30Bolüm Diş fırçası

104K 5.3K 988
                                    

Eve geldiğimde kapıyı yavaşça açıp montumu çıkarttım, kar hala yağıyordu.
Bir yandan çok sevsemde artık bitmesi gerektiğini düşünüyordum.
Gerçekten sabahları kalkınca çekilmez oluyordu.

Salonun ışığının yanmadıgını görünce Alp'in daha gelmemiş olduğunu düşünüp ışığı yaktım.kaloriferi yaktıktan sonra başımı çevirmemle
Alp'in koltukta uyuya kalmışt olduğunu gördüm.küçük çaplı bir korku gecirsemde yanına yavaşca yaklaşıp hafifçe eğildim. Gözlerim elinde tuttuğu ,düşmek üzere olan kumandaya takılınca, yavaşça parmakları arasından çekip masanın üzerine koydum.
Evi bayağı dağıtmıştı gerçekten. pizza kutusu ve cipsiler masanın üzerinde duruyordu.
Evde yemek olmadığı için sipariş etmiş olmalıydı.
"Kıyamam öküzcügüme "sessizce fısıldarken Alp kaşlarını çatıp biraz kımıldansada tekrar uykuya daldı.

Çok tatlı uyuyordu.Eger Alp'i tanımasam melek gibi derdim.Düşünceme gülüp koltuğun kenarına kollarımı dayadım ve ellerimle çenemi tuttum.
Onu saatlerce izliyebilirdim galiba.
Nasıl uyandırsam diye düşünürken aklıma gelen fikirle Alpin küçük burnunu hafifçe sıktım.

Nefes alamayınca yüzünü buruşturup burnunun ucunu elledi.
Gülmemek için büyük savaş sarf ediyordum.
Tekrar uykuya dalınca hafifçe gülüp alt dudağımı dişledim ve yine sıktım ama uyanmadı.
Yemek yaptıktan sonra uyandırırım diye düşünüp sıkıntıyla ayağa kalktım.
Ama böylede olmazdiki ya ,alp'le uğraşmayı,beni sinir etmesini , gülüşünü....ahh kimi kandırıyorum bildiğiniz Alp'i özlemiştim.

Ev bana onsuz bir saat bile dar geliyordu.
Yüzüne sıkıntıyla son kez bakıp mutfağa adımladım.
Bir anda Alpin kolumdan tutmasıyla sevinçle arkama döndüm.Alp konuşmama fırsat vermeden beni koltuğa çekip altına aldı.
Sırtım koltukla buluşunca şaşkınlıkla gözlerimi açtım.
Zarzor açabildiği gözlerini ovup gülümsedi.
"Demek gelebildin küçük buzağı?".

Bende onun gibi dudağımı büzüp tavana baktım.
"Aslında gelmicektim de sonra dedim evde bir tane tosun var gidip bir bakim".

Alp gülerken bütün ağırlığını üzerime verince omuzlarından tutup arkaya ittim.
"Alp kalk üzerimden ezildim ".

Alp bilegimden tutup yastıkların kenarına sabitledi bileklerimi.
"Çok yorgunum sus uyucam " bunu derken başını omzuma koymuştu bile.

"Ya ben Kalkim öyle uyu bari,eşek ölüsü mübarek"Alp'i en sonunda var gücümle itince uyku sersemi dengesini kaybedip üzerimden düştü.
Ben kahkalarla gülerken Alp sırtını koltuğa dayayıp başını tuttu.
"Nil?"

Sabahki gibi adımı söylemişti yine ,ama yemezlerdi ondan önce davranıp Alpin üzerinden atladım hızlıca bir yandanda hala gülüyordum.
Alp'in bir anda ayak bilegimden tutmasıyla yere kapaklanmistim.
Bu sefer Alp gülerken bir yandan yerde sürtünüyor bir yandanda söyleniyorduum.
"Ya biraksana beni öküz".

"Kızım karar ver öküzmuyum, tosunmu?".

Bileğimi tutmaya devam eden Alp'e kötü kötü bakışlar atıp "hepsi"diyerek cirladim.
Alp bu sefer kahkalarla gülerken ayak bileğimi kendine çekip kendine çevirdi."tamam ,tamam bekle acıdım".

"Çok teşekkürler Alp savaşan çok yardımcı oldun büyük gelişme"yardım etme anlayışı buydu herhalde sadece ters yatarken artık sırt üstü yatıyordum.
Alp ayağa kalkıp saçını karıştırdı
"Bizde böyle güzellik işine gelirse"

Yerde surunmekten yorulduğum için gözlerimi kapatıp kollarımı yanlarıma açtım.
Bu çocuk dengelerimi alt üst ediyordu.
Gözlerimi açtığımda Alp ellerini beline koymuş gülerek bana bakıyordu.
"Niye işime gelmesse aticakmisin beni başından?"

BU ŞEHRİN GÜRÜLTÜSÜNDEN UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin