Jaemin'i okul çıkışında uyandırmışlardı. Tüm gün Hocaları resmen uyumasına izin vermişti. Uyku mahmurluğu çok fazlaydı. Haechan onun koluna girip yönlendirdi. Dışarı da onları bekleyen arkadaşlarına doğru ilerlediler. Jenolar etrafta gözükmüyordu. Bu yüzden direk olarak Yang'ın evine gitmişlerdi.
Jaemin kendini yere attı. Yang onun bu haline gülüp koltuktan bir minder alıp Jaemin'in başının altına koydu. Lucas üçlü koltuğun en uçuna oturduğunda Jisung da onun dizlerine yatmıştı.
"Film mi izlesek?" dedi Lucas.
"Sen biraz ders mi çalışsan acaba?" dedi Hae ona gülerek.
"Oğlum, benim üniversite hayalim yok ki ders çalışayım. Bu yüzle üniversiteye gidip ne yapıcam. Ben vücudumu kullanarak para kazanıcam."
"Hiiii." dedi Jisung. Gözlerini büyütüp, başını Lucas'ın dizinden kaldırdı. "Jigolo mu olcan başımıza."
"Doğru konuş." dedi kafasına vurarak Lucas. "Sadece, bilmiyorum ama ünlü olacağıma eminim."
"Eh umarım olursun." diyerek geri yattı Jisung. Yangyang o sıra netflixten film seçmeye çalışıyordu. Ne izliyecebileceklerine şöyle bir bakıp bir tane komedi filmi açtı.
Film bittiğinde evden ayrıldılar. Herkes kendi evine geçtiğinde Jaemin'in sırada ve yerde uyumaktan sırtı acıyordu. Bu yüzden eve girer girmez kendini koşarak odasında ki yatağına attı. Annesi daha eve gelmemişti. Cebinden telefonunu çıkardı ve kurcalamaya başladı.
Jaemin bugün olanları düşünüyordu. Dün kavgalarını etmişler bugün resmen dedikodu yapmışlardı ve o uyuklarken onları dinlemişti Jaemin dikkatini vermeyerek. Aslında başka bir evrende çok yakın arkadaş olduklarına emindi.
Aklına ilk kavgaları gelince güldü.
''''''
1 yıl önce
'İlk Kavga'
Jaemin ve diğerleri okuldan kaçmıştı. Üstlerini bir ara sokakta değiştirip Yang'ın evine doğru gidiyorlardı. Haechan önlerinde geri geri yürüyerek arkadaşlarına bir şeyler anlatıyordu. Diğerleri ise anlattığı şeye gülüyorlardı. Tam o sırada Hae arkasını görmediği için birine çarptı. Dönüp özür dileyeceği sırada çarptığı kişi onu hızlıca arkadaşlarına doğru ittirdi.
"Önüne baksana lan. Çocuk gibi, nasıl yürüyorsun yolda sen?"
Hae üstünde Moon Lise'si forması olan çocuğa baktı. İyi ki özür dilememişim dedi içinden bu dağ ayısı özür dilemesine değmezdi ve onu itmişti zaten.
"Sana mı soracağım nereye bakacağımı? Hadi ben önüme bakmıyordum. Sen neden bakmıyorsun? Kör müsün?" dedi Hae alayla.
"Bana çarpan sensin gerizekalı. Özür dile."
"Bak Moon bebesi, bas yoluna git. Ben arkam dönük yürüyordum ve seni görmedim, sen beni nasıl görmedin ?"
"Moon bebesi? Siz Seo'nun öğrencilerisiniz değil mi? Neden böyle konuştuğun belli oldu."
"Nedenmiş? Hak edenle, hak ettiği şekilde konuşuruz, ona göre davranırız. Biz, siz değiliz."
"Ne diyorsun sen?" diyerek Mark, Hae'nin üstüne yürüdü.
Jeno Mark'ın kolunu tutup çekti ama yetişememişti. Karşısında ki pembe saçlı çocuk o kadar dikket çekiciydi ki. Jeno çocuğun ayaklarına kapanıp beni al diye yalvarmak üzereydi ama olaylar hiç Jeno'nun hayal ettiği gibi gerçekleşmemişti. Bir anda herkes büyük bir kavganın içine düşmüştü.
Kimin kime vurduğu belli olmayan kavga polis sirenleri ile dağılmış hepsi kaçmıştı. Jaemin patlayan dudağına sövmüştü. Yüzüne yara almaktan nefret ediyordu. Annesine açıklama yapmak istemiyordu.
Aradan geçen zaman hiçbir şeyi değiştirmemiş. Moon öğrencileri Seo'nun çıkışında Haechanları yakalamıştı. Bu yüzden iki grubunda yeri belli olduğu için ardı arkası kesilmeyen kavgalar başlamış oldu.
İki grubunda bilmediği şey ise Mark'ın o ara Hae'ye bakmaktan ona çarpmasıydı. Bir anda ne yapacağını bilemeyip çocuğu itmiş ve işin sonu kavgaya gitmişti.
''''''
Jaemin düşünmeyi bırakıp telefonunu kurcaladı ve yine kendini Jeno denen çocuğun profiline girerken buldu. Çocuğun profili açıktı. Jaemin yine de ne olur ne olmaz diyerek dün gece Fake bir hesap açıp tüm stalkı ordan atmıştı. Yine öyle yaptı.
Sonra ne yaptığını fark etti ve daha kötüsü çocuğun onun ilgisini çektiğini fark etti.
