OZAN BEY

2.8K 256 114
                                    

Ahlayarak gözümü araladığımda sırtı dönük bir adamın varlığını fark ettim. Sesimle birlikte olsa gerek ağır çekimde bana dönmüş bende aydınlanan dünyamla beraber bana bakan adamın simasını çözmeye çalışmıştım. Benim gözlerim gittikçe net görürken ağzında maskesi olan adam yanıma gelip maskesini açmış sonra da tanıdık gelen sımsıcak elleriyle elimi avuçlamıştı.

"Sümeyra!"

"Aşkım..." O an dudağımdan aşkım çıkarken sözlerimi bir kez daha tekrarlamıştım... "Doktor... Hemen doktora haber verip geleceğim..." O ellerimi bıraktığı anda benimde gözlerim kapanmıştı. Aradan ne kadar geçti bilmiyorum ama gözlerimi aralarken yine onu gördüm. Bu defa yanımda oturmuş ellerimden tutuyordu. "Şükürler olsun kendine geldin..."

"Ozan..." Adı ağzımdan çıktığı anda yüzünü ellerime götürüp kısa bir an öyle kalmıştı. "Aşkım ne oldu?" Ozan başını kaldırıp yüzüme baktığında gülümsedi fakat gözleri dolu doluydu.

"Kaza geçirdin Sümeyra, tam bir senedir bu yatağa mahkumsun..." Sözlerini anlaşır değildi. Ne demek istiyordu bilmiyorum. Oysa biz daha dün pikniğe gitmemiş miydik? O sırada beyaz gömlekli biri içeriye girerek bir şeyler anlatmıştı fakat beynim uğulduyordu. Beni genel bir muayene ettikten sonra tıpkı yaşlılar gibi önüme demir bir şey koyup yürümemi istemişlerdi. Bütün vücudum sızlarken yürümekte başlarda zorlanmış bir süre sonra sağlam adımlar atmaya başlamıştım.

Beni normal odaya aldıklarında bu gece gözaltında tutacakları için gitmeme izin vermemişlerdi. Ozan da heyecandan ailemi aramayı unutup diyerek bizimkileri arayacak olsa da ben buna izin vermedim. Hala inanamasam da sürprizi eve giderek yapacaktım. Ozan bana yabancı bakışlar atarken elimle yatağın yanına işaret ettim.

"Lütfen bana el gibi bakıp uzağımda kalma. Yanıma gel bu gece sana sarılıp uyumak istiyorum." Ozan ondan sanki çok büyük bir şey istemişim gibi tuhaf bakışlar attı. "Henüz yeni kendine geldin, seni rahatsız etmek istemiyorum."

"Ozan bana sarıldığın ana bütün acılarım bir anda hafifleyecektir. Lütfen yanıma gelip bana sarıl." Bu defa beni dinleyerek yanıma gelmiş bende ona yer açmak için biraz daha kenara kaymıştım. Yanıma uzanıp kokusunu içime çektiğimde "Kokunu almayalı sanki yıllar olmuş gibi..." dediğimde bana tuhaf bir bakış attı. Neden bana bir el gibi bakıyordu. "Sarıl bana..." Ozan sağ elini karın bölgeme koyduğunda bende sağ elimi elinin üstüne koydum. Solumda hala iğne olduğu için orası çürümüş gibi acıyor bende sol kolumu fazla hareket edemiyordum.

"Bana kazayı anlatır mısın? Her şeyi bilmek istiyorum." Anlatmadı. Dinlenmemi söyleyerek hiçbir şey anlatmamıştı. Bende uykuya yenik düşerek uyumuştum. Sabaha kalktığımda Ozan bana kendi elleriyle bir şeyler yedirmiş bense akşamı zor etmiştim. Akşam olup çıkışımı verdiklerinde Ozan çıkışımı almak için gitmiş kolumda ki iğneyi çıkaran hemşireyse bana ne kadar çok şanslı olduğumu söylemişti. Ozan bir yıl boyunca her gün ama her gün ziyaretime gelmiş beni bir an için bile olsun yalnız bırakmamıştı.

Hemşire gittikten sonra hazırlanıp hastaneden çıkmıştık. Arabaya bineceğimiz sırada "Sevgilim arabayı mı değiştirdin?" diye sordum o ise yine kireç gibi olmuştu. Bana kısaca evet, dediğinde arabaya binmiş bende aklıma gelini sormuştum. "Ozan beni hamama götürür müsün?" Üstümde öyle bir ağılık vardı ki bir ay hamamda kalsam sanki temizlenmeyecek gibiydim. Ozan her şeyde olduğu gibi buna da itiraz etmeyerek beni hamama getirmişti. "Hadi insene hamama beraber gireceğiz. Sırtımı sen keseleceksin." Demiş o ise yeni gelin gibi naz etmişti. Onda anlam vermediğim bir şey vardı ama ne? "Bir düşünsene hastaneden yeni çıktım. İçerde düşüp bayılsam kimin haberi olacak... Hadi ama bir an önce temizlenmem sonra da ailemin yanına gitmem gerekiyor..."

BEY SERİSİ ~ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now