16. Kısım 'Takip'

2.5K 223 97
                                    

Jaemin, Yang kapıyı açınca içeri ilk giren insan olmuştu. Biraz uyumak istiyordu ve salondaki koltuğu diğerleri kapmadan ona yatmalıydı. Yatağa yatmak istemiyordu.

Kendini bıraktığında Yang ona gözlerini devirip içerden örtü ve yastık getirdi. İçeri yatmasını söyleyecekti ama dinlemeyeceğini biliyordu. Ayakucuna oturdu Lucas ve ona bakmaya başladı. Jaemin ona baktığını görünce kafasını hafif ona çevirdi.

"Ne oldu?"

"Asıl sana ne oldu? Hasta mısın? Ne bu uyuyup durmalar."

"Lan ne alakası var? Uykum var ondan uyuyorum. Depresyonda da değilim, hasta da değilim. Bana öyle bakmayı keser misin Lucas? Sadece uykum var."

"Rahat bırak uyusun. Kaç gündür yorgundur." dedi Yang. Onun lafı ile Jaemin yastığa tekrar yayıldı. Lucas da gözlerini devirip Jisung ile oyun oynamaya başladı.

Bir kaç saat geçtiğinde Hae gelmiş ve o gelince Jae de kalkmıştı. Haechan televizyonun önüne bir sandalye çekmiş ve onlara bakarak oturmuştu. Jaemin ve Jisung onun bu hareketine güldüler.

"Beni niye bıraktınız lan köpekler? Ya dövseydi. Tamam, kızmadım da arkadaşta arka da bırakılmaz yani."

"Uzatma, anlat." diyerek güldü Yang. Hae de dayanamayıp ona bakarak güldü.

"Oyun oynamaya gittik. Güya birbirimize karşı oynayacaktık. Takım olduk. Sonra da beni eve bıraktı." dedi kızararak. Hepsi çok içinde ona baktı. Haechan çok nadir utanır ve kızarırdı.

"Niye utanıyorsun?" diyerek gözlerini kıstı Jaemin. "Öptü mü yoksa?"

"Hayır be. Saçmalama. Sadece ne biliyim vakit geçirmek hoşuma gitti."

"Seni onla kanka ol diye bırakmadık orada." dedi Lucas.

"Kanka olduk demedim. Sadece kafa çocuk ama işte salak biraz. Keşke o gün beni itmeseydi."

"Harbi, oğlum biz niye girdik sizin kavganıza lan." dedi Jisung.

"Çünkü Moon bebesiydiler. Ne çabuk unuttunuz?" dedi Lucas. Jaemin de kafasıyla onayladı.

"Eh biz de Moon bebesiyiz artık." dedi Yang gülerek.

"Of o konuda haklısın işte. Biz bunlarla kavga etmeyi de bırakıyor gibiyiz farkında mısınız?" dedi Jisung.

"Zaten, Jeno denen çocuk Jaemin'e aşık bence." dedi Hae gülüp. Jaemin sadece gözlerini devirdi.

"Bence de." dedi Lucas.

"Kesin." dedi Jaemin. Bu konu hakkında çok konuşulmasını istemiyordu. Bu gidişle Jaemin aşık olacaktı. Çocuğun şuan ilgisini çekiyordu, bu belliydi ama bu ilgi kaybolursa ve Jaemin aşık olmuş olursa ne yapacağını bilmiyordu.

"Peki bu Doyoung hakkında ne düşünüyorsunuz? Gözüm üzerinizde derken ciddiye almıyordum ama gerçekten öyleymiş. Jaehyun'u da gördüm bu arada. Taş gibi çocuk." dedi Hae.

"O konuda haklısın işte. Çocuk resmen afet. Ben de kavgacı diyince böyle kas torbası biri bekliyordum sadece ama gamzeli bir afet resmen." dedi Yang.

"Evet ya. Gamzesi var değil mi?"

"Lan dedikodu yapıyorsunuz yine." dedi Lucas kafalarına vurup. "Doyoung diyordunuz, ne ara Jaehyun'a döndü konuşma."

"Oğlum ama konuşulmayacak çocuk değil. Neyse, tamam vurma be." dedi Hae onun kafasına vuran Jaemin'e. "Doyoung otoritesinin sarsılmasını istemiyor gibi duruyor. Bu yüzden gözünü bizden ayırmadığına eminim. Diğerlerini de o baskılıyormuş zaten eskiden belli. Hatırlamıyor musunuz? Kavgaların çoğunu formasız yapardık. Bence onlar Taeil hocadan değil Doyoung'dan korkuyorlarmış. "

Jaemin, Hae'nin haklı olduğunu biliyordu. Onlar da Doyoung'a bulaşmasalar iyiydi. Okuldan atılmakla uğraşamazdı. Grubundan kimse uğraşamazdı. Hae konservatuvar istediği için ders çalışmıyordu. Jisung ve Yang'ın dersleri iyiydi. Lucas ise bedeniyle para kazanamanın peşindeydi. Jaemin ne yapacağını bilmiyordu. Dersleri çok kötü değildi ama bir amacı da yoktu. Sesli bir nefes verdi. Diğerleri hala Doyoung hakkında konuşuyordu. Onun sesini duyunca bırakıp ona döndüler.

"Ne oldu?"

"Bir şey olmadı. Boşverin şimdi bunları konuşmayı. Jisung içkileri getir hadi."

"Daha erken önce yemek yiyelim." dedi Lucas. Jaemin o öyle deyince yemek yemediğini hatırladı. Kafasıyla onayladı onu.

"Ben sipariş vereyim." diyerek buzdolabının üstündeki kartlara bakmaya gitti Hae.

Hepsi yemekleri geldiğinde yemiş ve içkilerini içmeye başlamışlardı. Kimse pek konuşmuyor telefonuna bakıyordu. Jaemin tam telefonunun ekranını kapatacakken Instagram'ına bildirim geldi. Takip isteği vardı.

Lee Jeno'dan.

Jaemin yutkunup ne yapacağını bilemedi. Kabul etmek istiyordu ama diğerleri fark ederse ne diyeceğini bilmiyordu. Ne yapacaktı?

"Kabul et gitsin." dedi bir anda yanından Yang. Jaemin o konuşunca irkildi. "Üzgünüm. Şok olmuş gibi bakıyordun ben de merak ettim, baktım."

"Önemli değil. Kabul etmeli miyim?"

"Et gitsin. Belki mesaj atar?" dedi Yang.

Jaemin ona hala kararsız bakarken Yang elinden telefonu çekip onayladı ve Jeno'ya geri istek attı. Gülerek telefonu geri uzattı.

Jeno elinde telefonu, boş boş bakıyorken ne yapacağını bilemiyordu. Çoğunun minicik profil resmine bakmak onu yormuştu. Sadece çevresini kabul ettiği de takipçi sayısından belliydi. Bu yüzden fake hesapla uğraşmayıp kendi hesabından istek attı.

Gerginlikle beklerken tırnaklarını yiyordu. Bu çocuk ona neler yapıyordu böyle? Bekledi ve bekledi. Tam o sırada isteği kabul etmişti. Etmesini beklemiyordu Jeno. Eli ayağına dolaşmıştı ki tekrar çocuk ona geri takip atmıştı. Jeno heyecandan telefonu fırlattı.

Derin bir nefes alıp telefonu yerden aldı. Çocuğun profiline baktı. Bu çocuk ona cidden ne yapıyordu? Aşık oluyordu. Belki de çoktan olmuştu ama durumu fenaydı. Çocuğun ona yaklaşmayacağını biliyordu ama emin de değildi.

Mesaj atmalı mıydı?

Take Off ~ Nomin  '✓' Where stories live. Discover now