54Bölüm

75.9K 3.6K 3.4K
                                    

          Gölgenide seviyorum her
             haraketinde bana değince|

Sabah olmasıyla hızlı bir şekilde duş alıp , artık havalar ısınmaya başladığı için siyah bir pantolon onun üzerinede beyaz atlet giydim.Her duruma karşı da üzerime bol siyah ceketimi aldım ve sade hoş bir makyaj yapıp saçlarımı dalgalandırıp açık bıraktım.

Bu aralar bu işleri çok salmıştım ve iyice ev hanımı olmak yolunda ilerliyordum.Ama bundan şikayetçi değildim.Nede olsa kendi evim için uğraşıyordum.Amcam olucak o adamın ve yengemin evine değil.
Sahi,amcam ve yengeme ne olmuştu?.
Kaçırıldığımda bile bir kere arayıp sormamışlardı.Gerçi benimkide soruydu,tabikide aslında bana kalan ama onların aldığı paraları yiyorlardı.
Kim bilir nereye gitmişlerdi.

O günler aklıma gelince derin bir nefes aldım.Ve sonra annemin yüzü düştü zihnimin bir köşesine.
Annem bu zamana kadar elinden geldiğince beni babam olucak o şerefsizden korumuş ve hep beni el üzerinde yaşatmaya çalışmıştı.
Babamın annemi defalarca dövdüğüne ve aşaladıgına şahit olmuştum.Her defasında onun yerinde ben olmak istemiştim.Benide dövüyordu ama annem kadar değil.

Tekrar tiksindim o adamdan.Hatta adam demek ne kadar doğru bilinmez
Gözümden yaşlar usulca akmaya başladığında elimle hızlı bir şekilde silip derin bir nefes aldım aynanın karşısında.
Pisliğini bulmuştu.O hapishanede çürüyüp gidicekti.Beş parasızda kalmıştı.Artık o tekti ama ben değildim.Başımı geniş yatakta yatan Alp'e çevirip aşık olduğum yüzünü inceledim bir süre.Ardından yüzüme sıcak bir gülümseme takınarak yanına ilerledim.Güneş yüzüne vuruyor en güzel halini sunuyordu bana.

Yatağın ucuna geldiğimde aklıma gelen fikirle telefonumdan son ses müzik açıp aynı kaan'ın yaptığı gibi yatağın üzerine çıktım ve deli gibi zıplamaya başladım.
Alp rahatsız olmuş olucakki gözlerini içeri giren güneşe meydan okurcasına yavaşça açıp direklerini yatağa dayadı.Napmaya çalıştığımı anlamak ister gibi beni baştan aşağı süzerken bakışlarını umursamıyor , dalgalı saçlarımı bir o yana bir bu yana savuruyordum.

Alp yeni uyandığını belli eden sesiyle "napıyorsun küçük civcivim ?"diyerek beni kalbimden vurdu.
Bir anda nefes nefese durup , şaşkın ve bir o kadar gôrüntümden memnun bir şekilde gözlerimin içine bakan Alp'e baktım.
Cevap beklercesine yüzüme baktığında sadece "civcivinmiyim gercekten?"diyerek sordum.
Evet, bütün o konuşmadan sadece aklıma takılan şey buydu.
Tek kaşını kaldırıp igrenircesine yüzüme baktı.Ama sonra şaşkınlığını gidererek hızlı bir şekilde bileğimden tutarak beni kucağına düşürdü.

Hafifçe sırıtıp dirseklerimi gögüsüne dayadım ve yüzümü avuçlarımın arasına aldım.
Dalgalandırdıgım saçlarımın içinden parmaklarını geçirirken evet demesi için sabırsızlıkla bekliyordum.
Fısıldarcasına "evet ,sen benim küçük civcivimsin"dedi.
Onu büyük bir zevkle dinlemeye devam ederken tekrar dudaklarını haraket ettirip"ve arada sırada midilli,sümüklüm ve küçük buzagımsın"diyerek gülerek ekledi.

Başımı geriye atıp küçük bir kahkaha attığımda , aynı hızla eski halime dönerek dudaklarını ellerimle sıktım.
Kahkahaları avuç içime dolarken hızlıca bir şekilde iki yanağını öpüp dudaklarına uzun bir öpücük kondurdum.
Ayağa kalkmaya çalışırken "hadi okula geç kalıyoruz"dedim ve dağılan saçlarımı ellerimle düzelttim.
Bende böyle koca olduktan sonra böyle şeylerle yarım saat uğraşmama gerek kalmıyordu.
Ya hemen dağılıyordu yada onun yüzünden saçlarım birbirine giriyordu.

Başını tamam anlamında sallarken kapanan gözleri bunun tam tersini iddia ediyordu.
Yastıkla yüzüne vurduğumda ağzından bir küfür homurdanıp yüzüne yediği  yastığı çekip gülümsedi.
Sanki duymamıştım.Gıcık."Hadi "diyerek odadan çıktım.
Aşağı indiğimde gördüğüm manzara nedense beni şaşırtmamıştı.

BU ŞEHRİN GÜRÜLTÜSÜNDEN UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin