ERDİNÇ BEY

2.1K 218 160
                                    

Güne bugün her zamankinden erken başlamıştım. Sabah erkenden kalkarak kahvaltı hazırlayarak taze ekmek için fırına gitmiş sıcacık simit ve ekmek almıştım. Annem bu kadar erken kalkıp kahvaltı hazırladığımı gözleri dolardı. Annecim şuan ne yapıyor diye düşünürken Erdinç saçlarını kaşıyarak masaya doğru gelmişti. Ona günaydın dediğimde masaya bakarak günaydın demişti. Aklıma parası gelince tezgahın üstündeki bozukluları alarak ona uzattım.

"Fırından ekmek aldım, bu da para üstün." Erdinç ağzına salata atmıştı ki elimde tuttuğum paralar bakmıştı. "Sen benim cüzdanımı mı karıştırdın?" Bana hırsız mı demek istemiştim. Yok, canım onu kast etmemiştir.

"Başka ne yapabilirdim fırıncı bana öpücükle mi ekmek verecekti. Beni söyletmeden al şu para üstünü. Bir daha da kurcalamamı istemezsen bir kenara para koyarsın." Erdinç avucunu uzattığında bozuklukları ona vermiştim. Arkamı dönüp dilimlediğim simidi masaya koyduğumda o da yerine oturmuştu. "Paran yok mu?" Param elbette yoktu, yoksa onun evinde kalmazdım.

"Sen çalışmıyor musun? Benim bildiğim erkekler çalışır değil mi?"

"Çalışıyorum Tutku Hanım devrelerimi yakmazsan da kahvaltımı yaptıktan sonra çıkacağım." Tamam, canım bir şey söylemedim. Erdinç'e çayını verdiğimde "Giderken para bırakırım." Demişti. Bense bu sözüne cevap vermemiştim. "Akşama ne yapmamı istersin?"

"Yemeklerle aran iyi mi?" O kadar okulunu okuduk bırak da iyi olsun."Gastronomi mezunuyum." Bana kaşlarını çatınca omuz silkmiştim. "Ne sandın ilkokul mezunu mu?" Babam daha çok evlenmem yönünde ısrar etmese şuan işimde gücümdeydim. "Yalnızca şaşırdım." İyi dediğimde kahvaltısına devam etmişti. "Karar verdin mi akşam için ne istiyorsun?" Aslında şükretmesi lazım kendi evimde mutfağa girmezdim. Annem de sen bölümü okuduğuna emin misin diye beni iğnelerdi. Ne yapayım yemek yapması sevsem de kendi yaptığım yemekleri yemeyi sevmiyordum. Anne yemeği gibisi var mıydı?

"Yemek seçmem keyfine göre takılabilirsin." Başımı olumlu anlamda salladığımda sessizce kahvaltımızı yapmıştık. Erdinç eline sağlık diyip kalktığında mutlu olmuştum. Hiçbir erkek için eline sağlık demek zor olmamalıydı. Erdinç evden çıkmadan önce bir köşeye para koyarak evden ayrılmıştı. Bende onun ardından evi temizleyerek oturdum.

Ev hayatı çok sıkıcıydı. Evime döner dönmez kendime güzel bir iş bulup çalışacaktım. Ev hayatına beni erken yaşta öldürürdü. Geleceğime dair planlar yaparken kapı açılmıştı. Erdinç diyerek ayağa kalktığımda kapıda yaşlı bir kadın göründü. "Sizde kimsiniz?"

"Asıl sen kimsin, oğlumun evinde ne işin var?" Annesi miydi? "Pardon tanıyamadım. Ben Tutku oğlunuzun sevgilisiyim." Yanına giderek elini öpmüştüm. Kadın hayretle bakarken "Nasıl olur oğlumun sevgilisi sarışın değildi." Demişti.

"Şöyle geçin ben size her şeyi anlatacağım." Yaşlı kadın oturduğunda üstümdeki kıyafete bakmıştı. "Ben size hemen yorgunluk kahvesi yapayım... Şey..." derken Gülsüm demişti. "Gülsüm teyze kahveniz nasıl içersiniz?" Orta dediğinde hemen mutfağa geçerek kahve yapılmaya koyulmuştum. Şimdi ona güzel bir mazeret sunmalıydım yoksa oğlu evden atamadı annesi atardı. Kahveleri yapıp yanına oturduğumda adın ne demişti. "Tutku, Gülsüm teyze..." Kahvesinden bir yudum alınca eve göz attı. "Evi sen mi temizledin." Diye sormuştu. Tabi biliyor oğlunun pasaklı olduğunu... "Evet, ben temizledim. Siz gelemeden özce de zeytinyağlı sarma yapmayı düşünüyordum." Anneler maharetli kızları severdi değil mi?" Bana sen gibi misinden bakınca gülümsedim.

"Söyle bakalım oğlumla ne zaman sevgili oldunuz? Diğer kızdan enden ayrıldı?"

"Gülsüm teyze ne sen sor ne ben söyleyeyim. Erdinç'in eski sevgilisi lezbiyenmiş. Bunu öğrenince hemen kızı terk etmiş." Kadın anlamayınca lezbiyenin ne demek olduğunu anlatmıştım. Oda dağlara taşlara diyerek ayaklarına vurmuştu. Oradan ötesi su gibi gelip geçmişti. Akşama kadar Gülsüm teyzeyle yemekler yapmış en sonda tatlıları yapınca götürmesi için ona da saklama kabına koymuştum. Ne yalan söyleyeyim beni çok sevmişti.

BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now