye çalışıyordu. Ona bir iki kez seslendim fakat kulaklıklardan duymadı. Bende makinenin fişini çekerek ellerimi göğsümde birleştirdim. Kız bana döndüğünde ufak tefek çirkin bir kızdı.

"Sen... Sen evimde ne yaptığını sanıyorsun?"

"Şey ben... Özür dilerim evde olduğunuzu bilmiyordum. Lale hanım on ikide evde olmayacağınızı söyleyince bende şey ettim."

"Şeylemek yerine git bana kahvaltı hazırla açım." Kızın hırsız olmadığı aşikardı. Büyük ihtimalle Lale'nin bahsettiği yarı zamanlı hizmetçiydi. Kıza cevap hakkı vermek sizin yukarıya çıkıp duşumu aldım. Giyinip mutfağa geçtiğimdeyse kahvaltı hazırdı. Yerime geçip oturduğumda el pençe duran kıza bakarak adın ne diye sordum.

"Neşe efendim..." Efendim mi? Allah'ım sen bana sabır ver. "Neşe seninle iş koşullarını konuşmak istiyorum. Öyle kafana göre her istediğinde evime girip çıkmazsın. Bu eve gelmeden önce aramazsan da bana mesaj atacaksın." Devamı Lale sana tam olarak ne söyledi diye sordum.

"Lale Hanım okulumu göze alarak haftada üç kere eve gelip temizlik ve yemek yapmamı söyledi..."

"Liseye mi gidiyorsun?" O kadar ufak tefek bir şeydi ki aklıma başka bir şey gelmedi.