ALPEREN BEY

2.8K 249 139
                                    

"Yalnızca  su..."

Kasiyer 1 lite suyu geçirirken  gözüm  kartvizitine gitti. Ece  yazıyordu. Ece... Dikkatlice yüzüne  baktığımda  sol kaşının üstüne baktım.  Sarı  saçlar  ela gözler... Bana bakip beyfendi dediğinde  cüzdanımı çıkararak  suyun  parasını ödedim. Arkamda ki kadın  ise hadi oğlum  diye söylendiğinde elime suyu alarak kendimi dışarıya  attım.

Bir şeylerden kaçıyor  gibi  kendimi arabaya  atarak  hızla  oradan uzaklaştım. Ne kadar gittim bilmiyorum  ama denizi  gördüğümde arabayı kenara  çekerek başımı direksiyona dayamıştım. Bundan kaç  yıl öncesiydi. Sekiz  yıl... Dokuz yıl... Onu görmeyeli  kaç  sene olmuştu.

En son... Onu nerde gördüğümü çok  iyi hatırlamıyordum. Deniz  kenarında  oturmuş  gökyüzüne bakıyorduk. Henüz  yeni liseden mezun  olan iki ergen... O gün  onu son görüşümdü. Yılların  acısı  üstüme  bindiğinde altından  kalkamadım. Başımı  kaldırıp  tekrar  gökyüzüne baktım. Yine karanlıktı. Zifiri karanlık  içinde  kalmasakta bu karanlık  beni öldürüyordu.

Verdiğim  kararla arabayı geri sürdüm. Markete girdiğimde onu köşe  bucak aradım  fakat yoktu. Çaresizce dışarıya  çıkıp  markette  uzaktan  baktım.  Belki buraya tatil  adı altında gelemeseydim. Onunla asla karşılaşamayacaktım. Marketten bir kadın  çıkınca  bir cesaret  onu yari yolda yakaladım.

"Pardon bakar mısınız?" Kadın  bana dönüp  yol mu soracaksınız dediğinde  gece karanlığında etrafima baktım. Geri dönüş  yoktu. "Ben size çalışan  bir arkadaşınızı sormak istiyorum...."dediğimde  güldü.

"Geçin  bu ayakları  size göre  içerde  hiçkimse yok." Dönüp  gideceği  sırada  önünü  kestim. Ece ile  bir kez dahi olsun görüşmeden bu şehirden  gitmeyecektim.

"Ece... Ben size  Ece'hi sormak istiyorum. Benim lise arkadaşımdı. Onunla uzun yıllar sonra ilk  kez karşılaştım. Yarın  sabahta buradan ayrılacağım sizden ricam varsa telefon  numarasi ya da adresi..." Kadının gece karanlığında bilw afalladıgini fark ettim.

"Isminizi öğrenebilir miyim?"

"Alperen... Alperen Duman..."

Kadın  kısa  bir an şok geçirmiş gibi goxleini büyütmüş daha sondada hiç  beklemediğim anda bana tokat  atadak beni iteklemişti. Neye uğradığımı bilmezken bana hakaret  etmeye  başladı.

"Adi şerefsiz  yıllarca  bugünü  bekledim. Bir gün  olurda karşılaşırsak seni öldüresiye dövmeyi  istedim." Kadın  olayı  fazla abartinca kollarından  tutup kendine  gelmesini  söyledim. O ise ağlayarak  kendini yere bıraktı.

"Senin yüzünden... Senin  yüzünden  Ece çok  acı  çekti. Genç  yaşta  anne olup  genç  yaşta  oğlunu  kaybetti. O kız ne kadar acı  çektiyse  bütün  sorumlusu  sensin... O kızın  ahları sana gün  yüzü  göstermeyecek..." Sözleriyle  birlikte beynimden  vurulmuşa döndüm. Ece anne mi olmuştu. Her şeyden  önemlisi oğlunu  mu kaybetmişti. Boğazım acıdan düğümlenirken yanina oturup  nasıl  diye sordum.

"Hepsi senin  yüzünden kız senin yüzünden  erken yaşta kendinden yirmi yaş  büyük  bir adamla evlendirildi. Garibimin çilesi  hiç bitmeyecek o kocası  olacak itten daha çok  eziyet  görüp  daha çok  dayak  yiyecek." Sinirlenerek kadının  kolundan  tutup kendime  çevirdim.

"Söyle  artık  neler olduğunu  söyle. "

"Bilmiyor musun? Yaptığın  alçaklıği bilmiyor musun?"

"Bak sinirden ellerim titriyor, ben kriz  geçirmeden önce  ne yapmışım onu anlat. "

"Ece her canı  yandığında her ağladığında aynı  şeyleri  anlatırdı. Senin gibi adi bir herifin gece yarısı  onu sahil kenarında  bırakıp  kaçtığını..." Öyle  ama ben... "O gün  ne oldu biliyor  musun? Ece eve dönüş  yolunda üç kişinin  tecavüzüne uğradı. Senin gibi sapkın yanından  kaçıp gitmeseydi. Eve bıraksaydı. Babası  onu zorla evlendirmeyecekti. Belki de hayallerini yaşayacak  resim öğretmeni olup iyi nor adamla evlenecekti."

Elimi boğazıma götürdüm.  Öyle  bir keskin ağrı  saplanmıştı ki yutkunamadim. Elimle yanan gözlerimi örslediğimde bilmiyordum dedim. Yemin  ederim  bilmiyordum, bilseydim  onu öylece  bırakır  mıydım.

"O zamanlar çok  gençtik. Ece benim  ilk sevgilimdi. O gece biraz ileri gidip öpüştük...Ben o an çok korktum,  bir ilişki  yaşamak  gözümü  korkuttu.. Sonra oradan kaçtım. Lanet  olsun  ki onu orada bir  başına  bırakıp kaçtım... Ama sana yeminim olsun  ki döndüm. Ben yalnızca  beş  dakika sonra  döndüm. Ece geldiğimde  orada yoktu.  Gidebileceği yollada da baktım  ama yoktu  işte.  Sonra ki günler görüşmeye  çalışamda ona ulaşmadim. Bilseydim  o gün bile bunu öğrenseydim. Onu kimselere bırakmaz kaçırırdim."

Kadın  sözlerime  inanmamıs olmalı ki ayağa  kalkti. "O kızın  ahı sana gün  yüzü  göstermeyecek."demiş  gideceği sırada  yine yolunu  kesmiştim..

"Belki o zaman yapmadım  ama şimdi  yapacağım. Onu  o cehennemden kurtaracağim bana adresini  ver." Ucunda  ölümde olsa onu kurtaracaktım. Başlarda bana inanmasa da adresi aldım.  Belki yalan söylüyordur diye de bana oraya kadar eşlik  etmesini  istemiştim. Kadın  kenar  mahallede gecekondunun önüne  getirdi.

"Senin için değil  Ece için  yaptım. Madem bende yürek  var diyorsun. Şimdi  birazcık  adam olda o iblisin elinden  kızı  kurtar. "Demiş ve gitmişti.  Bende bir süre  eve baktım. Cesaretimi topladığımda kapı  açılmış  içerden  göbekli yaşlı bir adam  çıkmıştı. Söylenerek gittiğinde  gözden  kaybolmasıni bekledim.

Bir güç kapısına gelerek  iki defa tikattik. Kapıyı çok geçmeden  açtığında kimsiniz diye sordu. "Ece benim... Yillarca lanetler okuduğun  adam, seni bu cehennemden kurtarmaya geldim." Ece tepkisiz öylece bakmıştı. Kapıyı  hizla kapatacagi an kapi arasina ayağımi  koydum,

"Ece benim.... Alperen... Yıllarca  gün  yüzü  görmeyen  ızdırap  içinde sürenen adam.  Bırak  sana yardım  edeyim sana güzel  bir gelecek  sunayim."

Kapıyı  iteklemeyi bırakınca  kapı eşiğinden  içeriye  girdim. Ece'ye yakından  baktığımda  birkaç yerinde morluk  görmüştüm. Bu defa ben  kendime lanetler  okuyarak  ellerimi yumruk yaptım. "Özür dilerim Ece'm özür dilerim. O gün  seni  orada bıraktığım  için  köpek  gibi  pişman  oldum.."  Önünde diz çökerek  o geceyi bir çırpıda  anlattim.

"Yemin ettim ucunda ölüm de olsa  seni  almadan hiçbir  yere gitmeyeceğim."

"Neden? Söyle neden vicdanını  temizlemek  için  mi? Değil önümde diz çökmek gözlerimin  önünde  can versende seni affetmeyeceğim. Iki  cihan  bir araya  gelse de afetmem."

"Afetme şu saatten sonra sen affetsen ben kendimi affetmem." Ayağa  kalkarak  yüzüne  baktım.  "Ağla Ece ağla bu döktüğün son gözyaşları olacak seni bu kara  delikten  kurtaracağım." Kolundan tutup  çekiştirdigimde bırak  demişti.

"Ölsem de seni bırakmam Ece, bunu kafana yaz."

"Oğlum... Oğlum..."dediğinde  durup ona baktim. "Hiç değilse  bırak oğlumun fotoğraflarını alayım. " Eve girip  kendini kilitler  diye düşünerek kolunu  bırakmadım. Eve giirp tamam  mısın  diye sorduğumda  son bir kez  evine  bakıp  başını  sallanmıştı

Bende elini hiç bırakmadan  arabaya  bindirerek kendimde binmişti. Gaza basıp  yola kolyuldupumuzda artık  hiçbir  şeyin geri  dönüşü yoktu.  Onu yalnızca  o lanet  evden  değil  bu şehirden  de götürecek  yeni bir hayat verecektim.






SIZ OLSAYDINIZ BUNCA ACIYI YAŞATAN BIR ADAMI AFFEDER MIYDINIZ?


ISIM ÖNEREN ARKADAŞLAR BIR GÜN  SIRA SIZEDE GELECEK  MERAK ETMEYIN SIZDE ISIM BITMEDIGI SURECE BENDE DE KURGU BITMEZ.







BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now