58.Bölüm"FİNAL"

84.4K 3.7K 2.3K
                                    

İnsanlar doğar, yaşar ve ölürdü.
Yani denilenlere göre böyleymiş.Hiç bir zaman katılmadıgım gibi yine bu sıralamaya katılmıyorum.
Yer yüzündeki neredeyse bütün canlılar doğar ve yaşarken ölürdü.
Hepimize bu olmazmıydı zaten?.
Bunu ömürlük olarak söylemek biraz obazite kaçardı.
Mesela size hem annelik hemde yaşamının belirli yerlerinde yakın arkadaşlık yapan bir anne hayatınızı kolaylaştırabilirdi.Ya da bunun aksinebkr baba, çok iyi bir eş yada abi ,abla.
Anlatmak istediğim düşüncelerinle kendini bir araya getirmemen gerekir Birileriyle paylaşmalı insan.Belki benim bir babam ya da tam iki yıl önce bana hayat felsefemi ögreten bir annem yoktu.Ama onların yokluğunu bana hiç bir zaman hatırlatmayan ,canımdan çok sevdiğim Alp ve Onur vardı.
Ve Alp'i tanığım günden beri yanımızdan ayrılmayan iyi dostlarım.
Güçlü ol demişti annem bana.Sahi güçlümüydüm?.

En yakınlarını kaybeden biri olarak ayakta durabiliyormuydum.
Gözümden akan yaşı Onur'un görmemesi için silip elime aldığım lacivert poları yatağın üzerinde oturan Onur'a giydirdim.
Bana içten bir şekilde gülümseyip boynuma sıkıca sarıldı.Aynı şekilde gülümseyip kollarımı narin bedenine doladım.
Geri çekilip kısa siyah saçlarımla oynamaya başladığında arkamdan gelen ayak seslerini duymamla Alp'in sesi kulaklarımla buluştu.

"Hazır mısınız güzelim?."
Güzelim...Kaç seneden beri bana asla söylemekten bıkmadığı kelime.
Bir keresinde Alp'e bana bu kelimeyi söylememesini istediğimde gülerek neden diye sormuştu.
Bende ona, herkesin bir kezde olsa sevgilisine yada eşlerine söylediği basit bir kelime olduğunu söylemiştim.
Midilli yada buzağı güzeldi.Bunları seviyordum.Bana kendimi özel hissettiriyorlardı.Ama bu düşüncemi Alp'in 'ama en çok sana yakışıyor'demesi ile kafamın içinden çıkarıp atmıştım.
Çöktüğüm yerden kalkıp Alp'in yanına gittim ve sıkıca sarıldım.
Değişen çok şey olmamıştı üç sene içinde.
Alp'in babası şirketi ona devretmiş ve o da en iyi şekilde bu zamana kadar yônetmişti.
Jale ve Furkan geçen yaz Haziran ayında evlenmiş hatta bir kızları bile olmuştu.

Çoğu zaman atışsalarda iki dakka bile olmadan barışıyorlardı.Pelin ile Yusuf'a gelicek olursak onlarda geçen gün nikah tarihi almışlardı.
Bu kadar geç olmasından Yusuf herne kadar şikayetçi olsada pelin okulu bitmeden evlenmek istememiş, Yusuf ses çıkardığında ise Pelin'in avukat babası"oğlum bırakta okusun kız"diyerek Yusuf'u susturmuştu.
O günkü Yusuf'un yüzü aklıma geldiğinde gülümsedim.

Alp kısa siyah saçlarımla oynarken kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
Bana gülümserken "hazırız"diyerek dakikalar önce sorduğu soruya cevap verdim.
Anlıma dudaklarını bastırıp arka tarafımda duran Onur'a yöneldi.
Elime çantamı alıp omzuna taktıgımda Onur ve Alp önümden geçip kapıya yöneldiler bende arkalarından gidip odanın kapısını çektim ve merdivenlerden inip arabaya yöneldim.

O gün gelmişti.Neredeyse hepimizin senelerdir beklediği o gün gelmişti.
Kimine göre erken kimine ise geçti bu gün.Tam üç sene olmuştu.Böyle söylediğimde bile tüylerim ülperiyirdu.
Alp Onur'u bindirdikten sonra benim kapımı açıp beklemeye başladı.
Gülümsemeye çalışıyordu zarzor.
En az benim kadar garipti.Gariptik.
Onun aksine samimi bir şekilde gülümseyip elimle sakin olması için sakallarını okşadım yanagına öpücük kondurup gözlerinde sakladığı ormana göz gezdirdim.Uzun süre gelen saniyeler sonunda başını iyiyim dercesine sallayıp bakışlarını kaçırdı.

Arabaya binip kemerimi bağladım.
Alp kendi tarafına geçip arabayı calıştırdıgında bakışlarım arka tarafta duran Onur'a kaydı.Her zaman ki gibi sakinliğini koruyor ve camdan dışarıya bakıyordu.Ara sıra kendi kendine gülüyor kemeriyle oyalanıyordu.
Gülümseyerek önüme döndüm.Alp arabayı çalıştırıp yola koyulduğunda telefonunun çalmasıyla açıp konuşmaya başladı.
Arabaya bağlı olduğu için net bir şekilde duyabiliyordum.

BU ŞEHRİN GÜRÜLTÜSÜNDEN UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin