57.Bölüm"İki El Silah Sesi"

53.2K 3.1K 1.6K
                                    

Arkamızdan yorgun adımlarla gelen kaan'a bakışlarımı çevirdim.
Neredeyse yarım saat'e yakın çocuklarla birlikte kar topu savaşı yapmış,ondan hevesimizi en iyi şekilde alıp kaymak için en tepeye çıkmıştık.
Kaan kayak almaya gitmişti. Ama taşımakla oldukça zorluk çekiyora benziyordu.
Yanımıza ulaştığında düzene sokmaya çalıştığı nefesini dışarı verip kendini yüz üstü yere bıraktı.
Hızlı bir şekilde yanına giderek dizlerimin üzerine çöktüm.
"Kaan iyimisin?."

Endişeli sesim kulaklarına ulaştığında yüzünü bütünüyle gömdüğü kârdan başını kaldırıp etrafa bakındı ardından benimle göz teması kurup ağzının içine giren kar'ı tükürdü.
Yaptığı şeye kısık gözlerle bakıp yüzümü buruşturdum.
"İyi değilim kardan adam."

Dediği şeyi anlamdıramıyarak başucumda duran Alp'e baktım.
Sıkıntıyla başını iki yana sallayıp bakışlarını kayan insanlara çevirdi.
Furkan  karnına yavaşça vurarak kaan'ın sırtının üstüne düşmesini sağladığında ayağa kalkıp ellerimi bel boşluklarıma çıkardım.
"Kalk lan ordan,kötüye bir şey olmaz.Ben senin neden böyle yaptığını biliyorum kaçışın yok."

Furkan ,yerde bakışlarını tek bir yere sabitlenmiş ,ölü gibi duran kaan'ın kolundan tutup kendine çekti.
Kaan hiç bir tepki vermeyip yatmaya devam ettiğinde Furkan kaldıramayacağını anlamış olucak ki kaan'ın kolunu sertçe itip bir adım geri gitti ve anlını elinin tersiyle sildi.
"Eşek ölüsü mübarek ama ben sana ne yapıcagımı biliyorum ".
Furkan yanında duran simit'e bir adım attığında Kaan son nefesini verircesine sesler çıkarmaya başladı.

Furkan kaan'ın ayak ucundaki simit'i alıp yanına bıraktı ve baş ucuna geçip kollarından tuttu.
Yusuf'a dönerek"tut lan şunun ayaklarını"dedi ve son derece konsantreli bir şekilde bakışlarını kaan'a indirdi.
Kaan büründüğü rolden hızlı bir şekilde çıkıp ayaklarından ve kollarından tutan Yusuf ve Furkan'a şaşkınlık ve korkuyla baktı.
"Napıyorsunuz lan?."

Kaan kollarını ve bacaklarını çekmeye çalıştıkça çocuklar ona inat daha sıkı tutuyorlardı.
Furkan kışkırtıcı bir şekilde gülerek cevap verdi.
"Yorulma diye biz oturtucaz kardeşim seni ,sen rahatını bozma."

Kaan bu sefer ayağa kalkmaya çalışıp"yok ben binerim daha sonra ya siz yorulmayın"dedi.
Derdi şimdi anlaşılmıştı.Apacık korkuyordu anlaşılan.
Çocuklar gülmeye başladığında Furkan ve Yusuf zaman kaybetmeden kaan'ı büyük simit'in içine yatırıp yönünü dik yokuşa çevirdiler.
Korku dolu sesi neredeyse herkesin bakışlarını bize çevirirken çocuklar bunu hiç takmıyor, kahkahalarını havaya savurmaya devam ediyorlardı.
Kaan yanından kayıp giden çocuga bakarak Furkan'ın omzunu tutan kolunu tuttu.
Hafif ağlamaklı bir sesle"Furkan kardeşim gözünü seveyim bırak"diyerek kendince yalvardı.

Furkan düşünür gibi yaparak kaan'a bakışlarını çevirdi.
"Seni bırakmam için bir sebep söyle?."
Kaan biraz düşündükten sonra çapkınca gülerek "çünkü yakışıklıyım"dedi.

Furkan'ın aklına kaan'ın dediği şey yatmış olucak ki yavaşça ayağa kalkıp kollarını beline çıkardı.
"Ben niye düşünemedim lan bunu?."
Furkan o kadar ciddiydi ki bir an ben bile bu durumu sorgulamıştım.
Kaan kollarını arkasına yaslayak "ee sen beni din..."demesine kalmadan Furkan'ın kar simit'ine vurmasıyla kaan'ın cümlesi yarıda kalmış,yerini çığlıklara bırakmıştı.
Kaan son sürat bir şekilde tepeden aşağıya inerken hepimiz kahkahalara gömülmüştük.
Alp bana dönerek heyecanlı bir şekilde "hadi sıra bizde"dedi ve elimden tutup kayağa bindirdi.
Biraz endişeli olsamda dile getirmeyerek bindim.Alp arkama oturduktan sonra küçükken kaydırakta tren yapmak için art arda tutunan çocuklar gibi bacaklarını iki yanıma uzatıp belimi sıkıca kıvradı.

BU ŞEHRİN GÜRÜLTÜSÜNDEN UZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin